28 Eylül 2004 21:00

'İsrail'e yaptırım uygulanmalı'

İsrail'in neredeyse tüm ülkelerin "kınayarak" izlediği katliamları sürerken Filistinliler dünya halklarının kendi hükümetlerini İsrail'e yaptırım uygulamaya zorlamasını istiyorlar.

Paylaş
Filistin İntifadası 5. yılına girdi. Bu kritik dönemeçte, Filistin mücadelesinin seyri ve İsrail planları hakkında, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi temsilcileriyle bir söyleşi yaptık. FHKC temsilcisi Wadia Ebu Hani ve FDKC temsilcisi Usame el Tamimi, Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nun konuğu olarak, geçtiğimiz hafta İstanbul'daydı. Evrensel: İsrail Başbakanı Ariel Şaron bir süre önce Gazze Şeridi'nden çekilme planını ortaya attı. Şaron'un Gazze'den çekilmek istemesinin sebebi ne? Usame el Tamimi: Şaron askeri zafer vaat etmişti. Ve seçmenlerine Filistin sorununu 100 gün içinde çözeceğini söylüyordu. İktidara geldikten sonra, beklendiği gibi Filistin üzerindeki baskısını artırdı. Onun yönetiminde sadece halka değil, taşlara, ağaçlara karşı bile savaş verildi. Evler yıkıldı, ağaçlar söküldü. Ama tüm bunlar direnişi bastıramadı. Bu yüzden Şaron, farklı arayışlara girdi. Gazze'den çekilme planı böyle doğdu. Filistin direnişini yok etmeye yönelik girişimlerden birisidir bu plan. Şaron bu planı kullanarak kendisine uluslararası arenada destek yaratmanın yanı sıra, Yol Haritası'ndan kaçmanın da önünü açıyor. Esasen çekilme söz konusu değildir. Sadece Gazze içindeki yerleşimleri boşaltarak bunları Gazze etrafında yeniden konuşlandıracaklar. Bu plana bir anlamda Gazze'nin kuşatılması planı da diyebiliriz. Yani plana tamamen karşı mı çıkıyorsunuz? Tamimi: Tabii ki hayır. Bizim için İsrail'in işgal ettiği bir metreden bile çekilmesi önemli. Ama Şaron'unki çekilme değil. Çok farklı niyetleri var. Bunlara karşı uyanık olmak, oyuna gelmemek gerek. Şaron Filistin direnişini baltamak, meşruiyet zeminini ortadan kaldırmak, dünyanın Filistin halkına olan desteğini azaltmak istiyor. Ayrıca Yol Haritası'nda 2005 yılında Filistin devletinin kurulması öngörülüyordu. Şaron bunun önüne geçmeye çalışıyor. Şaron, geri çekilme planı nedeniyle hem İsrailli gerici kesimler hem de hükümet içerisindeki bazı kesimler tarafından sert bir şekilde eleştirildi... Tamimi: Son zamanlarda İsrail halkı içerisinde ciddi bir sağa kayış var. Çekilme sözcüğüne katlanamıyorlar, Şaron'u protesto eylemleri yapıyorlar. Şaron'un bu sahte geri çekilme planında ısrar etmesi bile onun sonunun İzak Rabin gibi olacağı yorumlarına yol açıyor. Rabin, Filistin konusunda daha ılımlı bir yaklaşım geliştirmişti ve İsrail radikalizmi onu ortadan kaldırdı. Maliye Bakanı Benjamin Netanyahu ve Şaron arasındaki iktidar çekişmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Wadia Ebu Hani: İsrail önümüzdeki dönemde daha çok sağa yönelecek ve bu Netanyahu'yu güçlendirecek. Likud Partisi içinde Netanyahu'nun desteği oldukça fazla. İsrailli ilerici kesimlerin daha aktif olması gerekiyor. Çünkü İsrail'in daha sağa kayarak radikalleşmesi Filisitin tarafını da radikalleştirecektir. Bunun da faturası ağır olur. BM Genel Kurulu toplantıları başladı. İsrail, Batı Şeria'da inşa ettiği duvar için lobi faaliyetleri yürütüyor. BM'nin Filistin sorunuyla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ebu Hani: Tüm dünya duvarın Filistin halkı üzerindeki etkilerini biliyor. Duvar, Batı Şeria'nın yüzde 48'ini ilhak ediyor. İnsanları okullarından, tarlalarından ayırıyor. Nazilerin oluşturduğu Yanudi gettolarına benzer gettolar ortaya çıkıyor. Filistin'in zaten zayıf olan ekonomisi de çok zarar görüyor. Duvar güzergâhındaki 173 küçük sanayi işletmesi yıkıldı. Turizm geliri büyük oranda azaldı. İnsanlar tarlalarına gidemiyor. Bu da uzun vadede işlenmeyen toprakların çölleşmesini doğuracak. Biliyorsunuz, BM üzerinde Amerika bakısı var. Umuyoruz BM bu baskıyı kırarak hem bağımsızlığını ve saygınlığını kazanacak, hem de duvarın yıkılması için İsrail'e yaptırım uygulamayı başarabilecektir. Dünya halkları da, kendi hükümetlerini İsrail'e karşı etkili yaptırımlar uygulamaya zorlamalı... Ama Ortadoğu ülkeleri dahi İsrail ile iyi geçinmeye çalışıyor... Tamimi: Bunun sebebi Mısır, Lübnan, Katar gibi ülkelerin İsrail'i, Amerika ile dostluk kurmanın aracı olarak görmeleridir. Yani bu ülkeler İsrail'i Amerikan vizesi olarak görmekte. Bizim asıl ihtiyacımız olan destek açıklamaları değil, İsrail vahşetini dizginleyecek yaptırımlardır. Bizim için dostluğun ölçüsü budur. Ayrıca "Büyük İsrail" hayali sadece Filistin toprakları ile sınırlı değil. İsrail tüm Ortadoğu'yu tehdit ediyor. Bugün İsrail ile iyi ilişkiler kuranlar yarın onun hedefi olacaklardır. İntihar saldırıları hakkında ne söyleyeceksiniz? Tamimi: İşgale karşı yürütelen mücadelenin şiddet içermesi kabul edilebilir. Elbette sivillere yönelik eylemleri desteklemek mümkün değil. İsrail kentlerine yapılan saldırıları bizler de kınıyoruz. Ama Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da İsrail askerlerine ve yerleşimcilere yönelik yapılan eylemlerin sivillere yönelik olduğu söylenemez. Yerleşimcileri sivil olarak algılayamayız.


