23 Haziran 2004 21:00

Söz böler, eylem birleştirir

Mephisto Yayınları'ndan çıkan "Estetize Edilmiş Şiddet: Tupamarolar", Latin Amerika'daki bir devrimci deneyi ele alıyor. Kitabı hazırlayan Cihan Çabuk ile, Tupamaro deneyi, amaçları ve kitabı hazırlama nedenleri üzerine söyleştik.

Paylaş
Mephisto Yayınları'ndan çıkan "Estetize Edilmiş Şiddet: Tupamarolar", Latin Amerika'daki bir devrimci deneyi ele alıyor. Kitabı hazırlayan Cihan Çabuk ile, Tupamaro deneyi, amaçları ve kitabı hazırlama nedenleri üzerine söyleştik. Öncelikle neden bugün ve neden Tupamarolar'la ilgili bir kitap? Yeni Dünya Düzeni adı altında küreselleşmeninin dizginlerinden boşanırcasına saldırganlaştığı bir dönemdeyiz. Soğuk savaş ve çok kutuplu dünyanın sona ermesiyle tarihin sonu argümanlarıyla liberalizmin zaferi ilan edildi; oysa ki kutuplu dünyanın sona ermesiyle sol adına yanılsama da ortadan kalktı. Başka coğrafyalarda önemli deneyimler yaşandı.Bunları bugün yeniden ele almak, okumak, anlamaya çalışmak çok önemli. Tarihin geçmişle gelecek arasında bir diyalog olduğunu unutmamak lazım. Dublin, Guetemala, Bombay, Prag... Dünyanın tüm coğrafyalarını akılda tutmak, isyan edenlerin yürek farklılığıdır. Rosenberglerin baş eğmez kararlılığı, Victor Jara'nın ölümsüz şarkısı, dağlara sığmayan Kapetanioslar, siyahlar, mülksüzler, inkalar, işsizler... "Dokuz altı yollarında" gidip gelirken, seçim sonuçlarını seyrederken ya da her yerde 10. yıl marşını çın çın çalarken, yenilginin her gün büyüyerek daha çok karşımıza çıktığı günlerde, insanlık güzel şeylerde yapmış diyebilmek için. Onlar da bu dünyada yaşadılar, savaştılar ve başardılar, neden tekrar başarılmasın? Tupamarolar'ın farklılığı nedir? Uruguay Latin Amerika'da farklı bir ülkedir. Daha gelişmiş, kentli ve modern bir ülkedir.Refah düzeyi diğerlerine göre daha iyi durumdadır. Çok küçük bir ülkedir, üretimden çok finans sektörü gelişkindir. Dolayısıyla bölgesel bazda oluşabilecek finansal krizlerinden etkilenmeye çok açık bir ülkedir. Kırmarı ormanları pek yoktur; zaten biraz da Motevideo'dan ibarettir. İspanyol sömürgeciliğe karşı savaşmış, bu savaşta kahramanlaşmış, önderlikleri olmuştur. Bağımsızlığın kazanılmasını izleyen yıllar boyunca değişik toplumsal kesimlerde bir örgütlenme geleneği de üretmiştir. Tupamarolar ve MLN öylesine ortaya çıkmış bir yapı değildir. Arkasında güçlü bir sendikal yapı vardır, sendikal hareketin içinden doğmuştur da diyebiliriz. Bu anlamda toplumsal bağları zayıf bir hareket değildir. Tam tersi ezilenler ve Montevideo'nun varoşlarıyla bağları hep güçlü tutmuş bir asker politik örgütlenmedir. Ünlü "Söz böler, eylem birleştirir" söylemleriyle sol içindeki kısır tartışmalardan ve pratik üzerinden Uruguay da toplumsal muhalefeti birleştirmiştir. Burdan MLN'nin tartışmayan sadece eylem yapan bir maceracılar topluluğu olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Sadece tartışırken de sokakla bağlarının her zaman kuvvetli olmasını savuna gelmiştir. Mücadelelerinde şiddeti de sakınmadan kullanan Tupamarolar farklı bir mücadele pratiği geliştirdiler. Neydi farklılık? Her şeyden önce şiddeti; bomba atmak, korku ve panik yaratmak kısacası "Şiddet kullanmak için şiddet kullanmak" olarak tarif etmediler. Şiddeti ve silahlı mücadeleyi gerçek manada propagandif bir içerikle doldurdular. Kayıp vermeyi ve bu kayıplar üzerinden siyaset yapmayı politik bir metod olarak tercih etmediler, ancak gerektiğinde ölmekten de korkmadılar. Bu onlar için her zaman kaçınılması gereken ancak kaçınılmaz olduğunda ödenecek bir bedeldi. Devrim teorilerini asla şablonlaştırmadılar, kendi ülkelerine ve coğrafyalarına uygun bir toplumsal mücadele formasyonu geliştirdiler, yani enternasyoneli ıskalamadan, kendi gerçekliklerini de reddetmeden Uruguay'a özgü bir mücadele hattı oluşturdular. Kırların ormanların olmadığı köylülüğün baskın ve belirleyici olmadığı; Montevideo'nun dolayısıyla kent olgusunun baskın olduğu bir coğrafyada "şehir gerillacılığı" kavramıyla gerilla mücadelesine ve silahlı mücadeleye farklı ve yeni bir açılım getirdiler. Devrimci düşünceye ters düşmemek gibi bir kaygıyı değil zenginleştirmek gibi bir iddiayı taşıdılar. Kitap Tupamarolar ve Latin Amerika ile ilgili teorik metinleri mi içeriyor? Hayır daha çok pratik deneyimleri üzerinde şekilleniyor. Elbette önemli politik vurgular da yapılıyor, ancak esas olarak Tupamarolar'ın eylemleri, hazırlıkları eylem tercihlerini belirleyen etmenler, karar alma süreçleri ve eylemlerin sonuçları biraz roman tadında. Adından da anlaşılacağı gibi onların şiddetinde saklı estetiği açığa çıkaran bir kitap. Türkiye ve Türk soluyla ne gibi benzerlikler ve farklılıklar taşıyor? Bunu benim söylemem çok anlamlı olmaz; ancak şurası kesin iktisadi-sosyal anlamda Urugay'ın Türkiye ile bazı benzerlikler taşıdığı bir gerçek, en önemlisi; iki ülke de az gelişmiş, iktisadi olarak bağımlı periferi ülkeler. Sol açısından ise Tupamarolar, zengin bir deneyim oluşturuyordur. Özellikle benzerlikler ve farklılıklar açısından önemli bir tarihsel pratik değer taşıyorlar. Tupamarolar şu anda silahlı mücadeleyi bırakmış durumdalar, aslında şu anda değil uzun zaman önce önemli bir tartışma süreci yaşadılar ve sonuçlar çıkardılar. Yeni bir parti kurdular, bir radyo istasyonu açtılar, ayrıca ülkenin en çok okunan ikinci gazetesini çıkarıyorlar. Urugay'ın en önemli toplumsal muhalefet öznelerinden biridir. Şüphesiz ben kendi adıma birçok sonuç çıkarıyorum, sanırım okuyanlar da çıkaracaktır. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


ÖNCEKİ HABER

Ne kadar güz(üm)üz

SONRAKİ HABER

NATO'ya karşı sokağa...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...