06 Temmuz 2004 21:00

ABD'nin istekleri artacak

Doç. Dr. İlhan Uzgel, ABD'nin NATO zirvesinden tam olardak istediğini alamasa bile, uzun vadeli planları için adımlar attığını söyledi.

Paylaş
ABD istediğini alamasa da NATO zirvesinin, uzun vadeli bir planın parçası olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. İlhan Uzgel, "ABD adım adım gidiyor. Bu konuda son noktaya gelinmiş değil henüz" dedi. NATO zirvesinin sonuçlarını gazetemize değerlendiren Doç. Uzgel, Türkiye'nin zirveden hiçbir kazancının olmadığını da vurguladı. Doç. Uzgel, "Bu süreç ABD'nin taleplerini artıracaktır. Hükümetin ise kendi varlığını ABD'nin desteğine bağlı görmesinden dolayı bu isteklere direnmesi mümkün değil" dedi.

Türkiye bu zirveden kazançlı mı çıktı? Türkiye'nin, Türk halkının bu zirveden kazandığı bir şey yok. Bu bir reklam ve tanıtım konusunun çok daha ötesinde. Uluslararası sistemin yeniden yapılanması süreci devam ediyor ve uluslararası alanda kapitalizm daraldıkça, sistemin hegemonu ABD saldırganlaşıyor, dünya kutuplaşıyor, gerginlik artıyor. Bu, bazı açılardan sistemin dönüşümü için yeni olanaklar da ortaya çıkarıyor. Türkiye ise, AKP yönetimi altında kısa vadeli iktidar hesapları peşinde koşuyor. ABD bu süreçte AKP'den taleplerini artırırken, hükümet bunu önemini artırmak için bir fırsat olarak görüyor ve Amerikan politikalarına hizmet ederek küresel çekişmenin bir parçası olmayı kabulleniyor. Örneğin; kamuoyuna hissettirmeden İncirlik'te ABD'ye geniş hareket alanı sağlayan düzenlemelere gidiyor. Yakında, büyük bir olasılıkla Karadeniz'deki üs talepleri, boğazlardan Montrö Sözleşmesi'ne aykırı geçiş kolaylıkları istekleri, doğuda yeni havaalanları ve var olanların genişletilmesi gibi girişimlerle karşılaşacak. Afganistan'a daha fazla asker gönderecek, Irak'ta görev verilecek. Bütün bu talepler karşısında bu hükümetin direnmesi zor, çünkü iktidar olmasının ve orada kalmasının ABD'nin desteğine bağlı olduğunu biliyor.

ABD, NATO zirvesinden umduğu sonuçları aldı mı? Bu zirvenin temel amaçlarından biri NATO'yu Ortadoğu'ya sokmak, bulaştırmak ama bir yandan da Avrupa Birliği ve özellikle de Fransa-Almanya ile ilişkileri düzeltmekti. Bu açıdan bakıldığında ABD istediği sonuca tam olarak ulaşamadı. Ama bir şekilde NATO, "eğitim vermek" şeklinde de olsa bölgeye bulaştırıldı. Bunun yanında "İstanbul Girişimi" adıyla, özellikle Körfez ülkelerine açılım başlatılması kararı alındı. Bu 1990'larda eski Doğu Bloku ülkelerini NATO sistemi içinde tutma politikasının Ortadoğu'ya uzatılmış versiyonu. Zaten bütün bunları ABD'nin şu anki koşullarda birden gerçekleştirmesi mümkün değil. Bunlar uzun erimli projeler ve politikalar. ABD adım adım gidiyor. Bu konuda son noktaya gelinmiş değil henüz. Soğuk Savaş'ın ardından NATO'nun varlık koşullarının ortadan kalktığı konusunda tartışma vardı. Bu zirvenin gerilimleri gidereceği söyleniyordu. Sizce yeni NATO için bir yol açıldı mı? ABD'li yetkililer son bir yıldır açıkça NATO'nun yeni görev bölgesinin "doğu ve güney" Orta Asya ve Ortadoğu olacağını söylüyorlardı. Hatta, bu projenin daha da eskilere gittiğini söyleyebiliriz. ABD aşama aşama Ortadoğu'nun siyasi ve askeri denetimi için girişimlerde bulunuyor, fırsat kolluyor ve Birinci Körfez Savaşı'nda olduğu gibi gerektiğinde kendi fırsatını yaratıyordu. Son 20 yıldır ABD'nin bölgedeki askeri varlığının güçlendirildiğini görüyoruz. NATO'nun günümüzde Atlantik bölgesinde yapabileceği fazla bir iş yok. 1990'lar boyunca Balkanlar'da görev aldı. Artık buralardan çekiliyor. Bu misyonları Makedonya ve Bosna'dan başlayarak AB'ye devrediyor. Eger NATO Balkanlar'da da görev yapmazsa başka bir işe yaramaz zaten. Onun için Ortadoğu yeni görev alanı olarak ortaya çıktı. Geçen 10 yıllık dönemde NATO Balkanlar'da bu tür misyonlar ve görevler için hazırlandı, deneyim kazandı. Artık yeni alanlara açılacak. Zaten Ağustos 2003'ten itibaren Afganistan'da görev üstlendi. "Sovyet tehdidi"ne nazaran "terörle mücadale" gibi spesifik bir hedef, NATO'nun varlığı için yeterli bir dayanak mı? "Terörle mücadele" NATO'yu ayakta tutmaya yetecek bir tehdit sağlamıyor. NATO bütün yeniden yapılanma çabalarına karşın son derece hantal bir bürokratik mekanizmaya ve organizasyona sahip. Ayrıca, sivil hedeflere yönelik siyasal şiddetin nedenleri çok daha derinlerde yatıyor. NATO teknik olarak biyolojik, kimyasal, radyoaktif gibi alanlardaki birlik yapılanmalarını geliştiriyor. Hızlı mukabele gücü oluşturuyor. Ama bunlar küçük grupların eylemlerini önleyebilecek yapılar değil. ABD'nin hesabı Ortadoğu'daki hakimiyeti pekiştirmek için NATO'dan yararlanmak. Bunun için de bir tehdit unsurunun kullanılması gerekiyor. Şu anda terörden başka başvurabileceği bir tehdit unsuru yok. Bu bakımdan Bin Ladin ABD'nin en iyi "müttefiki"dir. O yüzden Bin Ladin'in yakalanmaması gerekir, aralıklı olarak dünyanın bir yerlerinde bombaların patlamaya devam etmesi gerekir ki, ABD hegemonyası da kendisini yeniden üretebilsin. Terör her an ve her yer de olabildiğine göre, ABD de her an her yere müdahale edebilmelidir.


