14 Temmuz 2004 21:00

Yargıtay, DGM'yi mahkûm etti

DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın yeniden yargılandığı ve on yıl öncesi kararın aynen verildiği Ankara 1 No'lu DGM'nin kararı Yargıtay'da bozuldu.

Paylaş
Yargıtay 9'uncu Dairesi, kapatılan DEP eski Milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın Ankara 1 No'lu DGM'ce TCK'nınn 158'inci maddesine istinaden verdiği 15'er yıl ağır hapis cezasını bozdu. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, Hasan Gerçeker Başkanlığında dün toplanarak DEP milletvekillerinin davasında kararı açıkladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı doğrultusunda Ankara 1 No'lu DGM'de yeniden yargılanan ve 10 yıl önceki gibi TCK'nın örgüt üyeliğini düzenleyen 168'inci maddesine istinaden 15'er yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılan DEP milletvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesi ile tahliye edilmişti.

Savcılık eleştirilemez! Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nin karar duruşmasına sanık milletvekilleri ve avukatları Yusuf Alataş katılmadı. Milletvekillerinin çocukları ile avukat Hamit Geylani'nin katıldığı duruşmada, Mahkeme Başkanı Gerçeker alınan kararları okudu. Cumhuriyet Savcılığına ilişkin savunmanın eleştirilerine katılmadıkları belirtilen kararda, savcılık makamının yargılamanın bir unsuru olup, hukuksal anlamda taraf olmadığı savunuldu. "Savcılığın, yasaların kendisine verdiği görev ve yetkilerle, ünvanında açıkça vurgulandığı üzere TC devletinin anayasada da belirtildiği üzere demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliği doğrultusunda toplumdaki tüm bireylerin teminatı ve yasal haklarını korumakla yükümlü bir konumda" olduğu belirtilen kararda, "Savcılığın sanığın da haklarını gözeteceği, bazı durumlarda biçime değil, yapılan işe bakılarak değerlendirmek gerektiği" ileri sürüldü. Bu nedenle savunmanın savcılığı eleştirilerinin yerinde görülmediği kararda, uyum yasaları doğrultusunda yapılan değişikliklere, Anayasa'nın, uluslararası sözleşmelere üstünlük sağlayan 90'ıncı maddesindeki değişiklik ile DGM'lerin kaldırılmasına atıfta bulunuldu. "AİHM kararında tespiti yapılan adil yargılamaya ilişkin hak ihlallerinin tam olarak giderilmediğinin anlaşıldığına" vurgu yapılan kararda, bu nedenle temyiz itirazının yerinde olduğu dile getirildi. Karar oybirliği ile alındı.


Yine Karadeniz'in başkanlığında
    heyet yargılayacak DEP milletvekilleri, reddettikleri hakim başkanlığındaki heyet tarafından, bu kez DGM yerine, sadece adı değişen Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanacaklar. Milletvekillerinin avukatı Hamit Geylani kararı, "Türkiye için önemli bir kilometre taşı" olarak değerlendirdi. Yargılama süreci devam ettiği, dava henüz kesinleşmediği için yorum yapmanın doğru olmadığını belirten Geylani, kararın, "Yanlış her hesabın bir yerlerden döndüğünün" göstergesi olduğunu söyledi. 10 yıl önce verilen "Siyasi, anti demokratik, hukuk ve adalet duyguları ile çelişen kararın, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nden geri döndüğünü" belirten Geylani, "Yani bu yanlış hesap, hesabı yapan makama geri çevrilmiştir" dedi. DGM'lerin kaldırılmasının göstermelik olduğunu, yerine kurulan Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkeme salonunun kapısında 'Ankara 1 No'lu DGM' tabelasının asılı olduğunu kaydeden Geylani, "DGM'ler şeklen kapatılmıştır. 11. Ağır Ceza mahkeme salonunun kapısında 1 No'lu DGM'nin talebası duruyor. çünkü 1 No'lu DGM'nin başkanı, savcıları, üyeleri onun yerine geçen 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üyeleridir. Hiçbir şey değişmemiştir. Umarız, dileriz düşünce değişmiştir" dedi.


Bozma gerekçeleri
  • Anayasa'nın 141/3 ve CMUK 32. maddeleri hükmüne aykırı olarak mahkeme başkanına yönelik reddi hakim talebinin reddi kararının yasal gerekçeden yoksunluğu,
  • Yeniden yapılan yargılamanın eskisinden tamamen bağımsız yargılama olması ilkesine uygun biçimde, duruşmaya ilişkin yasa kurallarının tümüyle uygulanmaması; iddianame hukukunun suç niteliğindeki değişikliklerin bildirilmek suretiyle sorguların yeniden yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
  • Hükme esas alınan kaset çözüm tutanakları, basın açıklamaları, olay tutanakları dilekçeler gibi kanıt niteliğindeki belgelerin duruşmada okunup diyeceklerinin sorulmaması,
  • Savunma tanıklarının bir kısmının dinlenememesi, duruşmada dinlenemeyip hazırlıktaki ifadelerinin okunmasıyla yetinilen ve beyanları hükme dayanak yapılan Sedat Edip Bucak ile Halit Aslan'ın adreslerinin araştırılarak duruşmada dinlenilmesinin sağlanmaması,
  • Hükme esas alınan konuşmalara ilişkin teyp ve video kaset çözümlerinin tarafsız bilirkişiye yaptırılması fiilen mümkünken ve kabul edilmesi gerekirken reddedilmesi,
  • Orhan Doğan hakkında hükme esas alınan 24.10.2003'de DEP Manisa il kongresinde bölücü ve örgütsel içerikli konuşma eyleminin, kendisine isnat edilen eylemler arasında bu eylemi bulunmayan Hatip Dicle için de hükmü esas alınması nedeniyle CMUK'in 257/1 aykırı davranılması,
  • 1 Ocak 2002'de yürürlüğe giren Türk Medeni Yasası'nın 471 maddesi ile TCK'nın 33. maddesinde yapılan zımni değişiklik nedeniyle yasal kısıtlılık halinin, hapis halinin sona ermesine kadar uygulanacağı hususunun gözetilmemesi.

  • ÖNCEKİ HABER

    Einstein'ın kaleminden
       bilim, dünya, insan...

    SONRAKİ HABER

    TCK komisyondan geçti

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa