21 Eylül 2004 21:00
Çocuklarımız, geleceğimizdir...
GÜNÜN YAZILARI
Yıl 1939. Bulgaristan, daha Halk Cumhuriyeti olmamış. Bulgar tipi tuzukurular, vatanı ve geleceği değil, kendilerini ve bugünlerini düşünüyorlar. "Vatan, millet, Maritza" edebiyatı göklere çıkıyor ve "Kahrolsun komünistler, ey Bulgar titre, kendine dön," çığlıkları her yeri kaplıyor. Kendilerini devlet güvenlik güçlerinin yardımcısı gibi gören faşistler, demokratlara saldırıyor, hatta öldürüyor bile. Pahalılık halkı ezip, geçiyor. Ve yönetim böyle ortamda kapılarını Nazi'lere açıyor.
İşte, o dönemde, okul öncesi kuruluşların sayısı, tüm Bulgaristan'da 155 taneydi. 40 yıl sonra, yıl 1979, tüm Türkiye'de, özeller de dahil okul öncesi kuruluşların sayısı 138.
Birkaç yıl geçiyor ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti doğuyor. Ve Türkiye'de 138 okul öncesi kuruluşun bulunduğu yıl, Bulgaristan'da tam 3.368 kreş ve çocuk yurdu görev yapıyor.
Georgitza Karastoyanova Kocası 1923'te ölen Georgitza Karastoyanova, antifaşist bir kadın. Diş doktoru. Faşistler, yurtsever olduğu için zindana atmışlar onu. Bulgaristan'da bir yazı konusu yapmak için, Georgitza'yı zindana atanların adlarını öğrenmek istedim. Hiç kimse bilmiyordu. Bu arada bizim faşistlerin dikkatini çekmek istiyorum: Gelecekte sizleri de kimse anımsamayacak. Torunlarınız bile Georgitza zindanda üçüncü çocuğunu dünyaya getirmiş ve orada büyütmüş çocuklarını. Sonra devrim günleri En büyük kızı Lidya bir partizan savaşında ölür. Oğlu Aleksandr da, Halk Ordusu'nda general olur. 1979'da Vietnam'da askeri ataşe.. Küçük kızı mühendis 8 numaralı Birleşik Çocuklar Yuvası'nı, diğer adıyla Georgitza Karastoyanova Çocuk Yuvası'nı hemen hemen bütün bir gün gezdim. Sofya'nın bir kenar mahallesiydi. İki bölümden meydana gelmişti: Yuva ve Bahçe. Yuva'da 120 çocuk vardı, bahçede de 250 çocuk. Yuva için alınan en yüksek ücret 12 levaydı. Askerlerin ve üniversite öğrencilerinin çocukları için ise 0.40 leva alınıyordu. Ailenin 3.çocuğu gelirse, ondan ücret alınmıyordu. Bahçe'de ise 0.40 levadan 36 levaya kadar ücret alınıyordu. Ayda 500 levadan fazla kazananlar 36 leva ödüyordu. Bir binaya geçtik. Üzerinde küçük küçük yıldızların bulunduğu bir tablo vardı. Okulun yöneticisi Jeni Küçükova, "Emek eğitimi tablosudur, bu" dedi. Çocuklar her gün 15-20 dakika emek çalışmaları yapıyormuş. Ortalığı düzenliyorlar, temizlik yapıyorlar, toz alıyorlar, kendilerinden küçük çocuklara yardım ediyorlar. Sofya'da, Özgürlük Parkı'nda pionerleri görmüştüm. Küçücük çocuklar, yaprak topluyordu. Günde bir saat kadar. Ve emeklerinin karşılığını alıyorlardı, parasal olarak. Lise öğrencileri, yazın, bir ay, toplumsal emeğe katkıda bulunmak için fabrikalarda çalışıyorlardı. Bir başka binaya girdim. Bir odanın önündeki büyük bir balkonda, 2-3 yaşında 30-35 çocuk oturmuş, 6-7 yaşlarındaki çocukların yaptığı baleyi izliyorlardı. "Kırmızı başlıklı kız" masalını canlandırıyorlardı, klasik müzik eşliğinde. Büyük bir terbiyesizlik yaparak çocukların arasından geçtik, ama biri bile bize bakmadı, baleyi izliyorlardı. Bu baleyi hazırlarken kimse yardım etmemiş kendilerine. Müziği de, dansları da kendileri bulmuşlar, gördüklerinden yararlanarak. 14 dekarlık bir alan üzerinde kurulmuş bulunan ve içinde 370 çocuğun bulunduğu bu 8 numaralı Georgitza Karastoyanova Birleşik Çocuk Yuvası'nda ahçısından, temizlikçisine, temizlikçisinden müdürüne dek tam 110 görevli var. Müdüre Jeni Küçükova, 1978' de Kızıl Emek Bayrağı ödülünü ve 1979'da da Dünya Çocuk Yılı dolayısıyla bir belge aldıklarını söyledi. Ayrıca bir çok kez takdirname falan da almışlar. Son bir toplantı yaptık. Toplantıda, herkesin içinde bir yetkili, devletten şikâyetçi olduklarını söyledi. Şaşırmıştım, yönetimin eleştirilmesiyle karşılaşınca. Çünkü bize öğrettikleri "Komünist rejimlerde ağzınızı açamazdınız"dı. yetkili, "Bazı eksikliklerimiz var. örneğin çocuklar için kışlık yüzme havuzu yok. Oysa yeni yuvalarda var." Kışlık yüzme havuzu bile olmayan yuva. Rezalet ...(!) Yıl 2003, Türkiye'de kaç yuvanın, bırakın kışlık yüzme havuzunu, yazlık yüzme havuzu var?
