25 Ekim 2004 21:00

Şartlarımız eşit değil

Rojan Beken, Türkçe öğretmeni, rock hayranı, müzisyen...Rock, 'evden kaçan yaramaz bir kız'dı. Yıllarca, bu 'kız'ın peşinden koştu. Sorduğu müzik marketlerde "Kürtler rock dinlemezki yapılsa kaç satar" yanıtları yaraladı kendisini.

Paylaş
Sizin müziğinizin hikâyesi ne? Bu albüm nasıl oluştu? Ben şarkı söylemeyi, şarkı üretmeyi hep sevdim. Beni şarkı söylemeye Haluk Levent kışkırttı. "Sesinin bir albümü olmalı, dinlemeliyim seni" diyordu. Yaptığımız bir çok projeden geri döndüm. Onlar beni ifade etmiyordu. Bir gün Haluk bana "Sen, annenin şarkı söylediği dilde söyle şarkılarını" dedi. Çok etkilendim. Evet, ben de Kürtçe rock taraftarıydım ama kime anlattıysam önüme hep engeller koydular. Gözümü hedeften ayırmamak için gitarist arkadaşım Cihan Ecevit'le üç şarkının demosunu hazırlayıp Kalan Müzik'te Hasan Saltık'la görüştüm. Projem onaylanınca öyle sevinçliydim ki...Albümün kayıtları İtalya'da ve Türkiye'de yapıldı. Bu albümde kariyerinin üst noktasında yer alan müzisyenler çalıştı. Bu açıdan da çok onurluyum. Albümdeki şarkıların içeriği nedir? Albümde genelde bireysel aşklar, acılar, ayrılmalar, kavuşmalar var. Yani herhangi bir dilde konuşacak bir insanın herhangi duyguları. Hangi dilde söylerseniz söyleyin her yürekte aşkın demlenişi, bıraktığı sızı aynıdır. Aynı insancıl duygularla üzülürüz, seviniriz. Ben sadece yüreğimin Kürtçe günlüğünü aktardım beni dinleyeceklere. Albüme adını veren "Lawo" şarkısı diğer şarkılardan farklı. Bu şarkının albümdeki yeri nedir? Evet öyle, bu şarkı evrensel bir acının öyküsü; Oğul acısının. "Lawo" Kürtçe'de oğul demek. Lice'de yaşanmış acı bir olayın düşümüdür bu şarkı. Evlat acısı bütün annelerin yüreğinde aynı evrensellikte dokusunu örer. Ve bütün babalar bu acıyı iliklerinde pişirerek yakarlar kanlarını... Şehirlerarası bir yolculukta okumuştum Liceli bir babanın çığlığını. 14 yaşındaki oğlunu kaybetmenin isyanıyla "Sabah uyandığımda kime Lawo diyeceğim?" diyordu. Yeni bir güne oğulsuz başlamak...Sonsuz bir acı bu. Lawo'nun annesinin gazeteden fışkıran çığlıkları "Min dilana te ne dit lawo/Düğününü göremedim oğul." Ben onlara eşdeğer yaşadım o acıyı, gazeteyi okurken. Eve döndüğümde yakamda birikmiş gözyaşlarıyla ve sırılsıklam gitarımla yaptım bu şarkıyı. Kürt bir oğulun ağıdı oldu dilimde. Duyarlılığınız sadece Kürtlerin yaşamına mı? Sadece bölgenizin kaybedişleri mi üzer sizi? Eblette öyle değil. Bütün kaybedişler acılıdır. Irk, dil, din ayrımı zaten sanat ruhuna yakışmaz. Ben sadece yaşamsal değerlerle bir yaşa getirdiğimiz insanlarımızın hayatlarının zamansız sonlanmasına üzülüyorum. Bir çocuğu 14 yaşına getirene kadar neler yapmıyorsun ki? Ve uğruna herşeyi yaptığınız özünüzü bir gün toprağa gömüyorsunuz. Bu oğul, Edirne'de de Adana'da da, dünyanın herhangi bir ülkesinde de olsa acının anlamı değişmez ki. Acının ırk bilinci olmaz. Peki albümü yaparken klip projeniz var mıydı? Kürtçe bir klibi yayımlamanız kolay oldu mu? "Lawo" albümünü yaptığımda çok rahattım. Çünkü albümü tanıtmak için önümde herhangi bir engel de yoktu. Dolplin Ajans, "Şerina min" şarkıma klip yaptı. Klibimi şu ana kadar çekincesiz, tereddütsüz yayımlayan tek kanal Tatlıses TV oldu. Aslında düzenli yayına giren ilk Kürtçe klip oldu böylece. Fakat Kral TV bize "Kürtçe klip yayımlayamayacağız" dedi. Diğer kanallardan henüz haber alamadık. Bu işte bir gariplik var. Albümüm bütün müzik marketlerde diğer albümlerle aynı rafları paylaşıyor ama klibim eşit şartlarda yayımlanmıyor. Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesinde şöyle demişti; "Kürt bir sanatçıyı ilk ona koyabildiler mi?" Sanırım hâlâ değişmeyen şartlardan bihaber. Bu şekilde listeye nasıl girilsin ki? Umuyorum ki bu çelişkiler, zamanla düzelir. Albümünüzdeki şarkılarda kimlerin imzası var? Geleneksel Kürt şarkılarını da dikkate aldınız mı? Albümümde üç geleneksel Kürt şarkısını rock anlayaşımda yeniden yorumladım. "Jana dile min/yüreğimin acısı" şarkının bestesinde Haluk Levent var. Diğer şarkıların sözleri ve müzikleri benim imzamı taşıyor. Albümde hangi sazları kullandınız. Tam olarak nasıl adlandırabiliriz bu albümü? Albümde doğu sazlarını kullanmadık. Bu sazları kullanacak bir duygumuz olmadı da. Bateri, bas gitar ve elektro gitar dışında da yer yer yaylılar eşlik etti. Aslında ben insan sesini de enstrüman olarak kabul ediyorum. Bu açıdan baktığımda evet, albümde doğu sazı var. Doğunun kilidini tınısında mühürleyen sesim... Albümünüze baktığımızda melodik yönü çok güçlü, yer yer gelenekseli anımsatan besteler var. Bu özel bir tercih mi? Albüm sürecinde ilk oluşturduğum bestelerde coğrafyamızın kokusu izi yoktu. Onları kullanmadım. Yaptığım bestelerde bölgemize, ülkemize ait ezgiler olsun istedim. Ve albüm bu noktada Anadolu Rock izlenimi veriyor ama değil. Çünkü kullanılan gitar riflerinin Anadolu müziğiyle ilgisi yok. Ama "Anadolu ezgili evrensel rock" diyebiliriz. Bundan sonra albümleriniz Kürtçe mi olacak? Bu albümü Kürtçe Rock konseptiyle yaptık. Ama ben ülkemin renklerini taşıyan bir Türkmen şarkısını, Zaza şarkısını da okumaktan onur duyarım. Mesela Süryani kültürüyle ilgiliyim. Bir Süryani halk şarkısını gitarımla neden söylemeyeyim? Şöyle söyleyeyim; Haluk Levent'in "Aç pencereni" adlı yeni albümünde "Mülteci" isimli Türkçe şarkı sözlü eserim var. Bütün diller benim için kutsaldır. Adı geçen bütün diller bu ülkenin parçasıdır, bu ülkenin renkleridir. Ve bu renklerle sesimi boyamaktan daha heyecanlı ne olabilir?


Herkes istediği müziği ana dilinde dinlemeli 'İlk solo Kürtçe rock' sloganıyla tanıdık Rojan Beken'in 'Lawo' adlı albümünü. Rojan Beken kimdir? Mardinli bir ailenin çocuğuyum. Fakat daha ben doğmadan ailem Mardin'den göç etmiş. Ben Mardin'de doğmamış ve büyümemiş olsam da evimizde Mardin hep yaşadı. Hiç bitmeyen uzun bir hikâyeydi bu şehir. Gizemli bir masalı dinler gibi dinlerdik Mardin'in deli özlemini. Atalarımın yaşadığı toprakların acılı öyküleri bir yağmur göleti gibi kanallaşırdı anlatanların gözünde. Ve ben aşıktım o şehre, onu hiç görmeden...Yüreğime inen ilk sevdadır Mardin. Biz yıllarca kavuşamamış iki sevgili gibiydik. Ve ağustosun sonunda kavuşmamız çok çoşkulu oldu. Rock müzik sizin için ne değerler taşıyor. Neden Kürtçe rock? Rock kabuk tutan bir yarayı inadına kanatmaktır yaşamda. Acıyı hisettiğin oranda acısız yaşama idealine ulaşırsın. Hiç "yaşasın mevcut yaşamım" diye düşünen birini gördünüz mü? Herkesin bir şeylere tepkisi, öfkesi, karşı duruşu var. Ben hep hayatımda eksik bırakılan kaybedişleri geri almaya çalıştım. Rock, söz dinlemeyen, evden sürekli kaçan bir kızdı benim için. Ve ben kızın hep peşindeyim, aşıktım ona...Ben algıladığım bu müziği uzun yıllar Kürt müziğinde bulamadım. Bir Kürt müzisyenin çıkıp rock yapması hasretiyle bekledim yıllarca. Kendi anadilimde böyle bir albümü bulmamak beni çok üzüyordu. Müzik marketlere o kadar çok sorardım ki. "Kürtler rock dinlemez ki, yapılsa kaç satar" sözleri beni yaralıyordu. Bu sözleri duymak cesaretinizi kırdı mı? Sizi böyle bir projeye yönlendirmekte engel oldu mu? Bu benim müziği ilk hissediş yıllarıma kadar uzanan bir ömürlük hikâye. Öyle bir projem yoktu, ben bu albümü aradığımda. Bir insan istediği, tercih ettiği müzik türünü kendi anadilinde neden dinlemesin ki? Neden Kürtlerin Tarkan'ı yok hâlâ? Neden bir Kürt Eminem yok? Yaşamımızda bunların bir eksiklik olduğunu kabul etmeliyiz. Ben neden bir Kürtçe rock albüm yok diye sordum sürekli. Peki bahsettiğiniz bu müzik türleri Kürtlerin yaşamında etkin mi sizce? Dünyanın beslendiği bütün müzik türleri yer almalı Kürtlerin yaşamında. Hiç bilmediği bir Avrupa dilinde Eminem'i dinleyen bir insan, neden kendi anadilinde dinlemesin ki hip hop'ı? Tekno Avrupa müziği dinleyen bir insan, neden kendi anadilinde Tekno Pop dinlemesin? Neden Funk, Jazz olmasın? "Bütün Kürtler geleneksel müzik dinler" diye bir mantığı kabullenemem. Bunu düşünen de sadece ben olamam.

ÖNCEKİ HABER

Yardım eziyeti

SONRAKİ HABER

Yürekleri hep genç

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...