14 Eylül 2004 21:00
'Telafer sadece prova'
GÜNÜN YAZILARI
AKP Hükümeti, Irak'ın Telafer kentinde Türkmen halka yönelik Amerikan katliamını "sert açıklamalar" eşliğinde seyretmekle yetinirken, kentte bilanço ağır oldu. Gözlemciler, 100'den fazla sivilin hava bombardımanlarıyla katledildiği kentin harabeye döndüğünü belirtiyor. Bazı kaynaklara göre, evlerini terkedip kentin dışına kaçan Türkmenlerin sayısı 50 bini buldu.
Telafer, Musul'un batısında, Suriye'ye oldukça yakın bir Irak kenti. Kentin coğrafi konumu, dini ve nüfus yapısı, onbinlerce Türkmenin yerinden yurdundan edildiği Telafer ile ilgili soru işaretlerine yol açıyor. Suriyeli tanınmış gazeteci Hüsnü Mahalli, Telafer'de yaşananları ve Amerikan planlarını gazetemize değerlendirdi.
Ülkeleri birbirine düşürme planı Telafer'de olanların, Irak'ın işgalinden önce hazırlanmış Amerikan planlarının bir parçası olduğunu belirten Mahalli, bu planları "yarın öbür gün Suriye'de bir iç kargaşa yaratmak, Türkiye'yi sıkıştırmak, bölgede bir Şii-Sünni ve Türkmen-Kürt çatışmasını körüklemek, bölge ülkelerini birbirine düşürmek" olarak sıraladı. ABD'nin Telafer'e saldırma gerekçesine dikkat çeken Mahalli, "Felluce'den çıkan direnişçilerin Telafer'e kaçtığını, bu kente sığındığını söylüyorlar. Böyle saçmalık olmaz. Telafer, Felluce'ye 400 kilometre uzaklıkta. Oraya nasıl gidecekler?" diye sordu.
Hassas dengeler Telafer'in hassas dengeler üzerinde kurulmuş olduğunu vurgulayan Hüsnü Mahalli, "Kentin tamamı Şii Türkmen. Çok muhafazakâr bir yapısı var. İşgal karşıtı Iraklı lider Mukteda el Sadr'ın burada belli bir gücü var. El Hekim grubu (Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi) de etkili. Telafer Şiiliği'nin İran'dan etkilendiğini söyleyebiliriz. Irk anlamında Türkiye ile duygusal bir dayanışma var tabii, ama asıl etki İran'dandır. Zaten Türkiye bu bölgeye ilgi göstermedi ve bugün Amerika bunu kullanıyor" diye konuştu. ABD'nin kenti işgal ettikten sonra, "Irak ordusu"na devretmekte olduğunu hatırlatan Mahalli, "O ordudaki birliklerin bir bölümü Kürt peşmergeler. Ayrıca, bu ordunun eğitimi Süleymaniye ve Dohuk'ta, peşmergeler tarafından gerçekleştiriliyor. Yani Kürt olmayan unsurlar da peşmerge eğitimli. Hem mezhep itibarıyla, hem coğrafi olarak; ABD, Türkiye, Suriye ve İran'ın dahil olduğu karmaşık bir tablo söz konusu" diye devam etti.
Tezkere intikamı Telafer'deki olayların daha da büyümesini beklediğini belirten Hüsnü Mahalli, "Gördüklerimiz, Amerika'nın provasıydı. Arkası mutlaka gelecek. Telafer'de olmazsa Kerkük'te, Tuzhurmati'de, diğer kentlerde. Amerika, böylece Türkiye'nin 1 Mart'ta işgal tezkeresini reddetmesinin intikamını alıyor" dedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, önceki akşam basına verdiği demeçte, "ABD ile temasa geçtik, bizzat Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Böyle devam ederse, Irak'la ilgili konularda Türkiye'nin işbirliğini sona erdireceğini çok açık şekilde söyledik" demişti. Mahalli, bunun gecikmiş bir açıklama olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Herkes Beslan'daki okul baskınında Ruslar için gözyaşı dökerken, Amerika Türkmenleri öldürmeye başlamıştı. Olaylar 3 Eylül Cuma günü başladı. O zaman da Sayın Gül'e sorulmuştu, o da 'Türkmenlerle ilgili bir sorun yok' demişti. Oysa ortada ciddi bir saldırı vardı. Türk istihbaratı da bu gerçeği herhalde biliyordu." Önemli olanın "işbirliğini durdururuz" demek değil, pratikte ne yapıldığı olduğunu vurgulayan Mahalli, "Türkiye, mesela Habur sınır kapısını kapatabilirdi. Amerikan ordusuna yönelik gıda vs. sevkıyatını askıya alabilirdi. Sınıra asker yığabilirdi" dedi.
