05 Eylül 2004 21:00

Yeldeğirmeni'nin yevmiyeli kadınları...

Ege'nin verimli ovalarında hasat mevsimi yaşanıyor. Tarlalarda kadınlar çalışıyor. Günün erken saatinde çalışmaya başlayan kadınlar tüccarların insafına kalmış durumda... Günay, Songül ve Güllü... Ve diğerleri... Yevmiyelerini kimin belirlediği belli değil. Günlükleri çok az ama çalışmak zorundalar çünkü ailelerinin yükü eşleri kadar, kendi omuzlarında da...

Paylaş
Ülkemizin önemli tarım bölgelerinden birisi olan Akhisar'da bugünlerde ürünler toplanıyor. Toplanan ürünler kamyonlara yüklenip değişik bölgelere gönderilirken bu işte çalışan kadınlar da aile bütçelerine ortak oluyor. Akhisar'a yakın bir yerleşim yeri olan Yeldeğirmeni'nin hemen hemen bütün kadınları tarlada çalışıyor. Yeldeğirmeni'nde erkeklerin çoğu inşaat işçisi, dolayısıyla kışın işsiz kalıyorlar. Kadınlar da bu açığı kapatmak için yazın tarlalara çapa yapmaya, domates, kavun, karpuz, üzüm, pamuk toplamaya gidiyorlar. Ülkenin değişik bölgelerinden gelen tüccarlar tarlalardaki ürünü toprak sahibinden satın alıyor. Toplama işi de tüccarlara ait. Günde 10 kamyon ürün yüklendiği oluyor ve her biri en az 12 ton geliyor. Bu ağır işte çalışan kadınlar, kestikleri kavun ve karpuzları iki hat üzerinde küme küme diziyorlar. Kamyonlar bu iki hattın ortasına giriyor ve genellikle her iki taraftan ikişer kadın olmak üzere toplam dört kadın karpuzları elden ele atarak kamyona yüklüyor. Kamyonun tepesinde tüccarların yanında getirdiği iki istifçi bulunuyor. Erkek olan bu istifçiler yalnızca kavun ve karpuzları kamyona yerleştiriyor. Kadınlar, istifçilerden daha ağır iş yapmalarına rağmen onlardan çok daha az ücret alıyorlar. Kadınlar tarlaya gitmek için sabah 4.00'te kalkıyor, 4.30'da servis gelip onları evden alıyor. Saat 6.00'da mesai başlıyor. Hiç dinlenmeden öğleye kadar çalışıyorlar. Öğleyin evden getirdikleri yemekleri yedikten sonra yine hemen çalışmaya başlıyorlar. Tarladan çıkış saati ise 18.00'i buluyor. Kavun karpuz toplama dışındaki diğer işler ise domates toplama, üzüm kesme, çapalama ve pamuk toplama. Bir de domates ve üzüm kurutma sergileri var. Ayrıca kurutulan domateslerin ayıklandığı fabrika var. Kapaklı yakınlarında İngilizlere ait olan fabrikada dilimlenip kurutulmuş olan domatesler bir bandın üzerinde ayrıma tabii tutuluyor. Görüştüğümüz kadınlar bu fabrikadaki çalışma koşullarının da oldukça kötü olduğunu dile getiriyorlar.

En zor iş kavun karpuz Yeldeğirmeni'nin yevmiyeci kadınlarından 27 yaşındaki iki çocuk annesi Günay İbiş'le yaşadığı sıkıntıları konuşuyoruz. Kavun karpuz işinin ağır olmasına rağmen yevmiyesinin düşük olduğunu dile getiriyor. "Çapalar 12.5 milyondan açıldı burada. Kavun işi ağır, 15 milyon olsun dedik. Onlar da önce ses etmedi. Burada bütün tüccarlar 12.5'tan anlaşmış. Normalde kamyon başına 6 kişi gitmesi gerekiyor. Biz 6-7 kamyona gün geliyor 20 kişi gidiyorduk. Her kamyona iki ya da üç insan düşüyor. Bizim evde çoluk çocuğumuz var. Yıka giydir, yemek yap, evi temizle. Tüccarımız giderken hakkınızı helal edin falan demiş. Bunlar işi duygusallığa vuruyorlar. Emek hiç düşünülmüyor." İbiş, domates fabrikasında yaşadıklarını da şu şekilde anlatıyor: "Günlük olarak giden kadın sayısı 50'yi geçiyor. İki vardiya halinde çalışılıyor. Mesaiye kalmak isteyip istemediği sorulmuyor. Sigortalı olan ve sürekli çalışan 10 kadın var. Yevmiyeci gidenlerin başında çavuşluk yapıyorlar. Sağa bakma, sola bakma, önüne bak... Tuvalete gitmek yok. Su içmek yok. Arada 15 dakika dinlenme var ama kapılar kapalı. Gece olduğundan izin vermiyorlar çıkmana. Domates kokusu insanın başını ağrıtıyor. Temiz hava alma ihtiyacı hissediyorsun. Akşam saat 18.30'da işbaşı yaptık. Gece 03.00'te paydos etmemiz gerekirken iki saat mesai eklediler. Yarım saat da makinelerin temizliği yerleri süpürmeler, silmeler... Eve geldim sabah saat 06.00. Bir daha gitmedim. Sadece 10 milyon 500 bin lira yevmiyemi göndermişler." Irgat yevmiyelerini kimlerin belirlediğini bilmediklerini söyleyen İbiş, "Birlik yok. Kadınlar bir araya gelip şunu yapalım bunu yapalım demiyor. Ayakçı olduğun zaman kasa getirip götürüyorsun akşama kadar suyun içinde onu yıka bunu yıka. Kuyudan zeytin çıkar getir. Bidona koy, tart, bir sürü iş. Çok sömürü var burada" diyor. Songül Güler ise eşinden ayrı, bir kızı var. Pamuğa, çapaya, zeytine, domatese gidiyor. Yaptığı işin zorluğunu anlatıyor ve ekliyor: "Ama çalışmak zorundayım." Güllü Kaya ise 24 yıllık evli ve 24 yıldır çalışıyor. Kurutulmuş domates fabrikasında çalışan Kaya, koşullarını şöyle anlatıyor: "25 dakika yemek molası veriyorlar. Makine açıldı mı makinenin başında duracaksın. Onlar da hemen açıyorlar makineyi. Makinelere doğru koşuyorsun. Elinde çay mı var ekmek mi var bırakacaksın. "Koşarak gelsinler" diyorlar."


Ziraat Odası ne diyor? Konu ile ilgili olarak görüştüğümüz Akhisar Ziraat Odası Başkanı Naci Özkara ırgat yevmiyelerinin, Manisa'da toplanan ve işverenler, işçi kahyaları ile Ziraat Odaları Başkanları'nın oluşturduğu İl Koordinasyon Kurulu toplantısında belirlendiğini belirtti. Ancak kavun karpuz toplama işi için kendilerinin fiyat belirlemediğini, fiyatın tüccarlarla işçiler arasında belirlendiğini dile getirdi. Özkara, bu yıl günlük yevmiyelerin kâhya ücretleri hariç; çapalamada 8 milyon, domates çekmede 12 milyon, üzüm kesmede 9 milyon, üzüm sergicileri için ise 10.250 bin lira olarak belirlendiğini söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Kursiyerlere sertifika verildi

SONRAKİ HABER

Pentagon'un 'saldırı reformu'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...