AB, ÖNEMİ AZALMIŞ BİR GÖREVİ ÜSTLENDİ AB'nin, entegrasyonun son halkası olarak gördüğü "ortak savunma" konusunda zirvede önemli bir adım atıldığını düşünüyor musunuz? Balkanlar'ın uluslararası sistem ve hegemonik mücadele için önemi bitmediyse de azaldı. 1990'lar boyunca ABD zaten AB'ye, Rusya ve Çin'e gerektiğinde bu bölgeyi manipüle edebileceğini, askeri olarak yerleşebileceğini vs. gösterdi. Kosova'da çok büyük bir askeri üs kurdu. (Orası hâlâ hukuken Sırbistan'a bağlı bir bölge!) Bulgaristan ve Romanya'yı NATO'ya aldı ve bu iki ülkede de üs kurmaya başladı. Artık masraflı olan "barışı koruma" işiyle uğraşmak istemiyor. Bunu da açıkça dile getirdi ABD'li yetkililer. Dolasıyla, AB'nin entegrasyonu açısından çok büyük bir adım sayılmaz. Zaten Makedonya ve Bosna'daki misyonlar giderek küçülüyor. İlkinde 400 kadar, ikincisinde 7000. AB'ye üye ülkelerin 1.5 milyon askeri olduğu düşünüldüğünde, bunlar küçük rakamlar. Ama Kosova'daki görevi üstlenmeye AB henüz cesaret edemiyor.


ABD ÜSLERLERLE RUSYA'YI KUŞATIYOR

Rusya'nın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Rusya ABD'nin eski Doğu Bloku ülkelerini NATO'ya dahil etmesinden rahatsız. Eskiden bu ülkeleri Barış için Ortaklık (BİO) adı altında NATO ile yakın ilişkiler içine soktuğunda bile Rusya sert tepki vermişti. ABD, NATO ve üsler aracılığıyla Rusya'yı kuşatıyor. Baltık ülkelerinden Polonya, Macaristan, Çek ve Slovakya, Romanya, Bulgaristan'a uzanan bir hattı siyasi olarak kontrol etmeye başladı. Bu ülkelerde askeri varlığını oluşturuyor. Kafkaslara yerleşti. Gürcistan'da kendisine yakın Şaakaşvili'nin iktidara gelmesini sağladı. Karadeniz'i aynı zamanda Türkiye'den üsler isteyerek de kontrol etmeye çalışıyor. Bütün bunlara tepki olarak Putin zirveye katılmadı. Rusya ABD'nin eski Doğu Bloku ülkelerini NATO'ya dahil etmesinden rahatsız. Eskiden bu ülkeleri Barış için Ortaklık (BİO) adı altında NATO ile yakın ilişkiler içine soktuğunda bile Rusya sert tepki vermişti. ABD, NATO ve üsler aracılığıyla Rusya'yı kuşatıyor. Baltık ülkelerinden Polonya, Macaristan, Çek ve Slovakya, Romanya, Bulgaristan'a uzanan bir hattı siyasi olarak kontrol etmeye başladı. Bu ülkelerde askeri varlığını oluşturuyor. Kafkaslara yerleşti. Gürcistan'da kendisine yakın Şaakaşvili'nin iktidara gelmesini sağladı. Karadeniz'i aynı zamanda Türkiye'den üsler isteyerek de kontrol etmeye çalışıyor. Bütün bunlara tepki olarak Putin zirveye katılmadı. Rusya ABD'nin eski Doğu Bloku ülkelerini NATO'ya dahil etmesinden rahatsız. Eskiden bu ülkeleri Barış için Ortaklık (BİO) adı altında NATO ile yakın ilişkiler içine soktuğunda bile Rusya sert tepki vermişti. ABD, NATO ve üsler aracılığıyla Rusya'yı kuşatıyor. Baltık ülkelerinden Polonya, Macaristan, Çek ve Slovakya, Romanya, Bulgaristan'a uzanan bir hattı siyasi olarak kontrol etmeye başladı. Bu ülkelerde askeri varlığını oluşturuyor. Kafkaslara yerleşti. Gürcistan'da kendisine yakın Şaakaşvili'nin iktidara gelmesini sağladı. Karadeniz'i aynı zamanda Türkiye'den üsler isteyerek de kontrol etmeye çalışıyor. Bütün bunlara tepki olarak Putin zirveye katılmadı.

ÖNCEKİ HABER

Dünden bugüne Sınıf'ın çocukları ve rıfat ılgaz

SONRAKİ HABER

'Kıbrıs'tan asker çekmeyeceğiz'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa