26 Eylül 2004 21:00

Toprak eşelendikçe tarih fışkırıyor

Çok sayıda uygarlığa evsahipliği yapan Çukurova, bir yılda 3-4 kez ürün veren zengin topraklarında biraz eşeleme ile tarihi eserleri de gün ışığına çıkarıyor.

Paylaş
Çok sayıda uygarlığa evsahipliği yapan Çukurova, bir yılda 3-4 kez ürün veren zengin topraklarında biraz eşeleme ile tarihi eserleri de gün ışığına çıkarıyor. Başta Hitit dönemi olmak üzere, Pers, Roma, Bizans, Arap, Osmanlı medeniyetine ait eserlerin bulunduğu Çukurova'da çıkarılan eserlerin toprak altında kalanların sadece yüzde 1'i olduğu tahmin ediliyor. Hemen her karışında derin kazı yapmadan biraz eşeleme ile tarihi eserlerle karşılaşılan bölgede, son olarak Aladağ ilçesine bağlı Madenli köyünde bir okula ait bahçede mozaik taban örtüsü ile karşılaşıldı. Çocukların oyun alanı olarak kullandığı yerde, toprağın 25 santimetre altında bulunan taban mozaikleri, çıkarılarak sergileneceği günü beklerken, aynı köyde müzelerde sergilenebilecek değerde taş aletlerin ev ve bahçe duvarı yapımı, süs eşyası olarak kullanıldığı ya da hayvanların hizmetine sunulduğu gözlendi. Aladağ ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki köyde, oldukça büyük bir taş tekerlek bahçe duvarı olarak kullanılırken, köylülerin, sokuları (taştan yapılan büyük havan) kendileri ve ahırlarında hayvanların kullanımına soktuğu, üzerinde kilise duvar süslemelerinin bulunduğu taşları evlerinin duvar yapımında değerlendirdikleri belirlendi. Köylüler, köyün ortasından geçen dere yatağını da toprak altından çıkardıkları eski taşlarla yaptıklarını ifade ettiler. Çocukların oyun alanlarının altında bulunan mozaiklerin zarar görmemesi için üzeri kapatılırken, tarihi değirmen taşlarının çocuklar tarafından oyunlarının bir parçası, tarihi mezarların ise oyunları için "ev" olarak kullanıldığı saptandı. Madenli köyü halkı, çocukluklarından beri köye definecilerin gelerek, altın aradığını, bazılarının buldukları altınlar sayesinde zengin olduğunu ifade ettiler.

Her karış toprakta İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, Çukurova Bölgesi'nin hemen her karışında toprak altında tarihi eser bulunduğunu, bunların sık sık köylüler tarafından kullanıldığını belirlediklerini kaydetti. Prof. Dr. Sayar, özellikle Kozan, Karaisalı ve Aladağ ilçelerine bağlı dağlık köylerde Geç Roma-Erken Hristiyanlık dönemlerine ait tarihi yerleşim yerlerinin bulunduğunu belirtti. Bu bölgede yurtdışından gelen arkeologlarla çeşitli incelemelerde bulunduklarını da vurgulayan Sayar, "Çukurova'nın her yerinde tarihi eser bulmak mümkün. Araştırmalarımızda da bu tip köylere sıkça rastlıyoruz" dedi. Çıkarılan tarihi eserlerin hor kullanıldığını, gerekli önemin verilmediğini ifade eden Sayar, şöyle devam etti: "Bu kadar geniş alanlara yayılan tarihi eserler çıkartarak, bir yerlerde muhafaza etmek bugünkü imkânlarla mümkün değil. Dolayısıyla şu an toprak altında kalması daha iyi. Çünkü bu eserleri koruyacak bütçe, ekipman ve imkânlar yok. Tarihi eserlerin yağmalanmaması için köylerde bekçi bulundurulmalı ve kaçak kazıları önlemek için detektörlerin yasaklanması gerekir. Şu anda bu alanlara yapılacak en iyi uygulama fotoğraflarının çekilerek belgelenmesi ve bu eserlerin bizim topraklarımızda bulunduğunun ispatlanmasıdır." Gaziantep'te bulunan antik kent "Zeugma"dan çıkartılan parçaların da müzelerde yeterince korunamadığını anımsatan Sayar, "Türkiye'deki müzeler mevcut tarihi eserlerin korunması için bile yeterli değil" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Batmanlı genç kızların
   hüzünlü resimleri

SONRAKİ HABER

Geldim, gördüm, tıkladım!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...