22 Temmuz 2004 21:00

Özkan 'usulden' kurtardı

Paylaş

Anayasa Mahkemesi, eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile eski Devlet Bakanı Recep Önal'ın Yüce Divan'a sevkine ilişkin kararı, usule uygun olmadığı gerekçesiyle TBMM'ye iade etti. Mahkeme, Yüce Divan'a sevk kararlarının, Meclis Genel Kurulu'nda ayrı ayrı oylanması gerekirken, birlikte oylandığına dikkat çekerek, bunun usül hatası olduğunu belirtti. Sevk kararını Meclise iade eden Anayasa Mahkemesi, oylamaların her bakan için ayrı ayrı yapılmasını istedi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesi Heyeti'nin davayı "kabul edilebilir görmediğini" ve kararın oy birliğiyle alındığını söyledi. Kılıç, eski Başbakan Mesut Yılmaz'la Devlet Bakanı Güneş Taner hakkındaki sevk kararının da, bugün görüşüleceğini söyledi. Yılmaz ve Taner hakkındaki karar da birlikte oylandığı için, mahkemenin benzer şekilde, bu dosyayı da Meclis'e sevketmesi bekleniyor. İade kararının ardından, Meclis Başkanlığı'nın dosyaya ne gibi bir işlem yapılacağına karar vermesi gerekecek. Yetkililer, Meclis açıldığında, oylamaların, her bakan için ayrı ayrı tekrarlanabileceğini belirtti. Eski enerji bakanları Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkındaki Yüce Divana sevk kararları ise, ayrı oylamalarla alındığı için bir sorun çıkması beklenmiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, karara ilişkin olarak, "Gerekçeleri görmedim. Onu bir müzakere etmemiz lazım" dedi. TBMM, Anayasa gereğince 1 Ekim'de kendiliğinden toplanıyor.

Çatışma kararını Öcalan vermedi
İmralı aracının "bozuk" olduğu gerekçesiyle 5 haftadır Abdullah Öcalan'la görüşemeyen avukatlar, önceki gün nihayet adaya gidebildiler. Avukatlar Doğan Erbaş, Aysel Tuğluk, Fırat Aydınkaya ve Mehmet Öcalan'ın gittiği görüş bir saat sürdü. Görüşme hakkında gazetemize bilgi veren Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Doğan Erbaş, 5. haftadan sonra İmralı'ya gidişin "sürpriz" olduğunu söyledi. Öcalan'ın daha çok, "Öcalan İmralı'da savaş kararı verdi" şeklindeki yorumlar üzerinde durduğunu belirten Erbaş, şöyle devam etti: "1 Haziran'dan sonraki, 'Öcalan İmralı'da savaş kararı verdi' şeklindeki tartışmaları kısmen de olsa izlemiş. İlk yorumu bu konuda oldu. Bilindiği gibi Kongra-Gel, 6 yıldır tek taraflı olarak sürdürülen ateşkes kararını geri aldığını, çift taraflı ateşkes sağlanana kadar meşru savunma düzeyi içerisinde olacağını söylemişti. Fakat bu bazı manüplasyonlarla kamuoyunda gerek yazılı gerek görsel basında 'Öcalan savaş kararı' verdi biçiminde değerlendirildi. Öcalan, bu bir yanıltmacadır dedi." Öcalan'ın hem savaşı siyasal bir yöntem olarak doğru bulmadığını hem de hukuki durumu nedeniyel böyle bir karar vermediğini belirten Erbaş, Öcalan'ın operasyonların durdurulması için çağrı yaptığını da söyledi. Erbaş, 1 Haziran'dan sonraki gelişmelerle birlikte Öcalan'a yönelik yeni bir konseptin geliştirilmek istendiğine de dikkat çekti. Öcalan'ın, söz konusu konseptin uluslararası boyutlu solduğunu belirttiğini dile getiren Erbaş, "Bu konsept şu; en son NATO zirvesiyle de açığa çıkan ABD ve AB arasında, Türkiye'de AKP iktidarını da arkasına alan yeni bir Ortadoğu dizaynı projesi var. Burada AKP'ye önemli bir misyon biçildiği anlaşılıyor. Bizi ilgilendiren boyutu kendilerine göre bir Kürt çözümü geliştirmeleri. Masa başında çizdikleri bir çözüm konsepti. Bunun içersinde Kürt halkının düşüncesi ve iradesi çok önemli değil. Müvekkilimiz de bu konseptin içerisinde tasfiye edilmesi gereken bir kişi olarak düşünülüyor" diye konuştu. Erbaş, Öcalan'ın halkların kardeşliğine dayalı bir çözüme her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu söylediğini ifade etti. Öcalan'ın DEHAP'ın kapatılması konusuna da değindiğini belirten Erbaş, "DEHAP'ın kapatılması davasıyla da bağlantılı olarak yeni bir oluşuma gidilmesi gerektiğine değinmişti. Ayrıntıya girmedi. Toplumun çeşitli katmanlarını kucaklayan daha dinamik ve enerjik bir politika izleyen bir parti ihtiyacını dile getirmişti" diye kaydetti. 5 kişiden oluşan sağlık heyetinin adaya gittiğini ve Öcalan'ın kapsamlı taramadan geçtiğini belirten Erbaş, Öcalan'ın ciddi sağlık sorununun olmadığını da belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Emniyet ile FBI arasında 11 Eylül ortaklığı

SONRAKİ HABER

Munzur için hazırlıklar tamam