08 Eylül 2004 21:00

AB gözaltında tutacak

Avrupa Birliği Türkiye'nin önüne 31 başlıktan oluşan bir müzakere programı koydu. Türkiye'nin attığı her adıma müdahale edilecek.

Paylaş
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun, AB liderlerine Türkiye konusunda yapacağı tavsiyede, siyasi izleme süreci ile birlikte müzakerelerin başlatılması görüşünü ortaya koyacağı öğrenildi. Buna göre, müzakereler başlatılsa da Türkiye'nin siyasi kriterlere uyumu konusunda ilerlemesi hazırlanacak "ara raporlarla" izlenmeye devam edilecek. Müzakereler de ilerleme, reformlara ve bunların uygulanmasına endekslenecek. Türkiye uyumda isteksiz davranırsa, müzakerelerin sonuçlanması gecikebilecek. Brüksel ve Ankara'daki AB üst düzey yetkililerinden ABhaber'in edindiği bilgilere göre, AB Komisyonu'nda Türkiye ile müzakerelerin daha fazla geciktirilmeden başlaması görüşü ağırlık kazandı. Bununla birlikte Komisyon, hem siyasi kriterler alanında Türkiye üzerinde etkiyi sürdürebilmek hem de AB içinde Türkiye'ye eleştirel bakan çevreleri tatmin edebilmek amacıyla siyasi izleme süreci önermeye hazırlanıyor. Bu çerçevede AB içinde öne çıkan formülün, müzakerelerin başlatılması ancak burada ilerlemenin siyasi kriterler alanında reform ve uygulamalara endekslenmesi olduğu kaydedildi. AB Komisyonu'nun, 6 Ekim'de açıklayacağı İlerleme Raporu'na bu yönde tavsiyede bulunması bekleniyor. Başta AB Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan Hıristiyan Demokratlar olmak üzere, AB içinde Türkiye konusunda eleştirel görüş taşıyan çevreler, son dönemde AB Komisyonu üzerinde baskılarını artırarak, Türkiye'de demokratikleşme ve insan hakları konusundaki eksikliklerin mutlaka rapora yansıtılması gerektiğini kaydetmişlerdi. Bu çevreler, Türkiye'nin mevcut durumuyla Kopenhag siyasi kriterlerini karşılamadığını ve müzakerelerin başlatılmaması gerektiğini savunmuşlardı. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen, geçen hafta Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye raporunun "birkaç küçük sürpriz içerebileceğini'' söylemişti. Verheugen, bu konuşmasının ardından gazetecilerin sorularına karşın, sürprizin ne olacağını açıklamamıştı. Müzakere süreci, AB adayı ülkenin 31 ana başlıkta Birlik'in mevzuatı, politika ve uygulamalarına uyumunu gerektiriyor. Aday ülkenin tam üye olabilmesi için bu başlıklarda müzakereleri ayrı ayrı başarıyla tamamlaması gerekiyor.


MÜZAKERE KONULARI AB Komisyonu uzmanlarının, Türkiye'nin 10 yılda sonuçlandırabileceği tahmininde bulundukları 31 müzakere başlığı şunlardan oluşuyor: "Malların serbest dolaşımı, kişilerin serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı, sermayenin serbest dolaşımı, şirketler hukuku, rekabet, tarım, balıkçılık, ulaşım, vergilendirme, parasal birlik, istatistik, sosyal politika, enerji, sanayi, KOBİ'ler, bilim ve araştırma, eğitim, telekomünikasyan, kültür, bölgesel politikalar, çevre, tüketici hakları, adalet ve içişleri, gümrük birliği, dış ilişkiler, ortak dış ve güvenlik politikası, mali denetim, bütçe, kurumlar, öteki konular."


