23 Ağustos 2004 21:00

'Kanalizasyon sistemi değişmeli'

Sel felaketlerinin önlenebilmesi için tüm dünyada kullanılan ayrık kanalizasyon sistemlerini öneren Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şube Sekreteri Burçak Karaman Uysal, yerel yönetimlerin de bu gibi felaketlerin önüne geçilmesindeki rolünün önemine dikkat çekti.

Paylaş
Her yağışlı günün ardından, yaşadığımız kentleri, yaşanılmayacak yerler haline getiren manzaralarla karşılaşıyoruz. Bu konuda ilk akla gelen adres olan yerel yönetimler ise İstanbul'da yaşanan sel felaketi öncesinde de görüldüğü gibi, "Yüksek katlara çıkın, önlemlerinizi alın" gibi uyarılar yapmakla yetiniyor. Özellikle belediyelerin, kentin yapısına göre plan ve projelere göre yerleşimlere izin vermesi, elemanlarını eğitmesi ve meslek odalarının bilgi ve birikimlerinden yararlanması gerektiğinin önemine dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şube Sekreteri Burçak Karaman Uysal, yağışların sel felaketine dönüşmemesi için birleşik kanalizasyon sistemi yerine ayrık sistemlerin kullanılması gerektiğini kaydetti. Uysal, sel felaketlerinin nedenleri ve önlenmesi için önerileri üzerine sorularımızı yanıtladı. Neden yağmurlar sel felaketine dönüşür? Türkiye'deki en önemli sorunlardan biri olan altyapı eksiklikleri ne yazık ki giderilemedi. Plansız ve düzensiz kentleşme, tarım arazileri üzerine yerleşim planlarının uygulanması, orman alanlarının yok edilmesi, dere yataklarına bilinçsizce yapılan müdahaleler sonucunda, Türkiye'de yağışlar maalesef can, mal ve toprak kayıplarına neden olan sel felaketlerine dönüşüyor. Bir diğer neden, yaygın olarak kullanılan birleşik kanalizasyon sistemleridir. Biz, son 20 yıldır tüm dünyada yaygın olarak uygulanan ayrık kanalizasyon sistemlerinin kullanılmasını öneriyoruz. Birleşik sistem ile ayrık sistem arasındaki fark nedir? Hızlı nüfus artışı nedeniyle, birleşik kanalizasyon sistemleri, artık kentlerin atıksuyunu bile taşımakta yetersiz kalmaktadır. Bir de aynı kanala yağmur suyu eklendiğinde sistem iflas etmektedir. Ayrık sistemlerde yatırım maliyeti yüksek gibi görünmesine rağmen, birleşik sistemle karşılaştırıldığında ve uzun vadede bakıldığında öyle olmadığı görülüyor. Birleşik sistemlerin tıkanmalardan dolayı sık sık temizlenmesi gerekir. Ayrık sistemlerde ise akış hızı fazla olduğundan sık sık temizlenmelerine gerek yoktur. Birleşik sistemlerde arıtma hem zor hem de pahalıdır. Bu sistemler için arıtma tesislerinin büyük boyutlandırılması gerekir. Ek olarak bir de yağmur suyu bekletme havuzu eklenmelidir. Ayrıca caddelere atılan tuz, arıtma tesislerine geldiğinde sorunlar yaratır. Ayrık sistemlerde ise arıtma daha etkili, daha kolay ve daha ucuzdur. Caddelere atılan tuz da arıtmayı etkilemez. Yağmursuz kurak mevsimlerde, büyük çaplara sahip olan birleşik sistem kanallarında akış hızı düşük olduğundan anaerobik ayrışma meydana gelir ve etrafa koku yayılır. Bunun için de sık sık yıkanmaları gerekir. Ayrıca birleşik sistemlerde, şiddetli yağmur sonucunda kanal kapasitesinin yetersiz olduğu durumlarda bodrum katları su basar. Ayrık sistemlerde ise bodrumların yağmur suyu kanalı ile bir bağlantısı olmadığından su baskını gerçekleşmez. Yağışların sel felaketlerine dönüşmemesi için başka önerileriniz neler? Belediyelerde, yağmur suyu projeleri bir an önce hayata geçirilmeli ve inşaa edilmelidir. Dere yataklarına yapılan bilinçsiz müdahaleler önlenmeli ve dere ıslahı sağlanmalıdır. Aktif ve aktif olmayan dere yatakları, taşkın saha sınırları DSİ tarafından haritalara işlenmeli, bu bilgiler imar planlarında da göz önünde bulundurulmalıdır. Taşkın saha sınırları içinde kalan konutlar kamulaştırılmalı ve bu alanlar yeşil kuşak olarak yeniden planlanmalıdır. Ayrıca, ağaçlandırma ve erozyon önleme çalışmalarına öncelik verilmelidir. Kentler için afet master planları geliştirilmelidir. Türkiye'de sel felaketleri kısa vadede kaçınılmaz olarak göründüğünden dolayı, bu konuda halk sağlığı açısından öncelikler neler olmalı? Afetlerde can ve mal kaybının en aza indirilmesi, ortaya çıkan çevresel koşulların neden olabileceği önlenebilir tüm hastalıkların önlenmesi, kurtarma, tahliye ve tedavi uygulamalarının etkinleştirilmesi gerekiyor. Görevlilerin afetler sonrasında enkaz kaldırma, yaralı kurtarma, ölü çıkarma gibi uygulamalar konusunda eğitilmeleri gerekmektedir. Ayrıca afet planlaması ve organizasyonu yapan kuruluşlar arasında işbirliği sağlanmalıdır. Bunlar bir yana, uzun vadede altyapı projelerine önem ve öncelik verilmeli, sağlıklı altyapı politikaları geliştirilerek akılcı yatırımlarla bir an önce uygulanmalıdır. Bu konularda meslek odalarının ve konunun uzmanlarının bilgi ve birikimine mutlaka başvurulmalıdır.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