YASER ARAFAT'IN KONUMU Yaser Arafat'ın Filistin direnişindeki konumu hakkında neler söyleyeceksiniz? Usame el Tamimi: Arafat uluslararası arenada Filistin halkının temsilcisidir. Filistin sorununun dünya gündemine girmesinde büyük katkısı vardır. Bütün Filistin, ona yönelecek bir saldırının karşısında duracaktır. Ama sorunu sadece Arafat üzerinden tartışmak doğru değil. Arafat şu anda ikiyüzlü bir politika yürütüyor. Hem direnişi destekler görünüyor, hem de sorunu müzakereler yolu ile çözmeye çalışıyor. Ama şu ana dek yapılan görüşmelere, anlaşmalara rağmen Filistin halkının sorunlarında azalma olmadı. İsrail masa başında verdiği tüm sözleri çiğnedi ve Arafat bu yaşananlardan gerekli dersi çıkaramadı. Filistin Parlamentosu da onun etkisinde. Filistinli tüm grupları tamsil etmiyor parlamento. Arafat'ın ve El Fetih'in kontrolü altında. Bugüne kadar birçok Filistinli önder İsrail tarafından öldürüldü ya da sürüldü. Bunlar Arafat'ın da başına gelebilir. Ölüm tehdidi altında olan tüm Filistinlilerdir, sadece Arafat değil. Biz ülkemizin, bağımsızlığını kazanmasında müzakerelerin bir etkisi olacağına inanmıyoruz. Ağır tavizler karşılığında sunulacak bir "bağımsızlığı" reddediyoruz. Gerçek anlamda bağımsızlık ve demokrasinin Filistin halkının mücadelesi ile geleceğine inanıyoruz. Arafat ise tam tersini yapıyor. İsrail ve ABD bugüne kadar Arafat'a alternatif bir isim ortaya çıkaramadıkları için, önlerinde hiçbir engel olmadığı halde onu öldürmediler.

ÖNCEKİ HABER

Bush pişman değil!

SONRAKİ HABER

Fransa'dan direniş resti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...