06 Temmuz 2004 21:00
Almanya DEP'lileri uyardı
DEP eski milletvekillerini ağırlayan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Born'un, DEP'lilere "Herkes açık ve şüpheye yer bırakmaksızın terör ve şiddete karşı çıkmalı" mesajı verdiği öğrenildi. Büyükelçi, PKK ve devamındaki örgütleri 'terörist' olarak gördüklerini söyledi.
DEP eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın önceki gün verdiği yemeğe katılmayan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Wolf Ruthart Born, DEP'lileri dün kahvaltıda ağırladı. PKK ve devamı bütün örgütleri "terörist" olarak gördüklerini belirten Büyükelçi'nin, DEP'lilere "Herkes açık ve şüpheye yer bırakmaksızın terör ve şiddete karşı çıkmalı" mesajı verdiği öğrenildi. Sabah kahvaltısı sırasında gerçekleşen görüşmede Leyla Zana, bölgeye yaptıkları geziye ilişkin izlenimlerini aktardı. Bölgede işsizlik ve altyapı sorunlarının öncelikli olduğunu belirten Zana, sosyo-ekonomik durumun iyileştirilmesi için batının sağlayacağı mali destek ve projelerin önemine değindi.
Siyasi rol DEP'lilerin, kendilerine yeni dönemde önemli bir siyasi rol düştüğü görüşünü dile getirirken, bu rolün ancak yargılama süreçleri tamamlandıktan sonra netlik kazanacağını söylediği ifade ediliyor. DEP'lilerin barışa katkıda bulunmak için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını vurguladıkları da belirtiliyor.
'PKK ve devamları terörist' Alman Büyükelçi Born'un DEP'lilerin gündemine getirdiği konuların başında ise "terör" vardı. PKK ve devamı örgütleri "terörist" olarak gördüklerini daha önce kamuoyuna açıklayan büyükelçinin, bu görüşünü DEP'liler ile yaptığı görüşmede de ortaya koyduğu dile getirildi.
DEP DAVASI YARIN DEP eski dört milletvekilinin yeniden yargılanması sonucu verilen kararın temyiz duruşması, yarın Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde yapılacak. Temyiz duruşması, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin salonunun dar olması nedeniyle, Ceza Genel Kurulu Toplantı Salonu'nda gerçekleşecek. Duruşmada, eski milletvekillerinin avukatları, savunma yapacak. Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan da isterlerse temyiz duruşmasına katılıp, savunma yapabilecekler. 9. Ceza Dairesi, kararını daha sonra açıklayacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde, Ankara 1 No'lu DGM'nin eski mahkûmiyet hükmünün tasdikine ilişkin kararın usulden bozulması yönünde görüş bildirmişti. Ankara 1 No'lu DGM, 1994'te Zana, Doğan, Dicle ve Sadak'a verilen 15'er yıl ağır hapis cezasına ilişkin hükmü, yeniden yargılama sonucunda tasdik etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Zana, Doğan, Dicle ve Sadak'ın infazını durdurup, tahliyelerine karar vermişti.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Bireyden topluma duyarlılık "İnsanın kendi kendini yok ettiği ve bir diğerine olan duyarlılığını yitirmeye yüz tuttuğu bu yaşadığımız yerde insan ve insana dair olan her şeyi ele alan psikoloji biliminin temelinde bilimin Nagazaki'ye atılan bombanın kalıntılarından duyduğu utanç duygusundan başka bir şey olmalıydı. Erkeği kadından ayıran, bir insanı ya da kültürü diğerine tahammül etmekten alıkoyan, kısacası insanı kendinden uzaklaştıran ve kendine yabancılaştıran birçok sorunsalı ele alarak, unuttuğumuz ya da görmezden geldiğimiz önemli bir değerin altını çizmeyi hedefledik. Toplumsal duyarlılığa en çok gereksinim duyduğumuz bir dönemde 'bireyden topluma duyarlılık' olarak belirlediğimiz tema ile günümüzde psikolojinin yalnızca birey odaklı bir bilim olarak algılanmasının önüne geçerek 'birey'in oluşturduğu 'toplum' ve 'toplum içindeki birey'in önemini vurgulamayı hedefledik." Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Gözde Kıral'ın bu sözleriyle açılan; Uludağ Üniversitesi'nin evsahipliği yaptığı 9. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi; suç, kültür, kadın, kitle iletişim araçları, şiddet ve eğitim gibi konuları ele aldı. 20 Üniversiteden 590 öğrencinin katıldığı ve 117 sözlü, 21 poster bildirinin sunulduğu kongrenin bazı oturumlarına lise öğrencileri de katıldı. Kongre süresince, öğrenci bildirilerinin yanı sıra uzman psikologların ve öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği sunumlar ile belgesel ve film gösterimleri de yer aldı. Uludağ Üniversitesi'ne ait "Barış" , "Sevgi" ve "Özgürlük" amfilerinde gerçekleştirilen sunumlarda, uzman psikologlar ve öğretim üyeleri tebliğlerinde şu başlıklar dikkat çekti: "İnsan Hakları Bağlamında Kadın ve Suç", "Sosyal Psikolojik Açıdan Savaş ve Çatışma", "Kültürel Yaklaşımlar ve Psikolojinin Kamu Politikalarındaki Yeri", "Farklı Olanla Birlikte Yaşam", "Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği", "Bir İllüzyona Kapılan Psikoloji Bilimi", "Şiddetin Çekiciliği ve Terör". En çok ilgi gören öğrenci bildirileri arasında ise şunlar yer aldı: "Azgelişmişliğin Psikolojisi", "Yüz Çekiciliğinin Değerlendirilmesinde Simetrinin Kritik Rolü ve Cinsiyet Farklılıkları", "Dövüş Kulübü: Benlik Kavgamız ve Sağlıklı Benliğimiz", "Modern Toplumda Yabancılaşma" ve "Siyasal Toplumsallaşma ve Etmenleri."
Bütünten uzaklaşmak Yrd. Doç. Dr. Cem Şafak Çukur, psikolojide egemen kılınmaya çalışılan Newton tarzı indirgemeci ve parçacı bakış açısının olumsuzluklarından bahsederek, bu yaklaşımın psikologların insanı sosyal, çevresel, kültürel ve tarihsel bir bütünlükle değil, birey içi süreçlerle incelemesine yol açtığından söz etti. Parçacı yaklaşımın sonucu olan aşırı uzmanlaşmanın psikolojinin alt dalları ve diğer bilim dalları ile bağlantısını kopardığına dikkat çeken Çukur, günümüzde bu yaklaşımın yok olmaya başladığını ve kendisini dinleyen psikoloji öğrencilerinin de yapacakları çalışmalarda bu noktaya önem vermeleri gerektiğini belirtti. Dr. Derya Hasta ise, Sosyal Psikolojik Açıdan Savaş ve Çatışma başlıklı söyleşisinde hiçbir şeyin savaşı haklı çıkaramayacağını, ancak savaşları açıklayabileceğimizi söyledi. Ölüm, ekonomik sıkıntılar, psikolojik gerilim, göç, intihar, işsizlik ve ruhsal sorunlara yol açmakla kalmayıp, savaşların, gelişmeyi engellediğinden ve savaşı yaşayan halklar arasında bölünmeye neden olduğundan söz etti. İnsanların savaşları kabullenme yollarına da değinen Hasta, savaşa olumlu özellikler atfetmenin, "biz haklıyız" inancının, düşmanı meşru görmemenin, savaşan kesimlerin kendilerini kurban olarak değerlendirmelerinin ve ibadetin bunda etkili yöntemler olduğunu vurguladı. Hasta, bütün bu açıklamalarla beraber, savaşları asıl olarak halkların değil emperyalist güçlerin çıkardığını belirtti.
