01 Ekim 2004 21:00

ADT'de çağına tanıklık eden oyunlar

Ankaralı tiyatro izleyicisine, seçkin oyunları ile adeta tiyatro ziyafeti sunacak olan Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT), bu sezon iddialı.

Paylaş
Ankaralı tiyatro izleyicisine, seçkin oyunları ile adeta tiyatro ziyafeti sunacak olan Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT), bu sezon iddialı. 11 yeni oyuna imza atan ADT'nin Genel Müdürü Tayfun Erarslan, bu sezonun repertuarını belirlerken oyunların türlerinin ve dönemlerinin en iyi örnekleri olması ve çağına tanıklık etmesi özelliklerine önem verdiklerini söyledi. Tayfun Erarslan'a yönelttiğimiz soruları ve cevapları şöyle: - Ankaralı tiyatro seyircisini ADT bu sezon nasıl karşılayacak? ADT'nin bu yılki repertuvarı bir anlamda kendi içinde ilkler repertuarı gibi. Bu yıl iddialıyız. Ankaralı seyirci bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı ama bu yıl bir sürü yeni ilk oyunla başladığımız için ilgilerini daha çok çekecektir. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Oyunlarımız birer ikişer gün arayla ekim ayı boyunca prömiyer yapacak. Oyunlara imza atan isim, yazarlar ve rejisörler, sabit tiyatro izleyicisine çok şey ifade edecektir. Yeni tiyatro izleyicisinin ise zaten bu oyunlar ile tiyatro sevgisi tatmin olacaktır. Aslında seyirci ile buluşmadan o oyunun nereye varacağını bilemeyiz. Seyirci bizim son aynamız ve karar verecek olan yerimizdir. - Bu repertuvar nasıl oluştu? DT'nin bir kuruluş amacı vardır. Tiyatro dünyasına her türün en iyi örneklerini sunmak ve repertuvarında bulundurmak gibi bir görevi vardır. DT, sahip olduğu teknik olanaklar ve yetişmiş eleman potansiyeli ile Türkiye sınırları içinde en yaygın çerçevesini oluşturan bir kurum olarak bu imkânlarımızı halkın yararına kullanmakla yükümlüyüz. Birinci kriterimiz her türün örneğini sunmak. Ayrıca oyunların, çağına ve gününe tanıklık etmesi, sergilendiği döneme veya güne dair bir derdi olması ve bugünün izleyicini mutlaka bir yerinden yakalaması gerek. Repertuvar sıralamasını yaparken tematik bütünlük, konu bütünlüğü zaman zaman aranıyor. Oyunları alt alta dizdiğinizde bir anlam çıkmalı. Bu yıl biz iki ana başlığı çok dikkate aldık. Özel ve tek bir tema belirlemedik. Çünkü bu bizi sınırlayabilirdi. Bizim için türlerinin ve dönemlerinin en iyi örnekleri olması önemliydi ve çağına tanıklık etmesi en önemli özellikti. - Mesela savaş gibi güncelleşen bir konu üzerinde düşünceniz olmadı mı? Dünyada öne çıkan olayları Türkiye'de tiyatrolar kullanıyor. O gündeme göre bir şeyler yapılıyor. DT hemen o gün oluşuvermiş olaylara göre biçim alan bir tiyatro değildir. Mesela başlık savaş karşıtlığı ise savaşa hem tiyatronun hem de tüm insanlığın her dönem karşı olması gerekir. Bir olayın patlak vermesi gerekmiyor. DT zaten genel tema anlamında karşı durulması ya da insan hayatı ile ilgili ne varsa onu gündeminde tutar. Çok güne göre biçim alan bir yapısı yoktur, olmamalıdır da. Tüm tiyatroların yarını bugünden görerek, genel durumu görerek insanlığın temel durumları neyse onu her daim gündeminde barındırmak zorundadır. DT hemen o gün gelişen olaylara göre biçim alan, gişe kaygısı taşıyan bir tiyatro değildir, olmayacaktır da, olmamalıdır da. - Çocuk oyunları belirlendi mi? Çocuk oyunlarına bu sezon daha başka bir gözle bakmak istiyoruz. Ekim ayında Karagöz gösterimiz olacak. Geleneksel tiyatroyu ve bizden olan tiyatroyu tanıtmak için Karagöz'e ayrı önem veriyoruz. Ekim ayında Yeni Sahne'de pazar günleri Karagöz sergilencek. Kasım ortalarından itibaren hedef kitlesi belirli, pedagojik yanı belirlenmiş ve güçlü, özel ve planlı bakış sergilemek istiyoruz. Belki ekimde seyirciye yeni çocuk oyunları sunamayacağız ama bu planlanan çalışmalar devam ediyor. Bu planlar hayata geçtiğinde daha memnun olacaklar. Çocuk tiyatrosu bizim için çok önemli. Hem yarının seyircisini yetiştirmek hem de piyasadaki çocuk oyunlarına DT'ye yakışır şekilde alternatif olabilecek daha planlı oyunlar düşünüyoruz. Bu yüzden çocuk oyunu repertuvarımızı özel bir başlıkla ve toplantı ile açıklayacağız. Çalışmalarımız DT ekibi ile sürüyor. - Siz Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda da bir süre görev yapmıştınız. Diyarbakır ile Ankara'yı karşılaştırabilir misiniz? Diyarbakır DT'de iki dönem çalıştım. Seyirci anlamında Ankara seyircisinden bir farkı yok. Bu da DT'nin önemli görevlerinden birinin başarılmış olduğunu gösteriyor. DT, Diyarbakır'da 20 yıla yakın bir süredir faaliyet gösteriyor. Orada bir tiyatro seyircisinin yetişmesinde çok büyük katkısı olduğu nu son yıllarda gözlemledim. DT'nin yerleşim yaptığı tüm bölgelerde bu gelişim gözleniyor. İnsanların beklentileri, günlük sorunları ya da sosyal sorunları ile doğru orantılı olabilir. Tiyatro estetik duygulara hitap eden bir dal olduğu için beklentiler dönem dönem değişebiliyor. Her şehirde bu böyle. Diyarbakır seyircisi her türün en iyi örneğini sahnesinde görmek istiyor. İlle de "Benim yaşadığım derdi bana gösterin" gibi bir derdi yok. Bence nitelikli seyirci buradan belli oluyor. Tiyatro bununla da yetinmemeli. Sanatın tüm dallarını ve insandaki etkilerini ard arda sayarsak böyle bir görevi zaten olmalı.


