9 Haziran 2004 21:00

'Genelkurmay yanılıyor'

"Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşaviri" sıfatıyla 1960'lı yıllarda ABD ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmalar sürecine katılan emekli Hakim Albay Emin Değer, söyleşimizin ikinci bölümünde, günümüzde ABD tarafından Türkiye'ye dayatılan pek çok isteğe dayanak teşkil eden 29 Mart 1980 tarihli Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA)'nı değerlendirdi. Son dönemde ABD'den gelen istekler irdelendiğinde, ABD'nin Türkiye'yi fiilen işgal etmeye niyetlendiğinin görüldüğünü belirten Değer, 1 Mart'ta tezkerenin reddedilmesiyle benzer bir işgal girişiminin engellendiğini kaydetti.

Irak ve Afganistan'daki durumu düşündüğümüzde o zamanlardan bugünler için hazırlıktan söz edilebilir mi? Genelkurmay, "Konya'daki üsse gelecek uçaklar dışındaki bölümünün SEİA kapsamına girdiğini" söylüyor. 1980 anlaşmasının çok uzak görüşlü bir anlaşma olduğunu söyleyebilir miyiz? Yalnız 1980 anlaşması için değil İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya egemenliğini eline geçirmek isteyen ABD, bütün stratejisini ve planlarını buna göre yapmıştır. Türkiye'nin yalnız Ortadoğu için değil Avrasya için de önemli bir üs olarak seçilmesi gerektiğini düşünerek hareket etmiştir ve bu yolu seçmiştir. Yani çok uzun erimli hedefleri içinde Türkiye çok önemli. Dolayısıyla zaten 1954 anlaşmasının tartışılması sonunda 1969 anlaşması yapılıyor, bu anlaşma Türkiye tarafından Ecevit döneminde askıya alınıyor. Zaten Ecevit'in sonradan iktidara getirilmesi, şu son dönemde sıfıra indirilmesi ABD'ye istemeden kafa tutmasının sebebidir. ABD gibi bir ülke kısa vadeli bir hedef seçmez ve o hedefe göre de elbet politikalar kurallar üretecek ve anlaşmalar yapacaktır. 1976'da yeni bir Türk-Amerika Savunma İşbirliği anlaşması yapılıyor. Ama o anlaşma ABD Senatosu'ndan geçmiyor, geçmediği için, 1980 tarihinde o anlaşmanın yeni bir versiyonu, ama 1954 anlaşmasının devamı olarak, yapılıyor. Temel 1954 anlaşmasıdır. Konya'da konuşlandırılacak savaş uçakları dışında askeri talepler bu anlaşma kapsamında ise Türkiye nereye götürülmek isteniyor? Savaş uçaklarını 1980 anlaşmasına göre yerleştirilemezler. O anlaşma dışıdır. Ama uygulamada İncirlik hep anlaşma dışı olarak ABD'nin taktik ve stratejik planları neyi gerektiriyorsa o doğrultuda çalıştırılmıştır, kullanılmıştır. Çünkü bizim ABD'nin alanı içindeki harekat merkezine inme ve faaliyetlerini kontrol etme hakkımız yoktur, olmamıştır da! Genelkurmay öyle söylüyor. Genelkurmay yanılıyor, ya da politika gereği öyle söylüyor olmalı. İncirlik de dahil tesis ve üsler yalnız eğitim amaçlı olarak kullanılabilir. Türkiye'den izin almak suretiyle savaş uçaklarının eğitim amaçlı faaliyetleri olabilir. Bir ara anlaşmaya aykırı olarak Irak harekatı sırasında uçaklar geldi gitti. NATO'ya yani NATO sözleşmesine de aykırıydı. "Hukuk" diyorsunuz, ben "hukuk var mı yok mu?" diyorum. Hukuk güçlünün iradesinin kanunlarıdır, güçlünün iradesinin kurallaştırılmasıdır. Hukukun üstünlüğü, kim güçlüyse onun iradesinin üstündedir, eğer güçlü bir örgüt varsa örneğin, bir işçi örgütü kendine tanınan haklarını kullanarak ülkede egemen iradeye kafa tutabiliyorsa kafa tuttuğu oranda hak alır. Eğer güçsüzse hakkını alamaz ancak verilenle yetinir. ABD Ortadoğu'da teröre karşı ve terörü önlemek için geldi ama kendisi en büyük terörü uyguluyor, İsrail bir taraftan soykırım yapıyor ama ne onu, İsrail'i önlemeyi düşünüyor ne de kendisi vazgeçiyor. İşte güç, gücün koyduğu kural hukuk budur.

(SÜRECEK)

Evrensel'i Takip Et