07 Haziran 2004 21:00

Hesso Qıc'in sürgünü

Hasan Çakmak, nam-ı diğer Hesso Qıc. Hozat'ın Akpınar (Ağzunik) köyünde doğmuş. 38 Dersim isyanından bu yana sürgünle geçen yılların tanığı. Cumhuriyet Mahallesi'nde Kireç Dağı'nın eteklerinde yaşıyor. Çakmak, sürgünle geçer yıllarını gazetemize anlattı.

Paylaş
Cumhuriyet Mahallesi Kireç Dağı'nın eteklerinde kuruludur. Sonradan yapılmaya başlanan 10-12 katlı yüksek binaların heybetli görüntülerinin arasında kuytuda köşede kalmış yamaçlardan küçük yerleşkeler görünür. Sarı evler, beyaz evler, damlı evler… Bingöllüler, Diyarbakırlılar, Dersimliler, Palulular, Beritanlılar… Bu yerleşim alanları Şeyh Sait isyanının, 38 Dersim isyanının birer ürünüdür. Burada yaşayan yaşlılar direniş ve sürgünlerin canlı birer tanığı olarak torunlarına bu direnişi anlatırlar.

Mağaralarda yaşam Hesso Qıc bu yaşlılardan biri. Hasan Çakmak, nam-ı diğer Hesso Qıc. 1932'de Hozat'ın Akpınar (Ağzunik) köyünde doğmuş. 38 Dersim isyanı gerçekleştiğinde henüz 6 yaşındaymış. Kıyım başladığında 5-6 yetişkin kişiyle köyün dışında davar otlatıyorlarmış. "Bir de baktık ki köyden dumanlar yükseliyor" diyerek anlatmaya başlıyor Hasan Çakmak. Ağzunik'te nüfusun yarısı Ermeni yarısı Zazaymış. Alevi zazası… Köyün direnişçi ağası Mehmet Ali Gangotan hareketten hemen önce öldürülmüş. Kıyımdan kaçıp kurtulabilenler dağlarda, mağaralarda saklanmışlar. Hesso Qıc ve yanındakiler katliamın devam ettiği bir hafta boyunca köyün dışındaki Qırrequm denilen kayalık bölgeye sığınmış. Kıyım bitene kadar köylerinde kendi ektiktikleri bostanlardan hırsız gibi aşırdıkları sebzeleri yiyerek yaşamışlar. "Uzaktan köye baktığımızda çeperlerin üzerinde süngülenmiş hamile kadınların cesetlerini, ölüleri görüyorduk…" diye anlatıyor Çakmak, yaşadıklarını. Sonra kimi Avrupa'ya, kimi Suriye'ye akrabalarının yanına kimi de Elazığ'nın ova köylerine kaçmış. "Bizi hareketten hemen sonra toplayıp Elazığ'a getirdiler. Tren istasyonun penceresiz kara vagonlarına doldurulduk. Babam Hüseyin Çakmak da bu kıyımda öldürüldü."

Bitmeyen sürgün... Çakmak ile annesi kara vagonlarla üç gün süren yolculuktan sonra Uşak'a getirilir. Oradan her aile bir köye dağıtılır. Çakmak ve annesi, Uşak'ın Koca köyüne gönderilir. Çakmak bu köyde 9 yıl boyunca çobanlık yapar. 1947'de sürgün yılları biter. Zorunlu olmadığı halde aileler, kafileler halinde topraklarına dönmeye başlar. Yalnız Dersim'deki arazilerine el konulmuştur. Köylerindeki arazilerine karşılık Elazığ'da ev ve arsa vereceklerini söylemişler. Gelenlerden 90 hane dışında 130 hane bu teklifi kabul eder. Teklifi kabul etmeyen 90 hanelik kafile Kayseri'ye gönderilir. Kalan 130 aile şimdi beyaz evler denilen bu küçük yerleşkede devlet tarafından inşa edilen 60 metrekarelik 3 oda bir salon dairelere yerleştirilir. Elazığ'da kalanlara iş vaat edilir. Yalnızca 10-15 kadar kadın ormaniyeye işçi olarak alınır.Geri kalanlar ne iş bulursa çalışır. En güzel şey... Çakmak, beyaz evlere yerleştikten sonra bir at arabası edinip yük taşımaya başlamış. O sırada orman işçisi kızlardan biriyle evlenmiş: "Başıma gelen en güzel şeylerden biriydi" diyor evliliği için. Hesso Qıc'ın 10 çocuğu olmuş. Çocuklarının her biri başka yerlerde kendilerine bir hayat kurmuşlar. Çakmak, Kore savaşında askermiş. "Kore dediğin birkaç dönüm tarla, gerisi orman. Çok asker öldü, çok insan öldü. Sanki 38'i bir daha gördük, çok üzüldük." Çakmak şimdi, 72 yaşında ve tek gelirleri sadece eşinin emekli maaşı...

ÖNCEKİ HABER

Türk Metal Sendikası Erkunt'ta da sahnede

SONRAKİ HABER

Erdogan BOP'a katıldı bile

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...