13 Eylül 2004 21:00
Sel vurdu izi kaldı
İnsanların botlarla balkonlarından kurtarıldığı Alibeyköy Çırçır Mahallesi, hâlâ buram buram 'sel' kokuyor. Duvardan afetin izini çıkaramayan kadınlar yorgun. Kullanılamaz hale gelmiş eşyalar mahallenin çocuklarına oyuncak...
Alibeyköy'de istimlak tartışmaları bir yana dursun, selzedeler hâlâ yaralarını saramadı. Sel günü botlarla geçilebilen Çırçır Mahallesi sokakları, bir ay sonra hâlâ rutubet kokuyor. İki metreye kadar su altında kalan ev duvarları, kelimenin tam anlamıyla 'sırılsıklam'. Bu evlerde yaşayanları büyük ihtimalle romatizmadan, akciğer sorunlarına kadar birçok hastalık bekliyor. Kadınlar ise ne kadar silerlerse silsin, duvarlarından selin izini çıkaramıyorlar. Kalın ve kirli bir çizgi, giriş katların içinde, sürekli kabus gününü hatırlatan lanetli bir damga gibi sırıtıyor... Neredeyse herkesin, başta çamaşır makinaları ve buzdolapları olmak üzere birçok elektrikli aleti bozulmuş. Kaymakamlığın dağıttığı birer milyarlık yardım, ya çamaşır makinasına ya da eski borçlara gitmiş. Giriş katların tabanı toprağa gömüldüğü için, halk kendi harcını kendisi karıp, yeniden beton dökmüş, yerlerin kurumasını bekliyor. Bazı odalar lağım koktuğu için kullanılmıyor, sıkı sıkı kapatılmış kapılardan kokular sızıyor. Kullanılamaz hale gelmiş eşyalar sokak aralarına, bahçelere atılmış; daracık sokaklarda kendilerine oyun alanı bulamayan çocuklara gün doğmuş. Çocuklar eşyalara tırmanarak eğleniyorlar. Tabii ancak ishalden, mide bulantısı ve kusmalardan kurtulabilmiş çocuklar...
Evi çöktü Giriş katında kirada oturduğu evini bir türlü kurutamayan Hacer Üstübücü, ev sahibi evden çıkması için 1 aylık süre verdiğinden endişeli. Evin bir odasını lağım koktuğu ve iki çocuğu hastalanmasın diye kapatan Üstübücü, bir diğer odanın tabanındaki çökmeyi gösteriyor. Evin tabanının tamamen çökme tehlikesi var. Anneleri ile sel sırasında üst komşusunun balkonunda mahsur kalan 6 ve 7 yaşındaki çocukları ise söylediğine göre 'asabileşmiş', psikolojik problemler yaşıyorlar. Seli duyunca memleketten kalkıp gelen annesi ve kayınvalidesi destek oluyor. Asgari ücretle markette çalışan kocası ile nasıl yeni bir kiralık ev bulacakları dert olmuş. Çünkü kiralar zaten en az asgari ücrete denk düşüyor. İlk geldiğinde bu evi 2 ay boyunca çekip çevirdiğini anlatan Hacer verdiği emeklere acıyor şimdi. 1 ay sonra yardıma gelen belediye ise ancak şimdi evinin dış cephesine duvar örüyor. Kurutamadığı eşyalarından art arda yağan yağmurlar nedeniyle umudu kesmiş. Alibeyköy çarşısının hemen arka sokağında, selden kullanılamaz hale geldiği için çöpe atılmış eşyalar üst üste. Aralarında parçalanmış çekyatların döşemeleri delik deşik. Elinde ufacık çakısı, çekyatın kumaşlarını sıyırmaya çalışan 75 yaşındaki İsmail Çiftçi taşıyabildiği kadar tahtayı söküp, kışın sobada kullanmak için evine götürmek niyetinde. 2 çocuğu fabrika işçisi olan Çiftçi, Rize'de çay fabrikasında çalışıyormuş gençliğinde... Maddi sıkıntılar yüzünden mi yakacak bulmaya çalıştığını sorduğumuzda ise cevabı mahçup: "Yok. Emekli maaşım var benim. Öyle atmışlar madem, kalmasın dedim. Maaşım var benim." oluyor.
Evi çöktü Giriş katında kirada oturduğu evini bir türlü kurutamayan Hacer Üstübücü, ev sahibi evden çıkması için 1 aylık süre verdiğinden endişeli. Evin bir odasını lağım koktuğu ve iki çocuğu hastalanmasın diye kapatan Üstübücü, bir diğer odanın tabanındaki çökmeyi gösteriyor. Evin tabanının tamamen çökme tehlikesi var. Anneleri ile sel sırasında üst komşusunun balkonunda mahsur kalan 6 ve 7 yaşındaki çocukları ise söylediğine göre 'asabileşmiş', psikolojik problemler yaşıyorlar. Seli duyunca memleketten kalkıp gelen annesi ve kayınvalidesi destek oluyor. Asgari ücretle markette çalışan kocası ile nasıl yeni bir kiralık ev bulacakları dert olmuş. Çünkü kiralar zaten en az asgari ücrete denk düşüyor. İlk geldiğinde bu evi 2 ay boyunca çekip çevirdiğini anlatan Hacer verdiği emeklere acıyor şimdi. 1 ay sonra yardıma gelen belediye ise ancak şimdi evinin dış cephesine duvar örüyor. Kurutamadığı eşyalarından art arda yağan yağmurlar nedeniyle umudu kesmiş. Alibeyköy çarşısının hemen arka sokağında, selden kullanılamaz hale geldiği için çöpe atılmış eşyalar üst üste. Aralarında parçalanmış çekyatların döşemeleri delik deşik. Elinde ufacık çakısı, çekyatın kumaşlarını sıyırmaya çalışan 75 yaşındaki İsmail Çiftçi taşıyabildiği kadar tahtayı söküp, kışın sobada kullanmak için evine götürmek niyetinde. 2 çocuğu fabrika işçisi olan Çiftçi, Rize'de çay fabrikasında çalışıyormuş gençliğinde... Maddi sıkıntılar yüzünden mi yakacak bulmaya çalıştığını sorduğumuzda ise cevabı mahçup: "Yok. Emekli maaşım var benim. Öyle atmışlar madem, kalmasın dedim. Maaşım var benim." oluyor.