ADT'nin ekim ayı takvimi Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sezon açılışının yapılacağı Orhan Asena'nın "Sığıntı" adlı oyununda, iktidar tutkusu ve bu tutkunun trajik sonuçları anlatılıyor. Oyunun yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu. Bugün Şinasi Sahnesi'nde prömiyer yapacak "Schubert ve Şevki Bey" ise Ali İhsan Kaleci'nin kaleminden iki büyük müzisyeni sahneye taşıyacak. 5 Ekim Salı günü ise Küçük Tiyatro'da "Yeşil Gece" adlı oyun dünya prömiyerini yapacak. Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı, Tuncer Cücenoğlu'nun oyunlaştırdığı ve Murat Karasu'nun yönettiği oyunda, Ali Şahin adında bir öğretmenin küçük bir kasabada, okul yaptırma mücadelesi konu alınıyor. Marivaux'un yazıp Cem Emüler'in yönettiği "Köleler Adası" adlı oyun ise 20 Ekim'de İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nde Türkiye prömiyerini yapacak. "Atları da Vururlar" ise Horace McCoy'un metninden Özcan Özer'in oyunlaştırması ve Şakir Gürzumar'ın yönetmenliği ile 12 Ekim'de Akün Sahnesi'nde prömiyer yapacak. Arthur Miller'ın yazdığı, Mehmet Atay'ın yönettiği "İki Pazartesinin Hikayesi" 8 Ekim'de Altındağ Tiyatrosu'nda Türkiye prömiyerini yapacak. Ayrıca 17, 24, 31 Ekim'de Hayali Mustafa Mutlu'nun hazırlayıp sunduğu geleneksel gölge oyunu "Karagöz" Yeni Sahne'de küçük seyirciler ile buluşacak.

ÖNCEKİ HABER

Oldu mu bu Hasan Kaçan?

SONRAKİ HABER

Hükümetin Kıbrıs fiyaskosu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...