Öğrenci katılımı yüksek Her gün 9:00 ile 16:00 arası seminer ve söyleşilerin yer aldığı kongre boyunca öğrenci sunumları ise saat 17:00'den sonra gerçekleşti. 5 ayrı salonda gerçekleştirilen öğrenci sunumlarına ilgi yoğun oldu. Öğrenciler, araştırma ve teorik inceleme konularında bildiriler sunarken, teorik incelemeye dayalı sunumların sayısında önceki kongreye göre artış gözlendi. 10. Kongre'nin Mersin Üniversitesi'nde yapılmasına karar verildi. Üç gün süren sunumların ardından cumartesi günü atölye çalışmaları, pazar günü ise doğa gezisi gerçekleştirildi.
"Tema çok iyiydi"
Eyyüp Eser (Karayel-Dicle Üniversitesi) "Azgelişmişliğin Psikolojisi" başlıklı bir sunum yaptım. Azgelişmişlik, yanlış bilinen bir konu. Neye göre azgelişmiş? Kapitalist değilsen azgelişmişsin. Bunun için psikoloji, sosyoloji gibi bilimler bugün gıdasını kapitalizmden almaktadır. Azgelişmişliğin bilinen ve bilinmeyen sonuçları birey ve toplum üzerinde tahmin edildiğinden daha fazla etkilidir. Bunların bilinmesi, görüntü ve gerçek arasındaki farkın algılanması ve alternatif (özünü felsefeden alan) bir bilim anlayışının oluşabilmesi temel amacım. Bu değerlendirme politik psikoloji alanından yapılmıştır. Kongrenin teması çok iyiydi. Bugüne kadar birçok konuda toplandı; ama toplum, birey, kadın, suç konularına daha önce hiç değinilmemişti. Psikoloji Türkiye'de lüks bir bilim olarak işliyor. Toplumla değil doğrudan bireyle ilgili. Ama bu tema bu bağı kuruyor. Kongrede eksiklikler mutlaka var. Ama bu bir öğrenci kongresi ve koşullar düşünüldüğünde bunların yaşanması doğaldır. Rahatsız edici bir şey yok. Seneye de işleyiş çok değişmeyecektir. Kısıtlı bir bütçeyle sınırlı koşullarda gerçekleştirilen bir şey. Bekçi, sunumun ortasında gelip "10 dakika sonra burayı kilitleyeceğim" diyebiliyor. Bu akademik bir kongre olabilse daha farklı olurdu. Seneye etkileşim grupları olursa daha iyi olur. Panellere, söyleşilere alternatif olarak etkileşim grupları, çalışma grupları beyin fırtınasına yardımcı olacaktır. Psikolojinin son dönemlerde gelişen ve faydalı olan alanları var: Radikal Psikoloji ve PaleoPsikoloji gibi. Onlar birçok şeyin anlaşılmasında etkili olan ama çok bilinmeyen konulardır. Bunlara yönelinebilinir.
Siyasi rol DEP'lilerin, kendilerine yeni dönemde önemli bir siyasi rol düştüğü görüşünü dile getirirken, bu rolün ancak yargılama süreçleri tamamlandıktan sonra netlik kazanacağını söylediği ifade ediliyor. DEP'lilerin barışa katkıda bulunmak için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını vurguladıkları da belirtiliyor.
'PKK ve devamları terörist' Alman Büyükelçi Born'un DEP'lilerin gündemine getirdiği konuların başında ise "terör" vardı. PKK ve devamı örgütleri "terörist" olarak gördüklerini daha önce kamuoyuna açıklayan büyükelçinin, bu görüşünü DEP'liler ile yaptığı görüşmede de ortaya koyduğu dile getirildi.