Türkiye'nin çocukları Kışlık yüzme havuzu olmadığı için devletin eleştirildiği bir ülkede, Türkiyeme dönüyorum. İşte birkaç haber, çocuklar üzerine: "Diyarbakır'ın Hani ilçesinde 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlaması sırasında öğretmenlere Kürtçe laf attıkları gerekçesiyle gözaltına alınan B.D.(15) ve M.O.(14) adlı öğrencilerin yüzlerine polis tarafından dışkı sürüldüğü ve çarşıda gezdirilerek teşhir edildikleri iddia edildi." (Evrensel, 2.6.2003) İstanbul göbeğindeki Ayazma İlköğretim Okulunun çatısı akıyor, kapılar kırılmış, tahtalar dökülüyor. (Milliyet, 22.5.2003) / Tunceli Belediye Başkanı kentin tek çocuk parkını da sattı.(Evrensel, 2.6.2003) / "Dikmen Lisesi'nde öğrencilerin sorguya çekilmesi skandalına MİT'in de adı karıştı." (Milliyet, 24.5.2003) / Üsküdar'da yakacak bir şey alamadıkları için okulun kömürlerini çalan iki çocuk için 2 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.(Evrensel,26.05.2003) 2003 ders yılı biterken durum böyleydi. 2004 ders yılı başlarken de, durum yine yürekler acısı: Van'ın Çatak ilçesindeki üç mezranın öğrencileri Botan Çayı'nın içinden geçmek ya da 12 km'lik yolu yürümek zorunda; Giresun Doğankent'in bir mahallesinde çocuklar yol olmadığı için okula, ölüm riskini göze alarak ilkel teleferikle gidiyor; Samsun'da bir okulda sıraların oturma yerleri olmadığı için öğrenciler ayakta ders görüyor İşte kışlık yüzme havuzu olmayan çocuklar ve işte bizimkiler Yorumu sizlere ve kızlarını el bursuyla Amerika'larda okutan zengin eski İslamcılara bırakıyorum. Ve saygılarımı sunuyorum.
Georgitza Karastoyanova Kocası 1923'te ölen Georgitza Karastoyanova, antifaşist bir kadın. Diş doktoru. Faşistler, yurtsever olduğu için zindana atmışlar onu. Bulgaristan'da bir yazı konusu yapmak için, Georgitza'yı zindana atanların adlarını öğrenmek istedim. Hiç kimse bilmiyordu. Bu arada bizim faşistlerin dikkatini çekmek istiyorum: Gelecekte sizleri de kimse anımsamayacak. Torunlarınız bile Georgitza zindanda üçüncü çocuğunu dünyaya getirmiş ve orada büyütmüş çocuklarını. Sonra devrim günleri En büyük kızı Lidya bir partizan savaşında ölür. Oğlu Aleksandr da, Halk Ordusu'nda general olur. 1979'da Vietnam'da askeri ataşe.. Küçük kızı mühendis 8 numaralı Birleşik Çocuklar Yuvası'nı, diğer adıyla Georgitza Karastoyanova Çocuk Yuvası'nı hemen hemen bütün bir gün gezdim. Sofya'nın bir kenar mahallesiydi. İki bölümden meydana gelmişti: Yuva ve Bahçe. Yuva'da 120 çocuk vardı, bahçede de 250 çocuk. Yuva için alınan en yüksek ücret 12 levaydı. Askerlerin ve üniversite öğrencilerinin çocukları için ise 0.40 leva alınıyordu. Ailenin 3.çocuğu gelirse, ondan ücret alınmıyordu. Bahçe'de ise 0.40 levadan 36 levaya kadar ücret alınıyordu. Ayda 500 levadan fazla kazananlar 36 leva ödüyordu. Bir binaya geçtik. Üzerinde küçük küçük yıldızların bulunduğu bir tablo vardı. Okulun yöneticisi Jeni Küçükova, "Emek eğitimi tablosudur, bu" dedi. Çocuklar her gün 15-20 dakika emek çalışmaları yapıyormuş. Ortalığı düzenliyorlar, temizlik yapıyorlar, toz alıyorlar, kendilerinden küçük çocuklara yardım ediyorlar. Sofya'da, Özgürlük Parkı'nda pionerleri görmüştüm. Küçücük