10 Temmuz 2004 21:00

Türkiye'nin ilk yarışmaları

Ülke tarihinde ilk furya 1929-1923 yılları arasında yaşandı. Cumhuriyet sonrasının ilk güzellik kraliçeleri seslerini taş plaklara aktararak, ilk popstar ünvanını aldılar.

Paylaş
"Soruldu fikirler hep birer birer, İsmimin üzerinde toplandı reyler, Güzelsin dediler bana hakemler, Birinci olarak beni seçtiler..." Taş plaktan ülkeye yayilan bu ses, bugün milyonlari ekran başina kilitleyen popstar ve benzeri yarişmalarin tarihteki ilklerini oluşturdu. 3 bin 500 dolayinda plak arşivi ve araştirmalariyla müzik tarihine işik tutmaya çalişan Istanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ögretim üyesi Mehmet Ö. Alkan'ın, AA'ya verdiği bilgiler ve Toplumsal Tarih Dergisi'nde yer alan çalışmalarından yapılan derlemeye göre, Türkiye'nin geniş katilimli ilk 'yarı resmi' yarışması, hükümetin de teşvikiyle Cumhuriyet Gazetesi tarafından 1929'da düzenlendi. Güzellik kraliçeliği yarışmasında, ön elemelere katılan 125 adaydan 48'i halkın oylarıyla belirlendikten sonra jüri önüne çıkmaya hak kazandı. Bugünün TV izleyicileri gibi okurların sürece dahil edildiği yarışmada, birinciye oy verenlerden kurayı kazananlara 50 liradan başlayan ödüller verildi.

Taş plaklar Bu dönem birinci seçilen Feriha Tevfik Hanım gibi, bir sonraki yıl yapılan yarışmada güzellik kraliçesi olan Mübeccel Hanım, plaklara şarkı okuyarak, tarihin ilk popstarları unvanını da aldılar. Şehir tiyatrosunun operetlerinde görev alan, sinema filmleri çeviren Feriha Tevfik, Colombia Records'tan yayınlanan plağında "Dürdane Hanım" (Bereli Kız) şarkısını seslendirdi. 1930 yılının güzellik kraliçesi Mübeccel Hanım'ın "Türkiye GüzeliMübeccelim Ben" adıyla piyasaya sunulan taş plağına, aynı yarışmada bu kez ikinci seçilen Feriha Tevfik Hanım vokal yaptı. "Türkiye güzeli Mübeccel'im ben, Çiçekler renk alır pembe tenimden, Hülyalı, sihirli bahçelerinden, Yeşerip açılan bir emelim ben" diyen Mübeccel Hanım'a, Feriha Tevfik, "Madem ki güzel sen, Kraliça sen, Benim de ufkumda hüsrandır esen, Güzellik tacının yükü altında, Solmasın dilerim neşeli çehren" diyerek, uyarı görevini de yerine getirdi. Türkiye'de sinema ve müzik yarışmaları ise Demokrat Parti iktidarında başladı, 1960'lı yıllarda hız kazandı. 1965 yılından sonraki Altın Mikrofon yarışmaları ise ülkeye bir çok sanatçı kazandırmasının yanında Türkiye'nin, özgün pop müziği arayışına katkı sağladı. Mehmet Ö. Alkan'ın verdiği bilgiye göre, Hürriyet Gazetesi'nin 1965'ten 1968'e kadar dört kez düzenlediği Altın Mikrofon yarışmalarında, Münir Nurettin, Safiye Ayla, Nadir Nadi gibi dönemin önemli isimlerinin yer aldığı 80 kişilik jürinin yaptığı ön elemelerde finale kalanlar, İstanbul ve Anadolu'da 8-10 ilde konserler verdiler. İzleyicilere konser öncesinde dağıtılan oy pusulaları, gecenin sonunda konulan kutulara atılarak, dereceye girenleri belirledi. Şimdiki SMS'ler yerine bu yöntemle halkın beğenisine göre yarışmayı kazananların belli olduğunu kaydeden Alkan, bu yarışmaların, Yıldırım Gürses, İlham Gencer, Cahit Oben, Ferdi Özbeğen, Erkin Koray, Cem Karaca, Edip Akbayram, Erol Evgin, Selçuk-Rana Alagöz, Esmeray, Nilüfer gibi bir çok ismi ve grubu müzik dünyasına kazandırdığını belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Bolu halkından 20 bin imza

SONRAKİ HABER

İşçi sendikalarından
   işgale karşı karar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...