24 saat sürekli tehdit!Özgül Yıldızer Ankara Etimesgut'ta yaşanan bir patlama ile yeniden gündeme gelen LPG istasyonları ve LPG kullanımı, denetimden geçmediği için insan hayatını 24 saat tehdit altında bırakıyor. İstasyonların kuruluşu ve kaçak satımın denetlenmemesi ile başlayan tehlike, oturduğu semtlerde Ankara'lıyı bulurken, LPG'nin taşınmasında rol alan tankerler de dolum ve boşaltım sırasında tehdit saçıyor. Son halkayı da yalnızca ilk dönüşüm esnasında kontrol edilen LPG'li araçlar oluşturuyor. Belediyeler ve yetkili kurumlar ise gönüllü denetim için başvurular yapan meslek odalarını dikkate almayarak halkı bu tehditle başbaşa bırakıyorlar. LPG patlamalarının en önemli nedeni, istasyonların evlerde kullanılmak üzere satılan LPG'yi alarak araçlarda kullanması. Evlerde kullanılmak üzere satılan LPG'den Özel Tüketim Vergisi(ÖTV) alınmadığı için, bu tip LPG, tankerler aracılığıyla daha ucuza alınarak, araçlara LPG satan istasyonlara boşaltılıyor. İstasyonlar faturalı aldıkları LPG ile ÖTV'siz LPG'yi karıştırarak satıyorlar. ÖTV'siz LPG ile faturalı LPG'yi taşıyan tankerlerin dolum ağızları farklı olduğu için dolum ve boşaltım sırasında gaz kaçağı yaşanıyor ve bu da patlamaya neden oluyor.

Rüzgâr şansı Etimesgut'ta yangına neden olan istasyonda incelemelerde bulunan Makina Mühendisleri Odası Ankara Şube Sekreter üyesi Sezai Uysal, belirtilen istasyonda dolum yapıldığı sırada tankerin dolum ağzının uyum göstermediğinin, dolayısıyla geri itildiği için gaz kaçağına neden olduğunun söylendiğini bildirdi. Karanlıkta ağzın tam görülememesinden dolayı uyumsuzluk yaşanmış olabileceğini belirten Uysal, istasyonun kaçak satım yapması ihtimali olduğunu dile getirdi. Yangın anında rüzgârın batıdan estiğini anlatan Uysal, "Eğer rüzgâr kuzeyden esmiş olsaydı, yolun karşısındaki bina kavrulurdu. Orada oturanların hiç kaçışı olmazdı" dedi. Uysal, dolum ağızlarının periyodik kontrolünün yapılmamasının da gevşemeye ve gaz kaçağına neden olduğuna dikkat çekti.

Tehdit baştan başlıyor LPG kullanımının ortaya çıkardığı tehdidin kimi aşamaları var. İstasyonların kuruluş aşamasıyla başlayan sürecin ilk adımı yer seçimi. Yer seçiminin cadde, bahçe, okul, park gibi mekânlara uzaklığı, diğer istasyonlara uzaklığı gibi çeşitli parametreleri var. Belediyenin görevli mühendisleri, yeterince uzman olmadıkları için bildikleri parametreler üzerinde inceleme yapıyorlar. İstasyonlarda ruhsat yüzünden belediyeden şikâyetçi. Çünkü ne ruhsat veriliyor ne de reddediliyor. Ruhsat için beklerken işletilmeye başlanan istasyonlarda bir sorun çıktığında, belediye sorumluluktan kurtulmuş oluyor. Geçtiğimiz yıl yapılan bir sayıma göre, şu anda Ankara'da faaliyet gösteren 120 istasyonun 80'den fazlası ruhsatsız çalışıyor. Bugün ise bu sayının daha da fazla olduğu tahmin ediliyor.

Taksi bombası Tehdidin bir diğer aşamasını da dolum yapan mobil tankerler oluşturuyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı çalışan bu tankerler de denetlenmezse bozuk çalışıyor ve sağlam istasyona da zararını taşıyor. Bu tankerler de hem dolum ve boşaltım sırasında hem de taşıma aşamasında adeta birer canlı bomba gibi hayatımızdaki yerini alıyor. Odanın bu alandaki denetim talebi ise geri çevriliyor. Tehdidin son halkası ise LPG'li özel ve ticari araçlar. Bu araçlar yalnızca LPG'ye dönüşüm yapıldığında kontrol ediliyor. İlk kontrolde isteyenler, Makina Mühendisleri Odası'nın Akköprü'de kurulu merkezinde araçlarını kontrol ettirebiliyor. Bu merkeze, dönüşüm yaptıran 120 bin araçtan yalnızca 8 bini başvurmuş. Yıllık periyodik kontroller Karayolları Muayene İstasyonu'nda yapılıyor. Makina Mühendisleri Odası'nın, o civarda bir baraka kurmak ve araçları yıllık denetimden geçirmek için izin isteğine ve denetimine ise izin verilmiyor.

ÖNCEKİ HABER

Ağanın zulmü isyan ettirdi

SONRAKİ HABER

Garajın taşınması kararına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...