18 Temmuz 2004 21:00

Banliyö emanetçileri

İstanbul'da 72 kilometrelik hatta yolcu taşıyan ve zaman zaman yaşanan olaylarla gündeme gelen banliyö trenleri hattında çalışan Özel Güvenlik Teşkilatı personeli, iş koşullarından ve personel yetersizliğinden şikâyetçi. Sirkeci–Halkalı ve Haydarpaşa–Gebze arasındaki toplam 72 kilometrelik hatta sefer yapan banliyö trenlerinde, ölümle de sonuçlanan kapkaç, hırsızlık, yankesicilik, sarkıntılık, darp ve yaralama olaylarının önüne geçilmesi için kurulan Özel Güvenlik Teşkilatı, "bağlı olduğu kuruluşu korumak ve güvenliğini sağlamakla görevli ve yetkileri kanunla sınırlı özel bir kolluk kuvvetidir" cümleleri ile tanımlanıyor. Özel Güvenlik Teşkilatı personeli sözleşmeli kadrolu devlet memuru ve görev alanları içinde kanunla verilmiş görevlerini yaparken silah taşıma ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununa göre silah kullanma yetkisine sahip. İstanbul'da toplam 111 personel çalışıyor. Maaşları ortalama 650 milyon. Görevlerinin başlaması 5.5 yıl öncesine dayanıyor. Özel Güvenlik Teşkilatı personelinin işi insanlarla. Kendi tabirleriyle "her çeşit insan"la yüz yüze geliyorlar, sorunlarla uğraşıyorlar. Trende yaşanan olaylara anında müdahale ediyorlar. Adli vakaları polise bildirerek çözümde yardımcı olmaya çalışıyorlar. Göreve başladıkları tarihten bu yana trende işlenen suçların çok azaldığını anlatıyorlar. Tabii psikolojilerinin bozulduğunuda...

Kaçak yolcular Devlet Demiryolları uyguladığı turnike sistemi ile Sirkeci-Halkalı banliyö hattındaki trenlerde kondöktör uygulamasını kaldırmıştı. Hat boyunca istasyonlarda jetonlu geçiş sistemi uygulanıyor. Jetonlu geçiş sisteminde istasyonlara turnikeler dışından kaçak girmeyi engelleme görevide Özel Güvenlik personelinin oluyor. İstasyonları çevreleyen tellerin üstünden atlayanlar, turniklerden jetonsuz geçenler, demiryolu üzerinden perona atlayanlarla uğraşıyor ve engellemeye çalışıyor güvenlik görevlileri. Yazları, özellikle hafta sonu deniz kıyısına yüzmeye gelen gençlerle aralarında sorunlar çıkıyor. Trenlere kaçak binmeyi engellemeye çalışan güvenlik görevlileri ile kaçak binmek isteyen gençler arasında sözlü başlayan tartışmalar bazen çatışmaya dönüşüyor. Taşların sopaların hatta bazen çeşitli kesici aletlerinde kullanıldığı saldırılarda güvenlik görevlileri zor duruma düşüyor. Çeşitli yaralanmalara maruz kalıyorlar. Tren kazalarında yine onlar bekliyor savcının, polisin gelmesini. Trenin kesmesi sonucu kopan parçaları bile topladıkları oluyor. Daha geçenlerde trenin altına düşen 11 yaşındaki bir çocuğun kesildiğini anlatıyorlar. Hastaneye götürülüyor acilen ama sonucunu bilmiyorlar. Tahminlerde çocuğun yaşamasının zor olduğu dile getiriliyor. Sirkeci-Halkalı hattındaki istasyonlardaki peronlarda normalde birer güvenlik görevlisi çalışmakta. Peronun bir başından diğerine gitmek neredeyse 10 dakikayı alıyor ama bütün peron onlara emanet. Bu durumu güvenlik personeli personel sayısının azlığı ile açıklıyor.


