5 Ekim 2004 21:00

AB'nin Demokles Kılıcı

Türkiye'nin "umutla" beklediği İlerleme Raporu, AB'nin denetim mekanizmasını daha da artıracak. Üstelik raporda diğer üye ülkelerden hiçbirisinden istenmeyen şartlar da yer alıyor. Bu durum Belçika basını tarafından, "Türkiye'nin tepesine Demokles'in Kılıcı'nın yerleştirildiği" şeklinde yorumlandı. AB, Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nu bugün açıklayacak. Rapor genel hatlarıyla Türkiye'nin yaptığı reformları ve yapması gerekenleri içeriyor. Ancak raporda diğer üye ülkelerden istenmeyen bir çok ağır şart da bulunuyor. AB Komisyonu'ndan bazı kaynaklar, Komisyon'un Türkiye ile ilgili tavsiye raporunda, müzakerelere "gecikmeksizin başlanması'' ifadesinin yer almayacağını belirterek, bunun Türkiye için olumsuz bir gelişme olabileceğini bildirdiler. AB Komisyonu içinde yapılan Türkiye tartışmasında da, 25 ülkeden 8 temsilci, Türkiye ile gecikmeksizin müzakerelerin başlaması görüşüne karşı tavır aldı. İlerleme Raporu'nda, ''Türkiye'nin kriterleri yeterli bir biçimde yerine getirdiği için müzakerelerin başlamasının" tavsiye edileceğini, ancak müzakerelerin başlama tarihinin üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına bırakılacağını kaydettiler. 2004 yılı Aralık ayında AB liderleri müzakerelere geçme kararı alsa da, müzakerelere başlama tarihinin saptanmasının 2005 yılına atılması bekleniyor. Buna gerekçe olarak, Türkiye'nin siyasi kriterler alanında uygulamadaki eksiklerinin ve Türkiye'nin üyeliği konusunda şüphe taşıyan çevrelerin muhalefetinin gösterilmesi bekleniyor. AB Komisyonu kaynakları, AB Konseyi'nde kararların oy birliğiyle alınmasının Türkiye'nin işini zorlaştıracağıni da dile getiriyorlar.

Şartname hazırlandı Öte yandan AB Komisyonu tavsiye kararında sayfalarca şartname hazırlaması ise dikkat çekti. Bügüne kadar hiçbir aday ülkeye uygulanmayan şartlar Türkiye'nin önüne konacak. Komisyon diğer aday ülkeler ile yaşadığı sorunların bir daha görülmemesi amacıyla Türkiye'deki uygulamaları her altı ayda bir raporlarla takip edecek. Komisyon ayrıca, raporunda birliğin de Türkiye'nin üyeliğine kurumsal olarak hazırlanması gerektiğinin altını çizecek. Sıkı denetimli bir müzakere süreci ile Türkiye'nin müktesebatı eksiksiz olarak hayata geçirebileceği ve müzakereleri tamamlamış olan Türkiye'nin üyelik için bir sorun yaşamayacağı da raporda ifade edilecek.

Tarih yok Bu durum Avrupa basınında da bir üyelik müzakeresi olarak değil, Türkiye'ye Demokles Kılıcı dayatması olarak yorumlanıyor. Bu konuya dair geniş yer ayıran Belçika basını, komisyon bünyesinde tam bir uzlaşma olmadığını vurguladı. "Le Soir" gazetesi, AB kaynaklarına dayanarak, "Türkiye'nin 2018'den önce tam üye olmasının önüne geçildiğini, müzakerelerin başlamasına 'katı bir belge ile' yeşil ışık yakılacağını, ancak tarih verilmeyeceğini, gereğinde askıya alınabileceği belirtilecek olan müzakerelerin sonucunun tam üyelik olmayabileceğini, ortaya koyulan koşulların 'Türkler için çok zor' olduğunu" yazdı. "Müzakerelerin gereğinde askıya alınması, Türk işgücüne serbest dolaşımın kalıcı bir şekilde engellenmesi gibi önlemlere açık kapılar bırakıldığını" belirten gazete, "tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı tarihin kararlaştırılması konusunun da aralık ayına, devlet ve hükümet başkanlarına bırakıldığını" ifade etti ve "Oysa 2002'de, Kopenhag zirvesinde, AB Komisyonu raporunun olumlu olması halinde müzakerelerin derhal başlayacağı kararı alınmıştı" diye yazdı. "AB Komisyonu'nun, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yeterince yerine getirdiğini" belirterek, "müzakerelerin başlamasına yeşil ışık yakacağını" bildiren gazete, "tarih belirlenmediğini, Türk katılımının müzakereler sonunda garanti altına alınmadığını, söz konusu müzakerelerin ne zaman başlayacağının ve ne zaman sonuçlanacağının bilinmediğini" ifade etti.


SERBEST DOLAŞIM YOK İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi, Avrupa Birliği'nin yarın açıklayacağı raporunda Türk işçilerin Avrupa'da serbest dolaşımlarına karşı acil önlemler alınmasını isteyeceğini yazdı. Bu kuralın diğer AB üyesi ülkelere uygulanmadığını ve Türkiye'yi kalıcı kısıtlama altında tutacağını vurgulayan gazete, açıklanacak raporda bu şartın yer almasının beklendiğine dikkat çekti. Gazete, AB Komisyonu'nun ayrıca Kıbrıs ile ilişkileri iyiye götürmesi için Türkiye'ye baskı yapmasının da beklendiğine değiniyor.


RAPORUN ANA HATLARI Avrupa Birliği Komisyonu'nun bugün yayımlayacağı İlerleme Raporu'nun ana hatları belli oldu. Raporda Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak "çözüm bulunması için Türk Hükümeti'nin olumlu katkıda bulunduğu ve Türk-Yunan ilişk lerinin iyi yönde geliştiği de belirtiliyor. Komisyon raporunda "işkenceyle mücadele konusunda önemli ve olumlu gelişmeler sağlanmıştır. Sistematik işkence bulunmamakla beraber konu hâlâ sorun olmaya devam etmektedir" ifadesi yer alıyor. Raporda diğer alanlarda sağlanan gelişmeler ise şöyle sıralanıyor:
  • Temel hürriyetler alanında önemli gelişmeler sağlandı. Kadın-erkek eşitliği kuvvetlendirildi.
  • Basın hürriyeti kuvvetlendirilmiştir. Bununla beraber bazı basın mensupları aleyhine davalar açıldı. İnsan hakları savunucularına karşı da yer yer dava açılmaya devam edilmektedir.
  • Müslüman olmayan cemaatlerin mal mülk ve dini eğitim konularında sorunları devam etmektedir * Aleviler resmen bir dini cemaat olarak tanınmamaya devam ediyor. İbadet yeri açmakta zorlukla karşılaşabiliyorlar.
  • Komisyon ilerleme raporunda Kürtçe kurslarını açılmış olması ve radyo-tv yayınlarının başlaması övülüyor.
  • Milli Güvenlik Kurulu'nun statüsünün değişmiş olması ve bir sivilin genel sekreter olarak atanması olumludur. Bununla beraber "Silahlı Kuvvetler gayrıresmi mekanizmalar yoluyla nüfuzunu devam ettirmektedir" deniyor.
  • Yargının bağımsızlığı ve verimliliğini kuvvetlendirilmesiyle ilgili olarak olumlu gelişmeler bulunmaktadır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştır.
  • Hapishane sisteminde olumlu gelişme bulunmakla beraber bazı hapishanelerdeki hücre sistemi endişe vericidir. Adalet, içişleri, jandarma ve polis personelinin eğitimi konusunda olumlu gelişmeler sağlanmıştır.
  • Köye dönüşler, köy korucuları, personel mayınları ve maddi destek eksikliğinden dolayı çok kısıtlı olmuştur.
  • Özelleştirme konusunda ek gayrete ihtiyaç var.
  • Kısa vadeli ekonomik kriterlerin bir kısmı karşılanmıştır.
  • Enflasyonla mücadele ve finans sektörünün reformu devam etmektedir.
  • Yabancı yatırımı kolaylaştırmak için çıkarılan yasa yerindedir.

  • Evrensel'i Takip Et