19 Temmuz 2004 21:00

Hükümet ve firmalar halk sağlığını hiçe sayıyor

Türkiye, halk sağlığını tehdit eden ve tarım alanlarına zarar veren "Uçucu Organik Maddeleri" (VOC) boya sanayiinde yüksek oranlarda kullanmaya devam ediyor. Boya firmaları teknolojilerini yenileyerek VOC oranını düşürmek için gerekli yatırımları yapmaktan kaçınıyor. Her adımını AB'ye endeksleyen hükümet ise bu konudaki standartları gözardı ediyor. Uçucu Organik Maddeler (Volatile Organic Compounds-VOC) boya, kozmetik ve temizlik sanayilerinde kullanılıyor. Bu uçucu solventler altmosferin alt tabakalarında uzun süre bozulmadan kalabiliyor ve Azot gazını sentezleyerek, Ozon oluşumunu sağlayabiliyor. Altmosferin alt seviyelerinde oluşan bu ozon gazı da astım gibi ciddi solunum yolları problemlerine yol açarak, halk sağlığını tehdit ediyor. Aynı zamanda toprağın asitlenmesine de neden olarak tarım alanlarında zarara yol açıyor. Türkiye'de duvar boyalarında su bazlı sistemler kullanıldığı için problem yaratmazken, sanayi boya ürünlerinde VOC oranının yüzde 80'lere ulaşması halk sağlığını tehdit ediyor. "Uzun Mesafeli Sınırları Aşan Hava Kirliliği Birliği"ne 1989'de taraf olan Türkiye ise, bu birlik altında yürürlüğe giren protokollerden biri olan VOC Protokolü'ne imza koymamakta diretiyor. Dünyada 2004 yılında bir galon (4 lt) boyada VOC miktarının 400 grama indirilmesi hedeflenirken, Türkiye'de 1 galon boyada 2.5 kilo VOC bulunabiliyor. Devletin VOC oranına Avrupa ölçütlerinde sınırlama getirmemesinin temelinde ise, Türkiye'deki firmaların bu düzeyde üretim yapacak teknolojilerinin olmamasının yattığı belirtiliyor. Kârlarından başka hiçbir şey düşünmeyen firmalar ise yasal sınırlama olmadığı için mevcut teknolojilerle üretime devam ediyor. Konuya ilişkin olarak gazetemize bilgi veren İskender Akdoğan, 23 yıllık bir kimya mühendisi. Akdoğan 1989'da 3 işletmenin yöneticiliğini yaptığı Yaşar Holding'ten ayrılarak, Amerika'ya gitti. 9 sene Amerika'da kalan Akdoğan, Çevreye Uyumlu Sanayi Boyaları Teknoloji'lerinde uzmanlaşarak, uluslararası firmalarda çalıştı. Akdoğan'ın aktarımına göre, kendisi düşük VOC'lu üretime geçilebilmesi için gereken teknolojiler konusunda Türkiyeli tek uzman. Bu teknolojinin Türkiye'ye getirilip, yılları alabilecek bir uygulama çalışması olmadan düşük VOC'lu üretim yapılamayacağını söyleyen Akdoğan, "Türk firmaları ve Türk devleti düştükleri bu sıkıntıdan kurtulmak için maalesef ki 1997'de ben Amerika'dayken gelip bu teknolojiler konusunda benimle görüşerek, beni demokratik yollardan ikna ederek Türkiye'ye gelmemi ve bu sıkıntıları aşmada Türkiye'ye yardımcı olmamı talep etmemişlerdir" dedi. Akdoğan, bunun yerine Türkiye'ye dönmesi için Amerika'da çalıştığı Akzo-Nobel isimli firmada üzerinde baskı kurulduğunu öne sürdü. Bunun üzerine Amerika'dan Türkiye'ye döndüğünde bir süre Yaşar Holding'te yeniden çalışan Akdoğan, firmanın istediği ve bir teknoloji transferi niteliğindeki "Düşük VOC içeren sanayi boyası" projesi ile ilgili ücret konusunda anlaşamadıklarını belirtti. Yaşar Holding'in "Nasıl olsa avcumuzun içinde, istediğimiz ücrete yaptırırız" diye düşündüğünü öne süren Akdoğan, Kanada'ya gittiğinde de Amerika'da karşılaştığı baskıların benzerlerini yaşadığını belirterek, "Bu baskıların Türkiye'deki boya firmalarının benim uzmanlığıma olan ihtiyaçlarından dolayı beni Türkiye'ye döndürmeyi amaçlamalarından kaynaklandığını anladım" dedi.
Bomba paniği
Beşiktaş'ta bir metro istasyonundaki güvenlikçiler tarafından duvara yapıştırılmış halde bulunan kutu paniğe neden oldu. Polisi alarma geçiren olay, Levent Zincirlikuyu Caddesi'ndeki Metro İstasyonu'nda dün saat 02.00 sıralarında meydana geldi. İstasyon görevlileri, Levent-Taksim hattındaki metro istasyonunun duvarında bantla yapıştırılmış şekilde garip düzenekli bir kutu buldu. Bomba imha uzmanlarının yaptığı incelemelerde duvara monte edilen kutunun, elektrik kablolarının bağlanması için yerleştirilen elektrik prizi olduğu ortaya çıktı.