18 Haziran 2004 21:00

Hayali ihracattan sıcak paraya...

Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşme'nin Meclis görüşmeleri; Türkiye'de siyasetçi-mafya-bürokrat üçlüsünün, küresel nitelikli suç örgüleriyle nasıl işbirliği yaptığının itirafı oldu.

Paylaş
Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşme'nin onaylanmasına, Meclis görüşmeleri, Türkiye'de siyasetçi-mafya-bürokrat üçlüsünün, küresel nitelikli suç örgüleriyle nasıl işbirliği yapıldığının itirafı oldu. Uzun bir dönem Türkiye'nin ABD Büyükelçiliği'ni yapan CHP milletvekili Şükrü Elekdağ'ın sözleşme görüşmeleri sırasında yaptığı konuşma karapara gerçeğini gözler önüne serdi. Türkiye'nin karapara mücadelesinin tam bir fiyasko olduğunu belirten Elekdağ, "Devletin bu zafiyeti, Türkiye'yi bir karapara cenneti haline getirmiştir. Siyasetçi, bürokrat, mafya üçlüsünün karapara aklama amacıyla başvurdukları yolsuzluklar, toplumun dokusunu ve ahlakını bozmuş, bürokrasisini, yolsuzluk ve rüşvete yöneltmiş, hukuk devleti için yıkıcı sonuçlar yaratmış ve devlet otoritesini zaafa uğratmıştır" dedi. Türkiye'den geçirilen uyuşturucu maddelerden alınan paydan kaynaklanan karaparanın, yılda 5 ile 10 milyar dolar civarında olduğunu anlatan Elekdağ, buna silah kaçakçılığı, hayali ihracat, ihale yolsuzluğu, arazi iktisabı ve inşaat işlerindeki mafya faaliyeti, banka batırmaları ve rüşvet gibi örgütlü suçlar sonucu yaratılan karaparanın da eklenmesiyle kara para miktarının çok daha yükseldiğini ifade etti. Elekdağ, "Ülkenin siyasi liderleri ve bürokrasisi kendi elleriyle karaparayı ve mafya örgütlerini siyaset çarkının içerisine sokmuşlardı. Dışarıdan gelen baskıların tehdit ve ulusal gururu zedeleyecek nitelik kazanmasına rağmen, Ankara hiçbir önlem almaya yanaşmadı. Direniş, 13 Ekim 1996 tarihinde 4208 sayılı Karapara ile Mücadele Yasası çıkarılıncaya kadar sürdü. Bu yasanın çıkarılması da tam bir göz boyamadan ibaretti" dedi.

Aklama makinesi Elekdağ, 1994 Ekim ayında TBMM'ye gelen 4208 sayılı Yasa'nın tasarısında, karaparanın "kanunların suç saydığı fiillerin işlenmesinden elde edilen para" olarak tanımlamasına rağmen, 1996'da kabul edilen yasa ile karaparanın aklanmasının özendirildiğini vurguladı. Elekdağ, yasanın, kasti olarak yetersiz düzenlendiği vurgulayarak, "Bununla güdülen amaç; Türkiye ekonomisini ve mali sistemini, karaparayı aklamak için, çamaşır makinesi olarak kullanmaktı. Diğer bir amaç da, siyaset ile gayrimeşru faaliyet odakları arasındaki ilişkiyi gizlemek ve bu ilişkinin sürmesine yardımcı olmaktı" dedi.


TEMEL ÖZAL DÖNEMİNDE ATILDI Elekdağ, bugün şikâyet edilen çürümüşlüğün köklerinin Özal'ın izlediği politikalarla beslendiğini söyledi. Elekdağ, "Özal, yurtdışındaki döviz mevduatlarını, ekonomiye kazandırılması gereken kaynak olarak görmüştü. İsviçre, dünyanın karapara merkeziydi ve buraya Türkiye'den de paralar akmıştı. 23 milyar dolar civarında olduğu söylenen parayı Türkiye'ye çekmenin yollarını bulmak lazımdı. Bunun yolu hayali ihracattı" dedi. Elekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "1980'lerde siyasi iktidar, hayali ihracat ve kayıtsız şartsız açılan döviz tevdiat hesapları ve sırdaş hesaplar yoluyla karapara aklama kapılarını ardına kadar açtı. Türkiye'ye akan para başlangıçta yeterli görünmeyince, Özal sabıkaları nedeniyle İsviçre'yi mesken tutan mafya babalarını Türkiye'ye çekmek için af yasası çıkardı. Devleti soymanın adı hayali ihracat olmuştu. Yeraltı dünyası da bir taşla üç kuş vurmuştu. Bir yandan, karaparasını aklıyor, karşılığında devletten teşvik primi alıyor, kendi legal hale sokuyordu".


ŞİMDİ DE SICAK PARA SOYGUNU Elekdağ, "1990'larda, hayali ihracatın, sırdaş hesapların ve döviz tevdiat hesaplarının ipliği pazara çıktığından, bunların yerini sıcak para aldı. Bukalemun gibi her renge bürünen karapara da, sıcak paranın içine karışarak, Türkiye'ye girmeye başladı. Sıcak parayı körüklemek için Türk Lirası faizlerini yükseltip döviz kurunu baskı altında tutan yöneticilerin de önemli bir katkısı oldu" dedi. Elekdağ, halen mafyanın, inşaat, toptan gıda, taşımacılık, turizm, eğlence, otomobil, petrol nakliyatı ve ticareti, döviz alım-satımı, kumarhane işletmeciliği ve daha yüze yakın çok özel sektör dalında yoğun faaliyette bulunduğunun da altını çizdi.

ÖNCEKİ HABER

Gürcistan Türkiye'den destek istedi

SONRAKİ HABER

Interbank ve Sümerbank protokolleri
   imzalanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa