28 Haziran 2004 21:00
Xeftan ustasının sitemi
Viranşehir'in tek yöresel kıyafet terzisi Abdullah Uzun, aralarında Zeki Müren'in de bulunduğu bir çok sanatçıya, xeftan, hıçık, kılçık, krasê mexsi denilen Urfa yöresi kıyafetlerinden dikmiş.
Viranşehir'in tek yöresel kıyafet terzisi Abdullah Uzun, Türkiye'den Avrupa'ya, dizi film oyuncularından Zeki Müren'e kadar birçok müşterisine Urfa yöresi kıyafetlerinden dikmiş ve dikmeye devam ediyor. Uzun, modayı çuval diye tabir ederken yöresel kıyafet kültürünün terk edildiğini ve bu mesleğin de öldüğünü ifade ediyor. Viranşehir'in tek yöresel kıyafet terzisi Abdullah Uzun (66), Urfa, Adana, İstanbul, Ankara gibi Türkiye'nin farklı illerinden Avrupa'ya kadar birçok müşterisine xeftan, hıçık, kılçık, krasê mexsi, fistan, manto ve daha birçok model yöresel kıyafet dikiyor.
Yalnız kaldı Adıyaman'da çekilen bir dizi film oyuncuları için de kıyafet hazırlayan Uzun, 1960 yılında Zeki Müren için de Urfa yöresinin elbiselerinden diktiğini söylüyor. Yöresel kıyafetlerin tümünü diktiğini kaydeden Uzun, eskiden bu mesleği yapanların çoğunun hayatta olmadığını ve kendisinin yalnız kaldığını ifade ediyor. Kendisinin de 6 yaşından beri bu mesleği yaptığını dile getiren Uzun, "Bu mesleği hakiki yapanlar terk ettiler. Hakiki terzi kalmadı" diyor. Yöresel kıyafetlerin artık çok fazla giyilmemesinden yakınan Uzun, hazır giyime rağbet edilmesinden şikayetçi.
'Bu çuval modaları çıktı ya...' Geleneksel giysi kültürünün olduğu gibi terk edildiğini dile getiren Uzun, kendisinin de 5-10 sene öncesine kadar bu mesleğe ara verdiğini belirtiyor. Uzun, hazır giyimi çuval olarak tabir ederken şunları söylüyor: "Biz kültürümüz öldüğü için bunu canlandırdık. Bu çuval modaları çıktı ya, istediğin zaman bir çuval dik, İstanbul'da moda diye insanlar takar kafasına. Aslında moda diye bir şey yok. Hepsi hafife kaçıyor. Ben İstanbul'da 1960'ta Beyoğlu'nda dükkan açmıştım. Zeki Müren geçerken dükkanımı gördü ve benden kendisi için bizim yöresel kıyafetlerimizden yapmamı istedi. Onu iki günde yaptım. Bir terzi de geldi ve bana, 'sen bu kıyafeti yaparsan açlıktan ölürsün; hafif çıkart ki sürüm olsun' dedi. Şimdiki ceketlerden günde 10 tane dik. Biz o zaman elle diktiğimiz için haftada üç ceket bitiremiyorduk." Urfa yöresini temsil eden xeftan da diğer birçok kültür öğesi gibi yok olmaya yüz tutarken, Uzun kendisi yetiştirmek istese de kimsenin çocuklarını yöresel kıyafetler diken bir terzi olarak yetiştirmek istemediğini vurguluyor.
Yalnız kaldı Adıyaman'da çekilen bir dizi film oyuncuları için de kıyafet hazırlayan Uzun, 1960 yılında Zeki Müren için de Urfa yöresinin elbiselerinden diktiğini söylüyor. Yöresel kıyafetlerin tümünü diktiğini kaydeden Uzun, eskiden bu mesleği yapanların çoğunun hayatta olmadığını ve kendisinin yalnız kaldığını ifade ediyor. Kendisinin de 6 yaşından beri bu mesleği yaptığını dile getiren Uzun, "Bu mesleği hakiki yapanlar terk ettiler. Hakiki terzi kalmadı" diyor. Yöresel kıyafetlerin artık çok fazla giyilmemesinden yakınan Uzun, hazır giyime rağbet edilmesinden şikayetçi.
'Bu çuval modaları çıktı ya...' Geleneksel giysi kültürünün olduğu gibi terk edildiğini dile getiren Uzun, kendisinin de 5-10 sene öncesine kadar bu mesleğe ara verdiğini belirtiyor. Uzun, hazır giyimi çuval olarak tabir ederken şunları söylüyor: "Biz kültürümüz öldüğü için bunu canlandırdık. Bu çuval modaları çıktı ya, istediğin zaman bir çuval dik, İstanbul'da moda diye insanlar takar kafasına. Aslında moda diye bir şey yok. Hepsi hafife kaçıyor. Ben İstanbul'da 1960'ta Beyoğlu'nda dükkan açmıştım. Zeki Müren geçerken dükkanımı gördü ve benden kendisi için bizim yöresel kıyafetlerimizden yapmamı istedi. Onu iki günde yaptım. Bir terzi de geldi ve bana, 'sen bu kıyafeti yaparsan açlıktan ölürsün; hafif çıkart ki sürüm olsun' dedi. Şimdiki ceketlerden günde 10 tane dik. Biz o zaman elle diktiğimiz için haftada üç ceket bitiremiyorduk." Urfa yöresini temsil eden xeftan da diğer birçok kültür öğesi gibi yok olmaya yüz tutarken, Uzun kendisi yetiştirmek istese de kimsenin çocuklarını yöresel kıyafetler diken bir terzi olarak yetiştirmek istemediğini vurguluyor.
YAZARLAR
Pınar Öğünç
BAĞLANTILAR-9 | Ticaretten afetlere, güvenlikten tiny house'a konteyner çağı
T. Gül Köksal
Kent hakkı bağlamında çocuklar
Ayşen Şahin
Mahsus selamlar
İzzettin Önder
Servet vergisi
Şenay Aydemir
Atış Serbest!
Adnan Özyalçıner
Geride kalan
İsmail Gökhan Bayram
İşlevini arayan alet: Yapay zekâ
Evrensel Bilgin
Gordion Düğümü
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
