05 Eylül 2004 21:00
'İşçiye borcumuz var'
Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, sendikalaşmak için birşeyleri göze almak gerektiğini söyledi. Başoğlu, sendikacıların görevinin işçilerin haklarını korumak olduğunu vurguladı.
Sağlık-İş Başkanı Mustafa Başoğlu, sendikal mücadelede, işçiler ve sendikalar arasında dayanışmanın önemli olduğunu söyledi. "En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir" diyen Başoğlu, işçilerin yaşadığı sıkıntıların çözümünün sendikal örgütlenme olduğunu ifade etti. Mustafa Başoğlu, yaşanan sıkıntılar karşısındaki sessizliğinden dolayı Türk-İş'i de eleştirdi. Sendikacıların ücretlerini işçilerin verdiğini hatırlatan Başoğlu, "İşçiye olan borcumuzu unutmamamız lazım" dedi. Türk-İş bugün ne durumda? Ankara'da bina olarak Türk-İş var. Ama zaman zaman diyorum; 'Bu Türk-İş ölü mü sağ mı. Ölse cenazesine çağırırlar, sağ olsa sesini duyarız. İkisi de yok.' Çorum'da bir sendikalaşma kavgası var. Türk-İş'in yerinde olsaydım, Türk-İş- Hak-İş kavgasını, iki sendika arasındaki kavga olarak yürütür, ama Çorum'a gider mücadele bayrağını açardım. İnsanlar sefil ve perişan. Bir sendikadan üye almak çok ayıp bir şey. Zaten belli sayıda üyemiz var, ben de olsa ne olur, sende olsa ne olur. Hak-İş'in ve Orman Bakanlığı bürokratlarının yaptığı doğru değil. Belediyelerde de aynı durum var. Ama ben başından beri, 'Türk-İş, Hak-İş ve DİSK olarak tam birlikte olacağımız bir noktadayız. Çünkü işçiler sendikaya girmekten korkuyor, işverenler bizi takmıyor, hükümetler isteklerimizi dikkate almıyor. Siz böyle bir zamanda birleşmezseniz başka zaman birleşmenizin bir anlamı yok' diyorum. Şimdi yapacağımız şey işçinin ekmeğini büyütmek. İşini koruyamıyor, ekmeğini de büyütemiyorsak tabela sendikası durumuna düşüyoruz. Sendikacılığın ayağa kalkması lazım. İşçi bize güvenmiyorsa, biz ona güveni verememişsek bir yerde bir yanlışlık var demektir. Sendikacılar olarak, ücretimizi işçiler veriyor. Oturduğumuz yerler düzgün yerler. Altımızda makam arabası var. Yurt içi, yurt dışı seyahatler... Bütün masrafları işçi karşılıyor. İşçiye olan borcumuzu unutmamamız lazım. Evvela iş güvenliğini sağlamak, emeğinin karşılığını alacak yolları aramak, sosyal güvenlik haklarındaki eksikleri tamamlamak gerekir. İşçi hakları sürekli geri gidiyor... Hükümet, 50 milyar doları yiyenlerle 5-10 yıllık anlaşmalar yapıyor. Bunu geri alamıyorsun, 'SSK'da emeklilik şartlarını yeniden düzenleyelim, prim gün sayısını artıralım, yaş sınırını yükseltelim' diyorsun. SSK'nın son raporunda Türkiye'de yaş ortalaması 65. Ama ne diyorlar, 'emeklilik yaşı 68 olsun'. IMF'nin baskısı ile Türk sendikacılığı ringe çıkmış düşmüyor ama sürekli yumruk yiyor. Hükümet de bugüne kadar uyguladığı politikalarda işçi sorunlarını çözmekten çok işverenleri rahatlattı.
Ne yapmak lazım? Dağınıklık var. Sendikal dayanışma yok. Malatya kavgasını yürütürken 'rektöre protesto gönderin' dedik. 10 sendika göndermiş. Türk-İş'te 32 sendika var. Dayanışma olmadan bu iş yürümez. 'Görevlerini yapmıyorlarsa yolu kongredir. İşçileri gereği gibi örgütleyemiyor, örgütlenenleri koruyamıyorsak, yarın TİS'lerde istediğimizi alamayacaksak yapılması gereken yeni bir yönetim, yeni başkan... Herşeye rağmen işçiler sendikalaşmadan umudunu kesmemeli. Sendikalılaşma ruhunu yeniden aşılamamız lazım.
REKTÖR SENDİKAYA SAVAŞ AÇTI Turgut Özal Tıp Merkezi'nde 1999'dan beri örgütlenmeye çalıştıklarını söyleyen Başoğlu, önceki ve şimdiki rektörün ise sendikaya karşı savaş açtığını belirtti. Başoğlu rektörün bir yerel televizyonda, "Sendikayla muhatap olmamak için taşeron çağırdık. Sendika olursa Sümerbank gibi KİT'lere döner" dediğini hatırlattı. İşe dönüş davalarını kazandıklarını, ancak "Parayı veririm kurtulurum" anlayışında olan rektörlerin bu kararı uygulamadığını söyleyen Başoğlu, "65 üyemizin üyelik aidatlarının kesilmesini istedik. Aidatı kesmediler. Mahkeme oldu, 30 milyarlık dava. Davayı kazanınca 570 milyar lira yatırdılar" diye konuştu.
Ne yapmak lazım? Dağınıklık var. Sendikal dayanışma yok. Malatya kavgasını yürütürken 'rektöre protesto gönderin' dedik. 10 sendika göndermiş. Türk-İş'te 32 sendika var. Dayanışma olmadan bu iş yürümez. 'Görevlerini yapmıyorlarsa yolu kongredir. İşçileri gereği gibi örgütleyemiyor, örgütlenenleri koruyamıyorsak, yarın TİS'lerde istediğimizi alamayacaksak yapılması gereken yeni bir yönetim, yeni başkan... Herşeye rağmen işçiler sendikalaşmadan umudunu kesmemeli. Sendikalılaşma ruhunu yeniden aşılamamız lazım.
REKTÖR SENDİKAYA SAVAŞ AÇTI Turgut Özal Tıp Merkezi'nde 1999'dan beri örgütlenmeye çalıştıklarını söyleyen Başoğlu, önceki ve şimdiki rektörün ise sendikaya karşı savaş açtığını belirtti. Başoğlu rektörün bir yerel televizyonda, "Sendikayla muhatap olmamak için taşeron çağırdık. Sendika olursa Sümerbank gibi KİT'lere döner" dediğini hatırlattı. İşe dönüş davalarını kazandıklarını, ancak "Parayı veririm kurtulurum" anlayışında olan rektörlerin bu kararı uygulamadığını söyleyen Başoğlu, "65 üyemizin üyelik aidatlarının kesilmesini istedik. Aidatı kesmediler. Mahkeme oldu, 30 milyarlık dava. Davayı kazanınca 570 milyar lira yatırdılar" diye konuştu.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