DEP DAVASI YARIN DEP eski dört milletvekilinin yeniden yargılanması sonucu verilen kararın temyiz duruşması, yarın Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde yapılacak. Temyiz duruşması, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin salonunun dar olması nedeniyle, Ceza Genel Kurulu Toplantı Salonu'nda gerçekleşecek. Duruşmada, eski milletvekillerinin avukatları, savunma yapacak. Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan da isterlerse temyiz duruşmasına katılıp, savunma yapabilecekler. 9. Ceza Dairesi, kararını daha sonra açıklayacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde, Ankara 1 No'lu DGM'nin eski mahkûmiyet hükmünün tasdikine ilişkin kararın usulden bozulması yönünde görüş bildirmişti. Ankara 1 No'lu DGM, 1994'te Zana, Doğan, Dicle ve Sadak'a verilen 15'er yıl ağır hapis cezasına ilişkin hükmü, yeniden yargılama sonucunda tasdik etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Zana, Doğan, Dicle ve Sadak'ın infazını durdurup, tahliyelerine karar vermişti.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Bireyden topluma duyarlılık "İnsanın kendi kendini yok ettiği ve bir diğerine olan duyarlılığını yitirmeye yüz tuttuğu bu yaşadığımız yerde insan ve insana dair olan her şeyi ele alan psikoloji biliminin temelinde bilimin Nagazaki'ye atılan bombanın kalıntılarından duyduğu utanç duygusundan başka bir şey olmalıydı. Erkeği kadından ayıran, bir insanı ya da kültürü diğerine tahammül etmekten alıkoyan, kısacası insanı kendinden uzaklaştıran ve kendine yabancılaştıran birçok sorunsalı ele alarak, unuttuğumuz ya da görmezden geldiğimiz önemli bir değerin altını çizmeyi hedefledik. Toplumsal duyarlılığa en çok gereksinim duyduğumuz bir dönemde 'bireyden topluma duyarlılık' olarak belirlediğimiz tema ile günümüzde psikolojinin yalnızca birey odaklı bir bilim olarak algılanmasının önüne geçerek 'birey'in oluşturduğu 'toplum' ve 'toplum içindeki birey'in önemini vurgulamayı hedefledik." Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Gözde Kıral'ın bu sözleriyle açılan; Uludağ Üniversitesi'nin evsahipliği yaptığı 9. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi; suç, kültür, kadın, kitle iletişim araçları, şiddet ve eğitim gibi konuları ele aldı. 20 Üniversiteden 590 öğrencinin katıldığı ve 117 sözlü, 21 poster bildirinin sunulduğu kongrenin bazı oturumlarına lise öğrencileri de katıldı. Kongre süresince, öğrenci bildirilerinin yanı sıra uzman psikologların ve öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği sunumlar ile belgesel ve film gösterimleri de yer aldı. Uludağ Üniversitesi'ne ait "Barış" , "Sevgi" ve "Özgürlük" amfilerinde gerçekleştirilen sunumlarda, uzman psikologlar ve öğretim üyeleri tebliğlerinde şu başlıklar dikkat çekti: "İnsan Hakları Bağlamında Kadın ve Suç", "Sosyal Psikolojik Açıdan Savaş ve Çatışma", "Kültürel Yaklaşımlar ve Psikolojinin Kamu Politikalarındaki Yeri", "Farklı Olanla Birlikte Yaşam", "Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği", "Bir İllüzyona Kapılan Psikoloji Bilimi", "Şiddetin Çekiciliği ve Terör". En çok ilgi gören öğrenci bildirileri arasında ise şunlar yer aldı: "Azgelişmişliğin Psikolojisi", "Yüz Çekiciliğinin Değerlendirilmesinde Simetrinin Kritik Rolü ve Cinsiyet Farklılıkları", "Dövüş Kulübü: Benlik Kavgamız ve Sağlıklı Benliğimiz", "Modern Toplumda Yabancılaşma" ve "Siyasal Toplumsallaşma ve Etmenleri."
