Herkes birbirini suçluyor
   İŞÇİ MAĞDUR

İstanbul (Yalova) Elyaf Fabrikası'nda kıdem tazminatlarını alamamanın sıkıntısını çeken işçiler, bir de sendika değiştirme tartışmasının içine çekilince mağduriyetleri daha da arttı. Öz İplik-İş ile TEKSİF Sendikası yöneticileri birbirlerini ağır bir dille suçlarken, şu ana kadar işten atılan işçi sayısı 138'e ulaştı. Eski adı Yalova Elyaf olan fabrikada yaşanan sorunlar 2001 yılında yaşanan krize dayanıyor. Kriz döneminde üretimi durdurarak işçileri ücretsiz izne gönderen patron 1 Mayıs 2001 tarihinden sonra işçilerin ücretlerinin yarısının ve SSK pirimlerinin ödeneceği sözünü verdi. Ancak 30 Eylül 2002'de tüm işçilerin iş akitlerini fesh eden patron, sözünü tutmadığı gibi kıdem ve ihbar tazminatlarını da ödemedi. Fabrika 2003 yılında başka bir kişiye kiralandıktan sonra adı İstanbul Eylaf olarak değiştirilerek yeniden açıldı. İşçilerin yaşadığı sıkıntı bundan sonra da devam etti. Fabrikada örgütlü olan Öz İplik-İş Sendikası'nın yetkisi gelmeden Şube Başkanı Muhammet Özgürbüz patronla bir protokol imzaladı. Bu protokolle işçi ücretlerini düşürdüğü iddia ediliyor. Bu dönemde yapılan Öz İplik-İş Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmalar ise olayı daha da karmaşık hale getirdi. Öz İplik-İş Sendikası Genel Teşkilatlanma eski Sekreteri Musa İpekçi Genel Kurul'da seçimi kaybedince TEKSİF'e geçti. Muhammet Özgürbüz de TEKSİF'e çalıştığı gerekçesiyle görevinden alındı. Ardından da İstanbul Elyaf işçileri Öz İplik-İş'ten istifa ederek TEKSİF'e geçmeye başladı. Öz İplik-İş Sendikası işçilerin patronla işbirliği içinde TEKSİF'e geçirildiğini, istifa etmeyenlerin ise işten atıldığını belirtiyor.

Dernek kurdular Sendikalardan destek göremeyen işçiler "Yalova İli Elyaf Mensupları Sosyal Yardımlaşma Derneği"ni kurdular. Derneğin tazminatları alabilmek için 2003 Aralık ayında kurulduğunu belirten Dernek Başkanı Şaban Erol, işçilerin alacakları için mahkemeye başvurduklarını belirtti. Muhammet Özgürbüz'ün derneğin kurulmasına karşı çıktığını anlatan Erol, patronun da derneği kapattırmaya çalıştığını ifade etti.

Baskı yapıldı Fabrikada 11 yıldır sekreterlik yapan Ayşe Paşaoğlu, TEKSİF'e üye olması için üzerinde baskı kurulduğunu söyledi. TEKSİF'e üye olduğunu ancak daha sonra Öz İplik-İş'e geri döndüğünü hatırlatan Paşaoğlu, bunun üzerine ilk önce İplik 4 bölümünde işçi olarak çalıştırıldığını daha sonra da işten atıldığını anlattı. İstanbul Elyaf'ta işe başladığında aylık 380 milyon lira olan ücretinin 330 milyon liraya düşürüldüğünü söyleyen Paşaoğlu, fabrikanın kapalı olduğu dönemde Muhammet Özgürbüz'ün 1.5 trilyon lira dağıttığını, ancak kendisine hiç para verilmediğini belirtti. Kızının üniversiteye kaydını yaptırmak için bir hafta izin istediğini, iznin ancak TEKSİF'e üye olunca verildiğini söyleyen 20 yıllık işçi Ömer Gözen, tekrar Öz İplik-İş'e üye olunca işten atıldığını belirtti.

