19 Haziran 2004 21:00

Yolunuz Sudüşen'e düşerse...

Sudüşen Şelalesi çekilen yol yorgunluğuna değer güzellikte. Buz gibi suya değdiğiniz anda yorgunluğunuz da siliniyor.

Paylaş
Sıcakların bastırmasının ardından yaz sezonu Güney'den sonra Marmara'da da başladı. Kışın kaplıcaları, yazın da denizi ve yüzlerce oteli ile maddi olarak 'karşılayabilene' bir tatil seçeneği olan Yalova'da, ücretsiz serinleme seçenekleri de var. Termal'e bağlı Üvezpınar Mahallesi üzerinde dağlar arasındaki Sudüşen Şelalesi şimdiden yöre gençlerini ve çevreden gelen misafirleri ağırlamaya başlamış. Baştan söyleyelim; İstanbul'dan buraya günü birlik gelmek maddi açıdan çok cazip değil. Ancak Sudüşen, Yalovalılar için çok uygun. Yalova merkezden tek vasıtayla (minibüs) şelalenin çok yakınındaki Üvezpınar Mahallesi'ne gelmek mümkün.

Fenerbahçeli Karadenizliler Üvezpınar Mahallesi, 93 harbi (Osmanlı-Rusya Savaşları) sırasında, Karadeniz'den, Batum'dan Yalova'nın Termal ilçesine göçen Lazlardan oluşuyor. Yalova'dan buraya gelene kadar ormanın en iyi yerlerini kapmış, tamamlanmış ya da inşaatı devam eden villa sitelerin ve otellerin çirkinliğinin ardından önce Gökçedere Barajı'nın güzelliği sonrada Üvezpınar Mahallesi'nin iki üç katlı bahçeli güzel evleri ile rahatlıyorsunuz. Ancak, mahallenin sınır kısımlarında da villa tarzı inşaatlar yükselmeye başlamış. 1000 kişi kadar nüfusu olan mahallenin geçim kaynağı turizm. Yazın Arap turistlere evlerini kiralayan halkın gençleri de Termal'deki otellerde çalışıyorlar. Mahalle yaşlılarının neredeyse hepsi 'Termal'den emekli'. Turizm biraz da kanlarına işlemiş. Ne sorsanız, size 'kiraların ve otellerin ucuzluğu, kaplıcaların güzelliğinden' bahsetmeye başlıyorlar. 'Evler ne güzel' deseniz, 'kiralayın bir tane' karşılığını alıyorsunuz. Yöre insanları sürekli turist görmekten usandıklarından mıdır nedir, konuklar arasında hemşeri arıyorlar. 25 senelik emekli bir mahalleli, konukların burunlarını inceliyor ve Karadenize ait görünen burunların sahiplerine hemen nereli olduklarını soruyor. Her nereye göç ederlerse etsinler genelde Trabzonsporlu olan Karadenizliler'in aksine bu mahallenin tamamı Fenerbahçeli. Her sokağında onlarca Fenerbahçe bayrağı asılı mahallenin çeşmesi de sarı-lacivert boyanmış. Sokak isimlerinin yazılı olduğu levhalardan pencerelerdeki 'kiralık' yazılarına kadar neredeyse her şey sarı-lacivert.

Dağ yürüyüşü Sudüşen ise mahalleden 7 km uzaklıkta. Yol 2 saatten biraz fazla sürüyor. Sizden belki de yarım saat sonra yola çıkan yöre gençleri ise en az 45 dakika önce şelaleye yürüyerek varmış oluyorlar. Rampaların fazla olduğu ve çocukların yürütülmesinin hiç de sağlıklı olmadığı yol üzerindeki iki çeşmenin gölgesi 'zorunlu' mola yerleri. Bu sıcakta şelalenin akıttığı kadar su kaybedeceğiniz kesin! Her tondan yeşilin ve çiçeğin bulunduğu yol boyunca en çok karşılaşılan görüntülerden biri de bazı bölümleri toprak dışında kalmış ve ağaç dallarıyla tutturulmuş olan su boruları. 'Bu borular rüzgarda nasıl sağlam duruyorlar' demenize kalmadan önünüze delinmiş ve su fışkırtarak bütün yolu ıslatan bir boru çıkıyor. Yolu yürüyerek aşma hatasına düşenler için serinletici bir sürpriz olan ve hatta güneşi doğru yerdeyken yakalarsanız oluşacak gökkuşağı ile tam da 'fotoğraflık' bir doğa güzelliği yaratan manzara, mahalle halkına da aynı mutlu etkiyi yapıyor mu bilemiyoruz, ancak, yol boyunca birkaç tane daha patlamış su borusuna rastlayınca tahmin etmeye başlıyoruz. Bunun dışında bir iki yerde toprak yolun ortasında ince ince su aktığını da görebilirsiniz. Bunlar da deprem sonrası kırılmalar nedeniyle yeryüzüne çıkan sularmış. Ayrıca, dereden o kadar yükseğe nasıl ve özellikle de 'niye' çıktığını tahmin edemediğimiz ufak yengeçler de yolunuzu kesebilir.

Ve şelale... Şelaleye 15 dakika kala ise, Ofli'nun yeri adlı lokantaya rastlıyorsunuz. Alabalık satan lokanta, 7 km boyunca tuvalet olmadığı için ihtiyaç molası verenlere hizmet ediyor. Ve şelale... Sudüşen Şelalesi çekilen yol yorgunluğuna değer güzellikte. Buz gibi suya değdiğiniz anda yorgunluğunuz da siliniyor... Sadece piknik yapmayı düşünüp mayo getirmediyseniz, yöre gençleri suya atlayıp yüzerken seyretmenin acısı da, ayak acısını unutmanıza yardımcı oluyor. Ayrıca gezi, yeni arkadaşlar edinmek olanağı da sağlıyor. Mesela piknik sırasında özellikle arabası olanlarla ahbaplık etmek çok cazip görünebilir!..

ÖNCEKİ HABER

BOSSA işçileri NATO'yu tartıştı

SONRAKİ HABER

Savaşa değil okula gitmek istiyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...