30 Eylül 2004 21:00

Bakan bilimsel değil

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, İngiltere'den ithal edilen ve BSE virüsü taşıyan kanlarla ilgili "tehlike yok" açıklaması, bilimsel bulunmadı.

Paylaş
İngiltere'den ithal edilen kan ürünlerinin BSE'nin insanlardaki formu olan hastalığı taşıyıp taşımadığı yönündeki tartışmalara katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, "Kanlar ithal edileli iki yılı geçmiş. Artık tehlike yok" sözleri tepki topladı. Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, Bakan Akdağ'ın açıklamalarının bilimsel olmadığını söyledi. Akova, dün Ankara Tabip Odası'nda (ATO) düzenlediği basın toplantısında, halk arasında "Deli Dana" olarak bilinen BSE'nin insanlarda bulunan formu olan varyant Creutzfeld Jacob Hastalığı'nın (CJH) kuluçka süresinin henüz bilinmediğini ancak bu sürenin çok uzun olabildiğini ifade etti. Akova, CJH'nın ya genellikle 50 yaş üstündeki insanlarda kendiliğinden ortaya çıkabildiğini (sporadik CJH) ya da bu hastalığı taşıyan sığırların etinin yenmesi veya hasta insan kanının nakli ile bulaşabildiğini (varyant CJH) belirtti. Prion denilen çok küçük canlıların yol açtığı bu hastalığın kalıtsal olarak da aktarılabildiğini söyleyen Akova, hastalığın en çok beyni etkilediğini ve beynin süngerimsi bir hal aldığını kaydetti.

Yıllar sürebiliyor İngiltere'de varyant CJH taşıyan birinden yapılan kan naklinden 6,5 yıl sonra nakil yapılan kişinin varyant CJH belirtileri göstererek öldüğüne dikkat çeken Akova, bir başka olayda da kan naklinden 5 yıl sonra farklı nedenle ölen bir kişinin vücudunda varyant CJH'na neden olan prionların tespit edildiğini ifade etti. Şu ana kadar dana etinden hasta olanların sayısının 150'den az olduğunu dile getiren Akova, bunların 140'ının İngiltere'de bulunduğunu, Türkiye'de ise varyant CJH vakasına rastlanmadığını söyledi. "Yüzde 100 değil ama yüzde 99,9 bu hastalık kanla taşınıyor" diyen Akova, bu nedenle İngiltere'de ciddi önlemler alındığını ve İngiltere'nin dışarıdan plazma ithal etmeye başladığını belirtti. İngiltere'den alınan kan ürünlerinin verildiği kişilerin tespit edilerek testlerinin yapılması ve başkalarına kan vermelerinin engellenmesi gerektiğini vurgulayan Akova, henüz hastalığın tedavisinin mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.


Varyant CJH'nın belirtileri Depresyon, davranış değişiklikleri, içe kapanma gibi psikiyatrik bulguları ileriki haftalarda veya aylarda denge bozuklukları ve yürüme zorlukları takip ediyor. İlerleyen dönemlerde ise hastalığın beyni etkilemesinden dolayı, hafıza bozuklukları, ağır algılama zorlukları ve bilinç kaybı görülüyor. Ölüm, genellikle araya giren bir enfeksiyon hastalığı sonucu oluyor.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Tarım işçileri işyerlerini sahipleniyor Emine Can Çukurovalı üreticilerin, pamuk taban fiyatının açıklanmasını bekledikleri bugünlerde yine ülke ve Çukurova tarımına büyük katkıları bulunan Cumhuriyet kurumu Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü tasfiye edilmeye çalışılıyor. 1924'de açılan, tarımsal üretim ve denetim açısından büyük öneme sahip enstitü Adana'nın Yunusoğlu beldesine bağlı Hacı Ali köyünde kurulu bulunuyor. Kurum bünyesinde Doğankent nahiyesinde genel müdürlük binasında hizmet veriyor. Memur ve mühendislerle birlikte toplam 250 kişinin çalıştığı işletmede çalışanlar, 1998 yılında kurum müdürlüğünün Doğankent'e taşınmasının ardından, tedirgin bir bekleyişin içine girdiler. Öncelikle mısır, pamuk, soya fasulyesi deneme ve üretimini yaptıkları kuruma ait 10 bin dönümlük arazinin satılacağı yönünde duyum alan tarım işçileri, son olarak kurum yemekhanesinin kapatılmak istenmesi üzerine geçtiğimiz günlerde kurumun tasfiyesine izin vermeyeceklerini dile getirdikleri bir eylem yaptılar. Tarım-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu işyerinde görüştüğümüz işçiler işyerlerinin tasfiyesine izin vermeyeceklerini duyurmamızı istediler.

'Sahip çıkacağız' İşletmenin veriminin düştüğüne dair söylentilerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Tarım-İş Sendikası İşyeri Baştemsilcisi İsmail Çakan, iyi verim aldıklarını ve yaklaşık on bin dönümlük arazi üzerinde pamuk, soya, mısır ve baklagillerden ürün yetiştirdiklerini ifade etti. Enstitünün özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini dile getiren Çakan, işyerlerine sahip çıkacaklarının bilinmesi gerektiğini kaydetti. 30 yıldır enstitü da çalışan Mevlüt Çakan, işletmenin tasfiye edilmek istenmesine anlam veremediğini kaydetti. Kurumlarının bölge ve ülke tarımı için hayati önem taşıdığını dillendiren Çakan, "Her gelen giden kuruma bir tokat atıp gidiyor. Sonra her şeyin acısını işçilerden çıkartmaya çalışıyorlar. Bizler bu suçun işlenmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu. Ekmeğini 19 yıldır bu işletmede çalışarak kazandığını ifade eden işçi Veli Porsuk ise, işverenleri kastederek, "Onlar devenin yularını eşeğin kuyruğuna bağlamaya çalışıyorlar" diye konuştu. Çoluk çocuklarının aşını kimsenin düşünmediğini söyleyen Porsuk, işletmelerine sahip çıkacaklarını vurguladı. İhsan Yalnız ise işletmedeki çalışan sayısının gittikçe azaldığını buranın sahiplerinin kendileri olduğunu vurguladı. Yaşam şartlarının zorluğundan bahseden bir diğer işçi Salih Eroğlu ise Kayseri Güneşli Yem bitkileri işletmesinin kapatılmasıyla göç etmek zorunda kalanlardan. Kendisiyle birlikte üç arkadaşının da geldiğini ifade eden Eroğlu, altı arkadaşının Niğde Tarım İl Müdürlüğü'ne bağlı patates araştırma bölümüne, dört kişinin narenciye araştırma bölümüne, bir kişinin ise Bursa'ya gittiğini söyledi. Ailelerinden uzak olan işçilerin sıkıntı yaşadığını söyleyen Eroğlu, bu işletmede de aynı sıkıntıları yaşadıklarını söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Baskılar protesto edildi

SONRAKİ HABER

Konut-İş'ten gazetemize destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa