30 Temmuz 2004 21:00

Keloğlanlardan biri bir gün....

Keloğlan, "itilip kakılan bir yoksul delikanlı"dır. Bu yüzden hem yoksulluğun yoksunluğun özlemlerini, düşlerini yüklenmiş hem de bu düşleri gerçekleştirmek için düşmesi gereken uzun yolun zahmetini göze almıştır. Gurbetçidir. Varı yoğu, biricik silahı zekâsıdır.

Paylaş
Ağızdan ağıza anlatılarak, değişip yenileşerek günümüze gelen masallar, kuşkusuz sözlü edebiyatımızın en önemli ürünleridir. "Evvel zaman içinde.." girişinde beliren "zaman belirsizliği" yanında "Yemen'de, Çin'de, Mısır'da" dense bile bu adların işaret ettiği uzaklığın "memleketin birinde" diye özetlenebilecek "mekânsız" olağanüstü olaylar dizisidir masallar. Masalların anlatımı anlatana göre değişir. Usta bir anlatıcı dinleyen kalabalığın görgüsüne göre süsler masalını. Padişahın karısına gönderdiği taşıtı "oturacak yeri altın bir kamyon" yapıverir. Şehzade damatlık olarak "kız marka lacivert takım" giyer. Suçluyu, masalın kötü kişisini tutuklamaya da elbet "candarma"lar gelecektir.

Masallar ve kadınlar Masallarımız, tıpkı ninniler, ağıtlar , maniler, türküler gibi kadınların çevresinde oluşmuştur. Destanlarda öne çıkan yiğit delikanlılardır, masallardaysa iyisiyle kötüsüyle kadınlar. "Masal anaları" kadın kahramanların serüvenlerinde kadınlığın yaşamını, çilesini özetinin, erdem sayılan özelliklerini özetlerler. Çekip giden peri padişahı oğlu için demir çarık delinene, demir asa kırılana kadar ülke dolaşanlar, cadı cinsinden kaynananın öfkesini yenebilmek için on parmağında mum yakılmasına katlananlar, bey oğlundan olma oğlunu el ahırında doğurup, el hizmetiyle besleyenler , her zulme susarak sabırla katlananlar, ser verip sır vermeyenler masalların kadınları mı, kadınlığımızın simgeleri mi diye sorabiliriz. Halk edebiyatımıza büyük emek veren ustamız Pertev Naili Boratav, masallarımızdaki "padişahla, şehzadeyle , padişah kızıyla evlenerek mutluluğa erişme" teminin Osmanlı-Türk toplumundaki "evlenme ile sınıf değiştirme"nin, cariyelerin, halayıkların, kölelerin, devşirmelerin büyük savaşımlar sonucu ulaştıkları devlet görevleri ya da mevkilerin masallara yansıyışı olduğunu söyler. Tarihimizin hanım sultanlarından vezirlerine, sadrazamlarına pek çok devletliyi hatırlamamız ustamızın hiç de haksız olmadığını kanıtlar. Boratav, Keloğlan ile Köse'yi Türk Halk Masalları'nın özgün erkek kahramanları sayar. Köse masallarımızda "şirret, baş belası, kötülük etmekten zevk duyan" ve çoğunlukla zengin bir insandır. Korkutucu değil güldürücü bir öğedir. Masallarda Köse'nin karşısına onu alt edecek ikinci bir belalı Köse ya da olumlu güç olarak Keloğlan çıkartılır. Keloğlan, (Kürtler ve Azeriler onu Keçel olarak anarlar) "itilip kakılan bir yoksul delikanlı"dır. Bu yüzden hem yoksulluğun yoksunluğun özlemlerini, düşlerini yüklenmiş hem de bu düşleri gerçekleştirmek için düşmesi gereken uzun yolun zahmetini göze almıştır. Gurbetçidir. Varı yoğu, biricik silahı zekâsıdır. Gözünü budaktan sakınmaz. Kötünün ettiklerini fitil fitil burnundan getirirken de çoğunlukla acımasızdır. "Dinsizin hakkından imansız gelir" atasözü onun için söylenmiş gibidir.

Keloğlan ve Köroğlu Keloğlan halk hikâyesi anlatıcılarınca destan kahramanlarından Köroğlu ile karşı karşıya getirilmiştir. Çamlıbel'in kurtlarını zekâsıyla alt edip Kır-at'ı çalar Keloğlan. Alıp padişaha götürürken de Köroğlu'na İstanbul'a gelirse atını geri vereceğini söyler. Padişah kızı alıp muradına ermesi de onun karakterini değiştirmez, ölümü göze alıp saraydan atını kurtarmaya gelen Köroğlu'na Kır-at'ın dizginlerini eliyle teslim eder. Sözün kısası, günlerden bir gün keloğlanlardan biriyle karşılaştığınızda eliniz, yüreğiniz temizse, kul hakkı yememişseniz korkacağınız bir şey yok demektir. Yok eğer sömürücünün biriyseniz, vay halinize!

* Yazarımızın Masallar'ın Düğünü etkinliği için yaptığı sunum...

ÖNCEKİ HABER

Atinalı sanatçı DAYDALOS

SONRAKİ HABER

Apê Musa sahnede

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...