Görev ve yetkileri Özel Güvenlik Teşkilatının görevleri ve yetkileri şunlardır:
  • Kuruluşu, sabotaj, yangın, hırsızlık, soygun, yağma ve yıkma, zorla işten alıkoyma gibi her çeşit tehdit, tehlike ve tecavüze karşı korumak;
  • Görev alanları içinde işlenmiş veya işlenmekte olan suçları derhal gene kolluk kuvvetlerine bildirmekle beraber, genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar sanıkları yakalamak ve gözaltına almak;
  • Delilleri muhafaza etmek;
  • Genel kolluk kuvvetlerinin işe el koymasından itibaren emrine girerek ona yardımcı olmak;
  • Koruma ve güvenlik hizmetlerinin gerektirdiği diğer önlemleri almak;
  • Sivil Savunma Teşkilatına görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak.

    src=/resim/b1.gif width=5>
    Başa dön


    Parmaklıklı fabrikalar Serpil Savumlu AKP Hükümeti, Yeni Ceza İnfaz Yasası ile mahkûm emeğini sömürmeyi ve cezadan kâr sağlamayı amaçlıyor. Bu amaçla, "Yeni Ceza İnfaz Yasası Tasarısına Bir Ön Bakış" başlıklı çalışma yapan hükümetin hazırladığı yeni infaz yasa tasarısı da mecliste bekletiliyor. Tasarı hakkında rapor hazırlayan Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB), 'reform' olarak sunulan modelle daha fazla insanın cezaevlerine gönderileceğine dikkat çekiyor. Raporda, tasarının, insan hakları örgütlerinin eleştirilerine hedef olan "Amerikan modeli"ni getirmeyi amaçladığı belirtiliyor. "Günümüz politikaları, tıpkı 19. yüzyılda yaygın biçimde uygulandığı gibi, mahkûm emeğinin en ucuz ve iyi biçimde disipline edilmiş emek gücü olarak kullanılmasına yönelmektedir. Mahkûmlar neredeyse ücretsiz köle yapılmak istenmektedir" görüşüne yer verilen raporda, ABD'de olduğu gibi Türkiye'de de özel sekterün hapishanelere yatırım yapmak istediği ifade ediliyor. Cezaevlerinde 'zorla çalıştırmanın' hayata geçirilmesinin, cezalandırmanın bir endüstri olarak doğmasına neden olacağı uyarısında bulunulan raporda, cezadan kâr sağlanan bir dönemin sinyallerinin verildiği kaydediliyor. Zorla çalıştırmadan sonra, özel hapishanelerin de gündeme geleceğinin altı çizilen raporda, cezalandırmanın da özelleştirilmek istendiği belirtiliyor. Rapordaki değerlendirmelere göre; mahkûmlar çok düşük ücretlerle, gardiyan baskısı altında bir köle gibi çalıştırılacak. Çalışma süreleri maksimize edilecek. 'Mahkûm işçi' ordusu genişletilerek, hapishaneler birer 'parmaklıklı fabrikalara' dönüştürülecek. Şu anda sadece açık ve yarı açık cezaevlerinde uygulanan sistem, başta F tipi cezaevleri olmak üzere yaygınlaştırılacak. 90 yıllara oranla mahkûm sayısının hızla arttığına vurgu yapılan raporda, en fazla mahkûmun ABD'de olduğu bilgisi de veriliyor.

    Tek tip elbise 12 Eylül askeri yönetiminin 1982 ve 1983'de TCK ve hapishane yönetmeliklerinde kapsamlı değişiklikler yaptığı kaydedilen raporda, şu görüşe yer veriliyor: "O dönemde askeri hapishanelerin koğuş kapılarına asılan ve 13/1 diye adlandırılan talimatnamede 'gün aşırı saç-sakal traşı, 15 günde bir, üç numara saç traşı olunacak. Sayımlar hazırolda, duvara yaslanarak verilecek. Ziyarete, avukata, numara sırasına göre, tek sıra çıkılacak. Gece saat onda yatılacak. Koğuşlarda komün kurulmayacak vb" vardı. Şimdi tekrar bu uygulamalar hayata geçirilmek isteniyor. Ayrıca, muğlak ifadelerle disiplin cezaları genişletilmek isteniyor."