çocuklar, yaprak topluyordu. Günde bir saat kadar. Ve emeklerinin karşılığını alıyorlardı, parasal olarak. Lise öğrencileri, yazın, bir ay, toplumsal emeğe katkıda bulunmak için fabrikalarda çalışıyorlardı. Bir başka binaya girdim. Bir odanın önündeki büyük bir balkonda, 2-3 yaşında 30-35 çocuk oturmuş, 6-7 yaşlarındaki çocukların yaptığı baleyi izliyorlardı. "Kırmızı başlıklı kız" masalını canlandırıyorlardı, klasik müzik eşliğinde. Büyük bir terbiyesizlik yaparak çocukların arasından geçtik, ama biri bile bize bakmadı, baleyi izliyorlardı. Bu baleyi hazırlarken kimse yardım etmemiş kendilerine. Müziği de, dansları da kendileri bulmuşlar, gördüklerinden yararlanarak. 14 dekarlık bir alan üzerinde kurulmuş bulunan ve içinde 370 çocuğun bulunduğu bu 8 numaralı Georgitza Karastoyanova Birleşik Çocuk Yuvası'nda ahçısından, temizlikçisine, temizlikçisinden müdürüne dek tam 110 görevli var. Müdüre Jeni Küçükova, 1978' de Kızıl Emek Bayrağı ödülünü ve 1979'da da Dünya Çocuk Yılı dolayısıyla bir belge aldıklarını söyledi. Ayrıca bir çok kez takdirname falan da almışlar. Son bir toplantı yaptık. Toplantıda, herkesin içinde bir yetkili, devletten şikâyetçi olduklarını söyledi. Şaşırmıştım, yönetimin eleştirilmesiyle karşılaşınca. Çünkü bize öğrettikleri "Komünist rejimlerde ağzınızı açamazdınız"dı. yetkili, "Bazı eksikliklerimiz var. örneğin çocuklar için kışlık yüzme havuzu yok. Oysa yeni yuvalarda var." Kışlık yüzme havuzu bile olmayan yuva. Rezalet ...(!) Yıl 2003, Türkiye'de kaç yuvanın, bırakın kışlık yüzme havuzunu, yazlık yüzme havuzu var?
Türkiye'nin çocukları Kışlık yüzme havuzu olmadığı için devletin eleştirildiği bir ülkede, Türkiyeme dönüyorum. İşte birkaç haber, çocuklar üzerine: "Diyarbakır'ın Hani ilçesinde 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlaması sırasında öğretmenlere Kürtçe laf attıkları gerekçesiyle gözaltına alınan B.D.(15) ve M.O.(14) adlı öğrencilerin yüzlerine polis tarafından dışkı sürüldüğü ve çarşıda gezdirilerek teşhir edildikleri iddia edildi." (Evrensel, 2.6.2003) İstanbul göbeğindeki Ayazma İlköğretim Okulunun çatısı akıyor, kapılar kırılmış, tahtalar dökülüyor. (Milliyet, 22.5.2003) / Tunceli Belediye Başkanı kentin tek çocuk parkını da sattı.(Evrensel, 2.6.2003) / "Dikmen Lisesi'nde öğrencilerin sorguya çekilmesi skandalına MİT'in de adı karıştı." (Milliyet, 24.5.2003) / Üsküdar'da yakacak bir şey alamadıkları için okulun kömürlerini çalan iki çocuk için 2 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.(Evrensel,26.05.2003) 2003 ders yılı biterken durum böyleydi. 2004 ders yılı başlarken de, durum yine yürekler acısı: Van'ın Çatak ilçesindeki üç mezranın öğrencileri Botan Çayı'nın içinden geçmek ya da 12 km'lik yolu yürümek zorunda; Giresun Doğankent'in bir mahallesinde çocuklar yol olmadığı için okula, ölüm riskini göze alarak ilkel teleferikle gidiyor; Samsun'da bir okulda sıraların oturma yerleri olmadığı için öğrenciler ayakta ders görüyor İşte kışlık yüzme havuzu olmayan çocuklar ve işte bizimkiler Yorumu sizlere ve kızlarını el bursuyla Amerika'larda okutan zengin eski İslamcılara bırakıyorum. Ve saygılarımı sunuyorum.
Evrensel'i Takip Et