Protokol dayatması Tazminatını almak için mahkemeye başvurunca baskı yapılmaya başlandığını kaydeden 11 yıllık işçi Aydın Ertürk, Muhammet Özgürbüz'ün hazırladığı ve zorla imzalatmaya çalışılan protokolle tazminatların yüzde 40'ının gasp edilmek, yüzde 60'ının ödenmesinin ise 2015 yılına kadar ertelenmek istendiğini söyledi. TEKSİF'in patrona kalkan olduğunu düşünen Ertürk, sahte tutanaklarla işverene hakaret suçundan işten atıldığını ifade etti. 17 yıldır makinacı olarak çalışan Güneş İnci de ustaların "İşveren TEKSİF'i destekliyor. Oraya geçin" dediğini söyledi.

---

İşverenci değilim Patronlarla birlikte hareket ettiği iddia edilen Öz İplik-İş eski yöneticisi Musa İpekçi, TEKSİF'te Genel Başkan Danışmanı görevini yürütüyor. İşyerindeki ustaları ve teknisyenleri TEKSİF'e üye yaptığı için kendisine işverenci dendiğini belirten İpekçi, bunu kabul etmediğini kaydetti. "Ben mal varlığımı açıklamaya hazırım. Öz İplik-İş yöneticileri de mal varlıklarını açıklasınlar o zaman görürüz kimin işverenci olduğunu" diyen İpekçi, Fabrikada 770 civarında üyelerinin olduğunu belirtti. İşten atmalar ve bölüm kapatmalar konusunda Öz İplik-İş'in korkusundan dolayı hiçbir şey yapmadığını anlatan İpekçi "Burada yetkili olursak bu arkadaşların yüzde 90'nını işe geri alacağımı söylüyorum" dedi. TEKSİF'le anlaşma yaptıkları yönündeki iddiaları reddeden İpekçi, şöyle konuştu "İspatlasınlar ben kendimli Yalova'nın ortasında asacağım."

---

İŞÇİLERİ SATMADIM Bu olayda adı en fazla geçenlerden biri olan Muhammet Özgürbüz, protokolle işçilerin ücretlerinin düşürüldüğü şeklindeki suçlamaları kabul etmedi. "Böyle bir protokol varsa Öz İplik-İş Genel Merkezi neden müdahale etmemiş?" diye soran Özgürbüz, "İşveren fabrikayı kapatacağını söyledi. Bende tazminatları ödemesi koşuluyla kapatabileceğini söyledim. Fabrikada üretimin yapılmamasına rağmen 17 ay boyunca işçileri çalışıyor gibi gösterdik. Fabrika kapandığı zaman işçilerin tazminat tutarı 3.5 milyon dolardı şimdi ise 12 milyon dolar oldu." İşverenle kavga ederek 1.5 trilyon dağıttırdığını belirten Özgürbüz, bu parayı kendisinin değil işveren temsilcilerinin dağıttığını savundu. Görevden alındıktan sonra TEKSİF'e çalıştığını ifade eden Özgürbüz, "Sandık koymak istediklerini söylüyorlar. Örgütlü oldukları diğer fabrikalarda koysunlar ben de burada koyacağım" diye konuştu.

---

BASKI KURDULAR Öz İplik-İş Genel Başkanı Yusuf Engin, Musa İpekçi'nin genel kurulda seçimi kaybedince, Muhammet Özgürbüz'ü de yanına alarak işçileri TEKSİF'e geçirmeye başladıklarını söyledi. İşçilerin açtığı tazminat davasını engellemek için baskıyla işçilerin yarısının TEKSİF'e geçirildiğini ifade eden Engin, "Tazminatları almak için çalışan sendikayı devre dışı bırakarak, istediği gibi hareket edecek sendikayı istiyorlar. Biz sandık koyulmasını istedik ama kabul etmediler" diye konuştu. İşçiler daha sendikalarından istifa etmeden önce sendika değiştirme çalışması içinde olduğu için Muhammet Özgürbüz'ü sendikadan attıklarını ifade eden Engin, "Madem ilkeli sendikacılar önce sendikamızdan istifa etsinler, ondan sonra başka sendika için çalışsınlar" diye konuştu. TEKSİF Genel Başkan Yardımcısı Metin Kır ise Öz İplik-İş ile Musa İpekçi ve Muhammet Özgürbüz'ün aralarındaki problemler bizi ilgilendirmez" dedi.