Ülkeleri birbirine düşürme planı Telafer'de olanların, Irak'ın işgalinden önce hazırlanmış Amerikan planlarının bir parçası olduğunu belirten Mahalli, bu planları "yarın öbür gün Suriye'de bir iç kargaşa yaratmak, Türkiye'yi sıkıştırmak, bölgede bir Şii-Sünni ve Türkmen-Kürt çatışmasını körüklemek, bölge ülkelerini birbirine düşürmek" olarak sıraladı. ABD'nin Telafer'e saldırma gerekçesine dikkat çeken Mahalli, "Felluce'den çıkan direnişçilerin Telafer'e kaçtığını, bu kente sığındığını söylüyorlar. Böyle saçmalık olmaz. Telafer, Felluce'ye 400 kilometre uzaklıkta. Oraya nasıl gidecekler?" diye sordu.
Hassas dengeler Telafer'in hassas dengeler üzerinde kurulmuş olduğunu vurgulayan Hüsnü Mahalli, "Kentin tamamı Şii Türkmen. Çok muhafazakâr bir yapısı var. İşgal karşıtı Iraklı lider Mukteda el Sadr'ın burada belli bir gücü var. El Hekim grubu (Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi) de etkili. Telafer Şiiliği'nin İran'dan etkilendiğini söyleyebiliriz. Irk anlamında Türkiye ile duygusal bir dayanışma var tabii, ama asıl etki İran'dandır. Zaten Türkiye bu bölgeye ilgi göstermedi ve bugün Amerika bunu kullanıyor" diye konuştu. ABD'nin kenti işgal ettikten sonra, "Irak ordusu"na devretmekte olduğunu hatırlatan Mahalli, "O ordudaki birliklerin bir bölümü Kürt peşmergeler. Ayrıca, bu ordunun eğitimi Süleymaniye ve Dohuk'ta, peşmergeler tarafından gerçekleştiriliyor. Yani Kürt olmayan unsurlar da peşmerge eğitimli. Hem mezhep itibarıyla, hem coğrafi olarak; ABD, Türkiye, Suriye ve İran'ın dahil olduğu karmaşık bir tablo söz konusu" diye devam etti.
Tezkere intikamı Telafer'deki olayların daha da büyümesini beklediğini belirten Hüsnü Mahalli, "Gördüklerimiz, Amerika'nın provasıydı. Arkası mutlaka gelecek. Telafer'de olmazsa Kerkük'te, Tuzhurmati'de, diğer kentlerde. Amerika, böylece Türkiye'nin 1 Mart'ta işgal tezkeresini reddetmesinin intikamını alıyor" dedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, önceki akşam basına verdiği demeçte, "ABD ile temasa geçtik, bizzat Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Böyle devam ederse, Irak'la ilgili konularda Türkiye'nin işbirliğini sona erdireceğini çok açık şekilde söyledik" demişti. Mahalli, bunun gecikmiş bir açıklama olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Herkes Beslan'daki okul baskınında Ruslar için gözyaşı dökerken, Amerika Türkmenleri öldürmeye başlamıştı. Olaylar 3 Eylül Cuma günü başladı. O zaman da Sayın Gül'e sorulmuştu, o da 'Türkmenlerle ilgili bir sorun yok' demişti. Oysa ortada ciddi bir saldırı vardı. Türk istihbaratı da bu gerçeği herhalde biliyordu." Önemli olanın "işbirliğini durdururuz" demek değil, pratikte ne yapıldığı olduğunu vurgulayan Mahalli, "Türkiye, mesela Habur sınır kapısını kapatabilirdi. Amerikan ordusuna yönelik gıda vs. sevkıyatını askıya alabilirdi. Sınıra asker yığabilirdi" dedi.
Evrensel'i Takip Et