29 Eylül 2004 21:00

Dünyayı tehdit eden ittifak: NATO

1 Mart 2003 tarihini çoğumuz iyi hatırlarız. O tarihte, yüzbinlerce işçi ve emekçinin haftalar boyunca sokaklarda yankılanan öfkesi, tarihi bir sonuç almış ve TBMM, Irak'a karşı Türkiye üzerinden "ikinci cephe" açmak isteyen ABD'ye "Hayır" demişti.

Paylaş
1 Mart 2003 tarihini çoğumuz iyi hatırlarız. O tarihte, yüzbinlerce işçi ve emekçinin haftalar boyunca sokaklarda yankılanan öfkesi, tarihi bir sonuç almış ve TBMM, Irak'a karşı Türkiye üzerinden "ikinci cephe" açmak isteyen ABD'ye "Hayır" demişti. Amerikan saldırganlığına karşı tepki öyle büyüktü ki, diplomasi ve bürokrasi koridorlarında bağlanan pazarlıklar, tuzla buz oluvermişti. Bugünden bakıldığında, Irak işgalinde "ikinci cephe" olmayışımızın çok önemli bir kazanım olduğu açık bir biçimde görülüyor. Ama ABD ve işbirlikçileri, Türkiye'yi Irak ve diğer ülkelere karşı "cephe" yapma amaçlarından vazgeçmediler. Aksine, AKP Hükümeti'nin de katkılarıyla, bu amaç yolunda epey mesafe kat ettiler.

Başka bir dönemeç... 28-29 Haziran tarihleri de, benzer bir öneme sahip. ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" ile Irak'ta yapmaya başladığını devasa bir coğrafyaya yayma planını ilan etmesinden kısa bir süre sonra, saldırı ittifakı NATO'nun İstanbul'da "tarihi" bir zirve yapacağı ilan edilmişti. İşçi ve emekçiler, devrimciler, antiemperyalistler, bu iki günlük zirveden haftalarca önce, NATO'ya karşı yaygın bir faaliyet yürüttüler. Aydınlatma faaliyetleri, çeşitli etkinlikler, toplantılar, miting ve gösteriler, zirve günlerinde de devam etti. Susurluk skandalı ve kontrgerilla faaliyetleriyle ilgili çalışmalarından tanıdığımız Semih Hiçyılmaz, son kitabında bu mücadele dolu günleri ele alıyor. Ancak "Halklara Karşı Bir Örgütlenme: NATO" adlı kitap, sadece bu dönemle sınırlı değil. Hiçyılmaz, kuruluşundan günümüze dek NATO'nun tarihini, NATO'ya bağlı olarak çeşitli ülkelerde kurulan kontrgerilla çetelerini, ABD güdümündeki bu ittifakın Türkiye ile olan ilişkilerini büyüteç altına almış. Böylece, bir "barış koruma örgütü" olarak lanse edilen NATO'nun gerçek niteliğini, karanlık icraatlarını öğrenebileceğimiz derli toplu bir kaynağa da kavuşmuş oluyoruz.

NATO'nun kuruluşu Kitap, ABD ve Batılı emperyalistlerin NATO'yu yaratmasına yol açan süreçle başlıyor: Sovyetler Birliği'nin Nazi ordularına karşı zaferi, Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin sosyalizm yoluna girmeleri ve Avrupa'dan Afrika'ya dek işçi sınıfının, ezilenlerin siyasal iktidarı elde etme yolunda attığı büyük adımlar... Buna karşılık, "eski düşman" Nazi ajanlarının, "yeni düşman" sosyalizme karşı CIA hizmetine koşulması ve NATO ülkelerinde "yasaların üzerinde" kontrgerilla örgütlenmelerinin kurulması: İtalya'da Gladio, Yunanistan'da "Koyun Postu", Belçika'da "Glavie", İsviçre'de "P-26" ve tabii Türkiye'de, adı "Ergenekon" olduğu söylenen örgütlenme.

Oltadaki balık: Türkiye Kitabın en bilgilendirici yönü, Türkiye-ABD ilişkilerinin tarihine göz atılan bölümler. ABD'ye göre Türkiye "oltadaki balık"tır ve ona göre muamele görür. Egemen sınıfların asker-sivil en seçkin temsilcilerinin ağzından okuduğumuz ABD'ye yönelik hayranlık ifadeleri ve kimi zaman nasıl "oltaya takıldığımıza" dair samimi itiraflar! Amerikan askerleri ölmesin diye Kore cephesine sürülüşümüz, Türkiye-İsrail ikilisine Suriye ve Irak'ı işgal etme vazifesinin verilmesi ve bu vazifenin nasıl hazırlık aşamasında iptal edildiği, birkaç on yıl içinde ülkenin dağının taşının Amerikan askeri üsleriyle dolması, 12 Eylül askeri darbesi... Bu tarihi, uluslararası ilişkileri bağlamında okumak, gerçekten öğretici. Hiçyılmaz; SSCB'nin yıkılmasının ardından NATO'ya biçilen yeni görevi, 11 Eylül saldırısının Washington için yarattığı "fırsatları", Irak ve Afganistan işgallerini, Fethullah Gülen gibileri eliyle yayılan "ılımlı İslam" konseptini de açıklamayı ihmal etmiyor.

Sıcak haziran Çalışmanın en önemli bölümlerinden biri, NATO'nun İstanbul zirvesi ve bu zirve döneminde yürütülen mücadeleye dair. Yazar, Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyonu'nun yürütme kurulu üyelerinden, aynı zamanda NATO ve Bush Karşıtı Birlik'in sözcülerinden biri. Bu kimliğiyle, çeşitli siyasi parti ve örgütlerin NATO karşıtı mücadelede birliğin sağlanması noktasında aldığı tutumu, ilk ağızdan aktarıyor. NATO ve Bush Karşıtı Birlik'in, Barış ve Adalet Koalisyonu'nun, "İşgale Karşı Komiteler"in bu mücadelede nasıl bir rol oynadıklarına dair bölüm, bu dönemi anlamak ve "Neden NATO'ya karşı daha güçlü bir çıkış yapılamadı, neden İstanbul zirvesi önlenemedi, en azından aksatılamadı?" sorularına yanıt vermek açısından önemli veriler içeriyor. Halklarımızın emperyalizme karşı mücadele tarihindeki bu kritik dönemeçte yaşanan tartışmaları, çeşitli siyasi grupların takındıkları tutumu daha yakından tanımak açısından "ibretlik" sayfalar... "Halklara Karşı Bir Örgütlenme: NATO", sade, akıcı bir dille yazılmış. Anglo-Sakson saldırganlığın tüm hızıyla sürdüğü bu dönemde, işçi ve emekçilerin, gençlerin okuması, tartışması gereken bir kaynak kitap.

ÖNCEKİ HABER

Kırıkkale'deki cinayete tepki

SONRAKİ HABER

Yüzbin Orhan Kemal!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...