AVRUPA BASININDA TÜRKİYE TARTIŞMASI AB'nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Günter Verheugen'in ziyareti, Avrupa'da Türkiye'ye ilişkin tartışmaları alevlendirdi. Hollanda'daki De Telegraaf gazetesi, Türkiye'nin attığı büyük adımlar nedeniyle Ankara'ya 'Hayır' yanıtı verilmesinin imkânsız hale geldiğini yazarken, İngiliz The Independent gazetesi, zinayı suç sayma girişiminin Türkiye'deki reform sürecini tehlikeye sokabileceğini bildirdi. Financial Times, Verheugen'in Ankara ziyaretinde dile getirdiği "Türkiye'nin AB yolunda gerçekle yüzleşme vakti yakınlaşıyor'' sözlerini başlığa taşıdı. Gazete, Verheugen'in Türkiye'nin son 18 ayda kaydettiği sosyal reformlardan çok etkilendiğini söylediğini, ama eksiksiz uygulamanın da görülmesi gerektiğini hatırlattığını aktardı. Financial Times, bu ziyaret ile eşzamanlı olarak bir grup AB siyasetçisinin Türkiye'ye koşullu destek veren açıklama yaptığını hatırlattı. The Independent gazetesi ise, "Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, zina tartışmasıyla tehlikeye girmiş olabilir'' diye yazdı. Verheugen'in Türkiye'de bu konudaki soruları yorumsuz bırakmasına karşın, Brüksel'deki sözcüsü Jean-Christophe Flori'nin, Türk hükümetine önceden bir uyarı gönderdiğini hatırlatan Independent, zinayı suç sayma girişiminin Türkiye'deki reform sürecini gölgeleyebileceği görüşünü aktardı. Gazete, Avrupa Birliği diplomatlarının bu konuda Türkiye hükümetine tavsiyelerde bulunurken, "Sizi istemeyenlerin elini güçlendirmeyin' dediklerini belirtirken, "Ankara ile temasa geçen bazı Avrupalı diplomatlar, zinanın suç kapsamına sokulması durumunda, bunun Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesi ile çelişebileceğini ve Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesini isteyenlerin bunu bir yasal engel olarak öne sürebileceğini söylüyor'' diye yazdı. Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi ise, AB Komisyonu'nun Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini hemen, 2005 sonunda ya da 2006 başında başlatılmasını önerebileceğini yazdı. Verheugen'in Türkiye ziyaretine geniş yer veren gazete, AB'nin yürütme organının, müzakerelerin gecikme olmadan başlamasını önerebileceğini, bunun da hazırlıklarıyla birlikte 4 veya 6 ayı bulabileceğini belirtti.


'Kriterler tamam uygulama eksik' AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen'ın Türkiye gezisinde edindiği izlenimler belirmeye başladı. Verheugen'a eşlik eden uzmanların verdiği bilgiye göre Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine uyum konusunda yasal düzenlemeleri tamamlanmış olduğu kanısı hakim. Uygulamada eksiklikler olduğuna dikkat çeken uzmanlar, buna karşın müzakerelerin başlaması yönünde bir görüş birliği olduğunu belirtiyor. Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'in Türkiye gezisi sürerken Verhugen'ın şimdiye kadarki Türkiye izlenimleri konusundaki ilk bilgiler alındı. Verheugen'a eşlik eden uzmanlara göre Türkiye, Kophenag siyasi kriterlerine uyum konusunda kritik eşiği aştı. Ancak uygulamada eksiklikler bulunuyor. Uzmanlar işkenceyle mücadele konusunda yasal düzenlemeler yapılmış olsa bile henüz uygulamada istenilen sonucun elde edilemediğini belirtiyor. Uzmanlar insan hakları ihlallerinin bir devlet politikası olmadığını vurgulayarak, ilgili memurların eğitim eksikliğinden bahsediyor. Komisyon uzmanları azınlık haklarının anayasa teminatı altına alınmasına rağmen bu alanda da uygulama eksikliklerini vurguluyor. Bu eksikliğe örnek olarak da anadilde yayının sadece ulusal yayın haklarına sahip medya kuruluşları tarafından yapılabilmesi gösteriliyor. Türkiye'deki zina tartışmalarına da değinen Komisyon uzmanları, bu kanunun felsefesi ve zamanlamasının doğru olmadığını, böyle bir düzenlemenin Avrupa Birliği'nde büyük tepki çekeceğini ifade ediyor. Uzmanlar reform sürecinin devam ettirilmesi için Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin mutlaka açıklık kazanması gerektiğini söylüyor.

ÖNCEKİ HABER

Pala'nın beş kitabı yeniden

SONRAKİ HABER

Kongra-Gel pazarlığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...