GÜNDEMDEKİ DOSYA -3

Halen uygulanan düzenlemeler 1 - Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 2 - 657 Sayılı Devlet Memurları Yasasının 36. maddesine eklenen hüküm 3 - Sözleşmeli Öğretmen Çalıştırılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı 4 - Büyükşehir Belediyesi Kanunu

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE İŞ
    GÜVENCESİ KALDIRILDI BİLE Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince sağlık personeli alındı ve halen çalıştırılıyor. Bu düzenlemeye göre; a) Hizmet sözleşmelerinin uygulanma süresi, mali yıl ile sınırlıdır. Taraflardan birinin, sözleşmenin bitiminden en geç bir ay önce karşı tarafa yazılı fesih bildiriminde bulunmaması durumunda hizmet sözleşmesinin uygulanma süresi, izleyen yılın sonuna kadar uzatılmış sayılır. b) Belirli sürede bitirilmesi gereken işler söz konusu olduğunda, sözleşmeli personel normal çalışma saatleri dışında veya hafta tatili ve resmi tatillerde de çalışmak zorundadır. Bu çalışmaları karşılığında sözleşmeli personele herhangi bir ek ücret ödenmez. c) Otuz günü aşan hastalık izinlerinde sözleşmeli personele yarım sözleşme ücreti ödenir d) Norm pozisyon sayısında değişiklik olması; sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması; veya bu birimlerde sözleşmeli personel istihdam edilmesinden vazgeçilmesi hallerinde sözleşmeli personelin sözleşmesini bir ay önceden yazılı ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir.. Yukarıda yazılanlar, giriş bölümde belirttiğimiz gibi, kadrolu istihdamın kaldırıldığını gösteren, bir yıllık bile iş güvencesinin bulunmadığını, "bu birimi kapattım", "norm kadro pozisyonunda değişiklik yaptım", "bu birimde sözleşmeli personel çalıştırmaktan vazgeçtim" denilerek çalışanların işine son verilebileceğini, hastalık halinde ücret haklarını bile kaybettiklerini gösteren düzenlemeler.

DOKTOR, HEMŞİRE ARTIK
    TAŞERON FİRMA ÇALIŞANI 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinin III- Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı başlıklı kısmına eklenen fıkra ile "Bu sınıfa dahil personel tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetler, lüzumu halinde bedeli döner sermaye gelirlerinden ödenmek kaydıyla, bakanlıkça tespit edilen esas ve usullere göre hizmet satın alınması suretiyle gördürülmesi" olanağı tanınmıştır. Sağlık ve Yardımcı Sağlık Personeli Tarafından Yerine Getirilmesi Gereken Hizmetlerin Satın Alma Yoluyla Gördürülmesine İlişkin Esas ve Usuller Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanıp, 05.05.2004 tarihli ve 25453 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu düzenlemelere göre; İdareler, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına dahil personel tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerin satın alma yoluyla gördürülmesine, karar verebilecek. Sağlık hizmeti, içinde bulunulan mali yıl ile sınırlı olmak ve takip eden mali yıla sarkmamak suretiyle kısmi süreli ve tam süreli olarak satın alınabilecek. Hizmet satın alma işlemleri, bir mali yılın bütününü kapsayabileceği gibi, bir yılın belirli dönemlerini veya çalışma gününün belirli saatlerini kapsayabilecek şekilde yapılabilecek. Sağlık kurum ve kuruluşları hizmet satın{ alabilecekleri gibi, bakanlık merkezi düzeyde de hizmet satın alabilecek. Sağlık hizmetleri, tüzel kişi hizmet sunucularından satın alınabileceği gibi doğrudan doğruya gerçek kişi hizmet sunucularından da satın alınabilecek ve bu çerçevede, sağlık hizmeti sunumuna yetkili kişileri İş Kanunu çerçevesinde istihdam eden tüzel kişi hizmet sunucuları ile kamu arasında herhangi bir iş akdi yahut da istihdam ilişkisi olmayacak. Yani Kamu Yönetimi Temel Kanunu ve benzeri düzenlemelere gerek kalmadan artık, sağlık personeli taşeron elemanı olarak çalıştırılabilecek. Yani herhangi bir gerçek kişi ya da tüzel kişi bir sağlık kuruluşuna hizmet verme ihalesi alacak. Bu düzenleme hükümlerine göre sağlık kuruluşlarında çalıştırılan doktor, hemşire, laborant, ebe vd. de bu işyerinde taşeron işçisi olarak çalışacak.

ÖĞRETMENLER DE SÖZLEŞMELİ 29 Ocak 2003 tarih ve 2003/5213 Sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı örgün eğitim kurumlarında kısmı zamanlı geçici personel çalıştırılması uygulamasına geçildi. Personel SSK hükümlerine tâbi olarak çalıştırılacaktır. Söz konusu Bakanlar Kurulu kararına göre; 3Kurum müdürünce başarısız bulunanların işlerine son verilebileceği gibi, bir ay önceden haber vermek şartıyla herhangi bir neden göstermeksizin de çalışanın işine son verilebilecek. 3Hizmet sözleşmesinin feshinde ihbar, kıdem veya başka adlar altında herhangi bir tazminat ödenmeyecek. Sözleşmeli personele; bir öğretim yılında, resmi sağlık kuruluşları tarafından verilen sağlık raporları kapsamında kullanılan sağlık izinlerinde azami 4 öğretim gününe tekabül eden ücret ödenecek. Sözleşmeli öğretmene ödenen ücret ise 400 milyon TL civarında. YARIN: YASALAŞMAYI BEKLEYEN TASARILAR

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Kayabaşı'ndan siyanürlü
    madene destek Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı, Bergama Ovacık Altın Madeni İşletmesi'ne sahip çıkarak, konuya "400 işçinin çalışmaya devam etmesi, Türkiye'nin yeraltı servetlerinin ekonomiye kazandırılması, çevre ve insan sağlığına zarar verilmemesi" açısından yaklaştıklarını ileri sürdü. Kayabaşı dün yaptığı yazılı açıklamada, başta Bergama köylülerinin yıllardır kapatılması için mücadele verdikleri siyanürlü şirkete sahip çıktı. Mahkeme kararına saygılı olduklarını, idarenin de kararın gereğini yerine getirdiğini belirten Kayabaşı, dileklerinin biran önce hukuksal sürecin tamamlanması olduğunu ileri sürdü. "Bu işyerinde 400 maden emekçisi çalışıyor ve bu işçilerin işlerinin geleceği söz konusudur" diyen Kayabaşı, siyanürlü altın çıkarma yönteminin dünyada en yaygın kullanılan yöntem olduğunu iddia etti. Kayabaşı, gelişmiş ve çevre duyarlılığı üst düzeyde olan ülkelerde de aynı yöntemle altın çıkarıldığını da ileri sürerek, "Şu noktayı çok açık belirtmeliyim ki, kamu yararına aykırılığı, çevre ve insan sağlığına zararı kanıtlanan işlemlere sendika olarak öncelikle biz karşı çıkarız" dedi. Bazı resmi kurumların işletme-çevre ilişkisi konusunda olumlu raporlarına, karşı görüşler ve tezler olduğuna, yeni rapor hazırlığının sürdüğüne sığınan Kayabaşı, sendika olarak bu işletmenin çevre ve insan sağlığına zararının bilimsel olarak kanıtlanması halinde öncelikle karşı çıkacaklarını ileri sürdü. Soruna belirli bir çevrenin çıkar veya sermaye grubunun penceresinden, belirli bir siyasal oluşumun penceresinden bakmadıklarını ileri süren Kayabaşı, insanların yaşamını tehdit eden madeni savunarak, sendikal sorumlulukları ile 400 işçinin çalışmaya devam etmesini istediklerini savundu.