Bütünten uzaklaşmak Yrd. Doç. Dr. Cem Şafak Çukur, psikolojide egemen kılınmaya çalışılan Newton tarzı indirgemeci ve parçacı bakış açısının olumsuzluklarından bahsederek, bu yaklaşımın psikologların insanı sosyal, çevresel, kültürel ve tarihsel bir bütünlükle değil, birey içi süreçlerle incelemesine yol açtığından söz etti. Parçacı yaklaşımın sonucu olan aşırı uzmanlaşmanın psikolojinin alt dalları ve diğer bilim dalları ile bağlantısını kopardığına dikkat çeken Çukur, günümüzde bu yaklaşımın yok olmaya başladığını ve kendisini dinleyen psikoloji öğrencilerinin de yapacakları çalışmalarda bu noktaya önem vermeleri gerektiğini belirtti. Dr. Derya Hasta ise, Sosyal Psikolojik Açıdan Savaş ve Çatışma başlıklı söyleşisinde hiçbir şeyin savaşı haklı çıkaramayacağını, ancak savaşları açıklayabileceğimizi söyledi. Ölüm, ekonomik sıkıntılar, psikolojik gerilim, göç, intihar, işsizlik ve ruhsal sorunlara yol açmakla kalmayıp, savaşların, gelişmeyi engellediğinden ve savaşı yaşayan halklar arasında bölünmeye neden olduğundan söz etti. İnsanların savaşları kabullenme yollarına da değinen Hasta, savaşa olumlu özellikler atfetmenin, "biz haklıyız" inancının, düşmanı meşru görmemenin, savaşan kesimlerin kendilerini kurban olarak değerlendirmelerinin ve ibadetin bunda etkili yöntemler olduğunu vurguladı. Hasta, bütün bu açıklamalarla beraber, savaşları asıl olarak halkların değil emperyalist güçlerin çıkardığını belirtti.
Öğrenci katılımı yüksek Her gün 9:00 ile 16:00 arası seminer ve söyleşilerin yer aldığı kongre boyunca öğrenci sunumları ise saat 17:00'den sonra gerçekleşti. 5 ayrı salonda gerçekleştirilen öğrenci sunumlarına ilgi yoğun oldu. Öğrenciler, araştırma ve teorik inceleme konularında bildiriler sunarken, teorik incelemeye dayalı sunumların sayısında önceki kongreye göre artış gözlendi. 10. Kongre'nin Mersin Üniversitesi'nde yapılmasına karar verildi. Üç gün süren sunumların ardından cumartesi günü atölye çalışmaları, pazar günü ise doğa gezisi gerçekleştirildi.
"Tema çok iyiydi"
Eyyüp Eser (Karayel-Dicle Üniversitesi) "Azgelişmişliğin Psikolojisi" başlıklı bir sunum yaptım. Azgelişmişlik, yanlış bilinen bir konu. Neye göre azgelişmiş? Kapitalist değilsen azgelişmişsin. Bunun için psikoloji, sosyoloji gibi bilimler bugün gıdasını kapitalizmden almaktadır. Azgelişmişliğin bilinen ve bilinmeyen sonuçları birey ve toplum üzerinde tahmin edildiğinden daha fazla etkilidir. Bunların bilinmesi, görüntü ve gerçek arasındaki farkın algılanması ve alternatif (özünü felsefeden alan) bir bilim anlayışının oluşabilmesi temel amacım. Bu değerlendirme politik psikoloji alanından yapılmıştır. Kongrenin teması çok iyiydi. Bugüne kadar birçok konuda toplandı; ama toplum, birey, kadın, suç konularına daha önce hiç değinilmemişti. Psikoloji Türkiye'de lüks bir bilim olarak işliyor. Toplumla değil doğrudan bireyle ilgili. Ama bu tema bu bağı kuruyor. Kongrede eksiklikler mutlaka var. Ama bu bir öğrenci kongresi ve koşullar düşünüldüğünde bunların yaşanması doğaldır. Rahatsız edici bir şey yok. Seneye de işleyiş çok değişmeyecektir. Kısıtlı bir bütçeyle sınırlı koşullarda gerçekleştirilen bir şey. Bekçi, sunumun ortasında gelip "10 dakika sonra burayı kilitleyeceğim" diyebiliyor. Bu akademik bir kongre olabilse daha farklı olurdu. Seneye etkileşim grupları olursa daha iyi olur. Panellere, söyleşilere alternatif olarak etkileşim grupları, çalışma grupları beyin fırtınasına yardımcı olacaktır. Psikolojinin son dönemlerde gelişen ve faydalı olan alanları var: Radikal Psikoloji ve PaleoPsikoloji gibi. Onlar birçok şeyin anlaşılmasında etkili olan ama çok bilinmeyen konulardır. Bunlara yönelinebilinir.