26 Temmuz 2004 21:00

Sorumlular yargılansın

Sakarya'daki tren kazasının sorumluluğunun iki makiniste yüklenemeyeceğini belirten sendikalar, kitle örgütleri ve siyasi partiler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkında suç duyurusunda bulundular. Tüketici Hakları Derneği (THD) Genel Başkanı Turhan Çakar, dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçesini verdikten sonra yaptığı açıklamada, 22 Temmuz'da meydana gelen kazada sorumluluğu bulunan kişilere "görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, bilime aykırı davranma, altyapı hizmetlerini gereği gibi yerine getirmeme" nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Uzmanların ve bilim adamlarının uyarılarının dikkate alınmadığını hatırlatan Çakar, Türkiye'nin "gülünç" bir duruma düştüğünü belirterek, Türk halkının buna layık olmadığını ve bir daha böyle manzaralarla karşılaşmak istemediğini dile getirdi. Tüketicinin evrensel haklarından birinin de güvenlik hakkı olduğunu vurgulayan Çakar, "Hükümetimizin gerçek hızlı tren sistemine geçmesini istiyoruz" diye konuştu.

Delilleri yok etmek suçtur Savcıların olay yerine 20 saat sonra geldiğini ve bu süre içerisinde delillerin yok edildiğini de belirten Çakar, "Oysa olaya anında müdahale edilmesi gerekirdi. Hiçbir çöpün bile yerinden kıpırdamaması gerekirdi. Çünkü o delillerle sonuca varılacaktı. Bu delillerin ortadan kaldırılmasından da aslında yöneticiler sorumludur. Delillerin karartılması da bir suçtur ve yanlıştır" diyerek, hukukçuları göreve çağırdı.

Adliye önünde eylem İki üyesini tren kazasında kaybeden ÖDP Ankara İl Örgütü üyeleri de dün Erdoğan, Yıldırım ve Karaman hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Adliye önünde toplanan, ÖDP'lilere, Halkevleri, Öz-Der, 78'liler Girişimi, BTS, SDP üyeleri de destek verdiler. ÖDP Ankara İl Başkanı Hasan Tatar, "Bu bir kaza değil, cinayettir" diyerek, cinayetin baş sorumluluların Başbakan ve Ulaştırma Bakanı olduğunu söyledi. Kazada ölen Serpil Aktuzlu'nun ablası Sevgi Altıngöz de gözyaşları içinde, "Yüreğim yanıyor. Benim yaşadıklarımın on katını umarım onlar da yaşar" dedi. Açıklamanın ardından 50'yi aşkın dilekçe Cumhuriyet Savcılığı'na verildi. CHP İzmir milletvekili Yılmaz Kaya ve Çağdaş Hukukçular Derneği Bursa Şubesi de tren kazası nedeniyle Erdoğan, Yıldırım ve Karaman'ın yargılamasını istedi.


KESK'ten istifa çağrısı KESK Genel Başkanı Sami Evren, bütün uyarılara kulak tıkanarak faciaya davetiye çıkarıldığını belirterek, "Bu facianın göz göre göre yaşanması, demokrasi anlayışındaki çarpıklığın bir sonucudur" dedi. Evren yaptığı yazılı açıklamada, "Sorumlular, bilimsel verilere ve tepkilere rağmen demiryollarına yatırım yapmayanlar, kamu yararını yok sayanlardır. Facianın sadece hızdan kaynaklanmadığı, yanlış politikaların sistemde yarattığı tahribatın sonucu olduğu ortaya çıkmıştır. Bu gerçekler ortadayken, uyarılar ve tepkiler ortadayken, fatura makinistlere ve tren şefine kesilemez" diyen Sami Evren, Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü'nü istifaya çağırdı.


Demiryollarına yatırım yapılmalı Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, 50 yıldır demiryollarına tek bir çivi çakılmadığını belirterek, Hazine'nin bu iş için bütçe ayırmasını ve hızlı tren projesinin yoluna devam etmesini istedi. Demiryol-İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısına katılan Kılıç, hiçbir ülkede 110, 120 ya da 130 kilometre hızla giden trenlere "hızlı tren" denilmediğini, bu trenin yapı ve hız itibariyle normal tren olduğunu söyledi. Hükümetin Hızlı Tren Projesi'ni olumladıklarını belirten Kılıç, sorunun projeye yeterli yatırımın yapılmamasından kaynaklandığını vurguladı. Kaza dolayısıyla iki makinistin suçlanmasını eleştiren Kılıç, yöneticilerin, "hem kamuoyuna hem de demiryolu camiasına güven vermek için kendi durumlarını gözden geçirmeleri gerektiğini" söyledi. Esas sorumluların hesap vermesini isteyen Kılıç, bir soru üzerine ise, sorumluluğun yatırım yapılmasına engel olan bürokrasi olduğunu ifade etti. Demiryol-İş Sendikası tarafından yapılan yazılı açıklamada da Sakarya'da meydana gelen tren kazasının demiryollarının önemini azaltan değil, demiryollarına gereken yatırımların yapılması yönünde etki yaratması gerektiğini bildirdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında yurdun dört bir yanında yatırım şansı bulan demiryollarının, 1950'lerden sonra ikinci plana itildiği ve 1980'li yıllardan itibaren yatırımların asgariye indirildiği belirtilen açıklamada, "Demiryollarında nitelikli bakım ve onarım hizmetlerinin yapılmaması, yol çalışmalarının aksatılması, taşeronlaşma ve hepsinden önemlisi bu hizmetleri yapacak olan kamu işçisinin fazlalık olarak görülmesi, bu kazaların gerçek nedenlerini oluşturmaktadır" denildi.

Evrensel'i Takip Et