Binbir surat siyanürcü

Bergama'da yıllardır yasadışı bir şekilde altın üretimi yapan Amerikan altın tekeli Newmont'a ait Ovacık Altın madeni bir kez daha el değiştiriyor. Şirketin Genel Müdürü Simon Booth'un madenin Kanadalı Frontier Pasific'e satılacağını açıklaması iç içe geçmiş sermaye ilişkileri nedeniyle "ahtapot" olarak adlandırılan altın madencisi şirketlerle ilgili birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Eurogold'dan Normandy'e oradan Newmont'a ve en son Frontier Pasific'e satılarak sürekli el değiştiren şirketin bu el değişikliklerini gerçekleştirirken yapması gereken yasal prosedürlere uymadığı belirtiliyor.

'İzin verilmemeli' İzmir, Bergama, Eşme, Sivrihisar Elele Hareketi üyelerinden Av. Arif Ali Cangı, yeni Maden Kanunu'na göre şirketin satılması durumunda ruhsat devrinin söz konusu olabileceğini belirterek, şu ifadelerde bulundu: "Ama mahkeme kararları ile kapatılması söz konusu olan şirketin böyle bir şey yapmasına izin verilmemelidir. Maden kapandıktan sonra çevreye verdiği zarar 'kirleten öder' prensibine göre şirket tarafından karşılanacaktır. Dünyanın en büyük altın tekeli olan Newmont'un bu zararı karşılaması ile, duyumlarımıza göre daha çok kapanmak üzere olan madenlerle ilgilenen Frontier Pasific'in zararı karşılaması aynı şey değildir. Zaten Bergama'da verilen zararı Normandy'nin Türkiye'deki bütün yatırımları bile karşılamaya yetmez." Özellikle Danıştay'ın şirketin çalışmasına dayanak yapılan "prensip kararının" yürütmesini durdurmasının ardından ilgili bakanlıkların madenin kapatılması için gerekli prosedüre bir an önce başlaması gerektiğini dile getiren Cangı, madenin apar topar el değiştirilmesine de izin verilmemesi gerektiğini aktardı. Cangı, Çevre Bakanlığı'nın Bergama'daki zararları tespit ederek oradaki masraflara karşı tedbir istemli dava açması gerekir. Bu nedenle madenin devrine izin verilmemesi gerekir. Aynı şekilde Enerji Bakanlığı da madenin devlete vermesi gereken "devlet hakkı"nın tam olarak alınıp alınmadığı noktasında değerlendirme yapıp işlem tesis etmeli. Maliye Bakanlığının da şirketin alacaklı olduğu KDV alacaklarını ödememesi gerekir" diye konuştu.

'Normandy adına kayıtlı' Bergama köylülerinin avukatlarından Senih Özay ise, şirketin el değiştirmesinin hukuki süreçte hiçbir değişiklik yapmayacağının altını çizerek, "Önemli olan şirketin ismi değil Türkiye Cumhuriyetinin hukukukun katledilmesidir." dedi. Yıllardır kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmadığını hatırlatan Özay, "şirketin Yönetim kurulu üyesi Orhan Güçkan 'mahkeme kararları henüz geçerlik kazanmadı. Biz Başbakanın verdiği izinle çalışıyoruz' sözleriyle son mahkeme kararlarının da kendilerini bağlamadığını söyledi. Esas önemli olan bu. Osa mahkeme kararları Anayasaya göre her şeyin üstünde tutulmalıdır. Bunun aksi davranışlar Anayasal suçtur" diye konuştu. Özay, şirketin kapatılması durumunda yöredeki zararın karşılanması konusunda bugüne kadar madeni işleten tüm şirketlerin ortak sorumluluğu olacağını dile getirdi. Öte yandan ilk adı Eurogold olan şirketin Avustralya sermayeli Normandy Posiedon'a satılması sonrasında gerçekleştirilen izin ve ruhsat yenilenmesinin, şirketin Amerikan Sermayeli Newmont'a satışı sonrasında yapılmadığı öğrenildi. Edindiğimiz bilgilere göre madenin Newmont tarafından satın alınmış olmasına rağmen resmi kayıtlarda hâlâ Normany şirketinin üzerinde görülmesinin bile başlı başına bir usulsüzlük olduğu dile getiriliyor. Tüm yazışmalarında Newmont adını kullanan şirketin, Normandy adına alınmış olan Bakanlık ve diğer resmi izinlerini Newmont adına yeniden tescil ettirmediği belirtiliyor. Kayıtların yeni şirket adına düzeltilmemesinde, devir işlemlerinin çok uzun zaman alan zahmetli bir iş olmasının yanı sıra mahkeme kararlarıyla iptal edilen izinlerin yeniden çıkarılmasının olanaksızlığının da etkili olduğu belirtiliyor.