21 Mayıs 2004 21:00
'Bu sektörde sigorta olmaz'
Koşak Ayakkabı Fabrikası'nda çalışan işçiler, sigortalarının yapılmasını isteyince patron "Bu sektörde sigorta olmaz" dedi. İşçiler, bu dayatmaya karşı işten ayrılarak dava açtılar.
Mustafa Dikici'ye, "işe başladıktan 15 gün sonra sigorta priminin ödeneceği" sözü verildi. Aradan 13 ay geçmesine karşın bu söz tutulmayınca, Dikici, sigortasının yapılması isteğiyle patronla görüştü. Aldığı yanıt, "Bu sektörde sigorta olmaz" oldu. Dikici'nin çalıştığı Koşak Ayakkabı Fabrikası'nda işçiler, en temel haklarını alamıyor. Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu fabrikada sigortasız çalıştırılıyor, fazla mesailer ödenmiyor. İşçilerin günlük çalışma süresi ortalama 11 saat. "Kriz var, sektör zor durumda" gerekçeleriyle bu şartları dayatan patronlar, diğer yandan yeni makinalar alıp fabrikalarını büyütüyor. Mustafa Dikici, bu dayatmaları kabul etmeyerek, altı arkadaşıyla birlikte, İş Yasası'nın 24/2. maddesine uyarınca işten ayrıldı. İşçiler hizmet tespitlerinin yapılması ve alacaklarının tahsili için İş Mahkemesi'ne de başvurdu. Fabrikada 70 kişinin çalıştığını, sigortalı işçilerin sayısının 30'dan az olduğunu söyleyen işçiler, onların da pirimlerinin eksik yatırıldığını anlatıyor.
Kuralları patron koyuyor Sigortasız çalışmayı kabul etmeyerek işten ayrılan işçilerden Samet Sayın, fabrikada bütün yasaları patron Uğur Abbas Koşak'ın koyduğunu söyledi. Sayın'ın sigorta primi, 2.5 yıllık çalışması süresince sadece 65 gün yatırılmış. Haftada 62 saat çalıştıklarını söyleyen Murat Bülbül ve Arap Uzun isimli işçiler de günde 11 saat çalıştıklarını, işin yoğunluğuna göre bu sürenin 14-15 saate çıktığını, hatta sabahladıklarını, buna karşılık fazla mesai ücreti alamadıklarını belirttiler.
'Niyet kötü değil' İsminin yazılmasını istemeyen Koşak Ayakkabı patronlarından biri, işçilerin söylediklerini kabul etti. Çin mallarının sektörü kötü etkilediğini ve rekabeti zorlaştırdığını söyleyen patron, "Burada 70 işçi çalışıyor. Bunların 40'ı normal işçi, diğerleri ise parça başı ve haftalıkla çalışıyorlar" diyerek, parça başı çalışan işçileri sigortalı yapmak zorunda olmadığını öne sürdü. Sigorta pirimlerinin eksik ödenmesine ilişkin ise şunları dile getirdi: "Gidin bu sektörde ne kadar atölye ve fabrika varsa hepsini tek tek gezin. Bir tek sigortalı işçi bulamazsınız. Hemen yanımızda bulunan Liseli ve Gaye ayakkabıcılıkta da sigorta oranı düşük. Bu bizim kötü niyetli olduğumuzdan değil, sektörün zor şartlarından kaynaklı."
Yetkililer sessiz İşten ayrılan ve dava açan işçilerden Mustafa Ataş ise patronu yalanladı. "Bunu söyleyen patron bir yıl içinde 200 milyarlık yeni makinalar aldı. 2003 yılı içinde, fabrikaya yeni bir idari bina ve bir depo inşa etti. Fabrika kâr etmiyorsa bunlar hangi parayla yapılıyor?" diye soran Ataş, fabrikada kanunsuzluğun hakim olduğunu belirterek, yetkililerin sessizliğinden yakındı.
Kuralları patron koyuyor Sigortasız çalışmayı kabul etmeyerek işten ayrılan işçilerden Samet Sayın, fabrikada bütün yasaları patron Uğur Abbas Koşak'ın koyduğunu söyledi. Sayın'ın sigorta primi, 2.5 yıllık çalışması süresince sadece 65 gün yatırılmış. Haftada 62 saat çalıştıklarını söyleyen Murat Bülbül ve Arap Uzun isimli işçiler de günde 11 saat çalıştıklarını, işin yoğunluğuna göre bu sürenin 14-15 saate çıktığını, hatta sabahladıklarını, buna karşılık fazla mesai ücreti alamadıklarını belirttiler.
'Niyet kötü değil' İsminin yazılmasını istemeyen Koşak Ayakkabı patronlarından biri, işçilerin söylediklerini kabul etti. Çin mallarının sektörü kötü etkilediğini ve rekabeti zorlaştırdığını söyleyen patron, "Burada 70 işçi çalışıyor. Bunların 40'ı normal işçi, diğerleri ise parça başı ve haftalıkla çalışıyorlar" diyerek, parça başı çalışan işçileri sigortalı yapmak zorunda olmadığını öne sürdü. Sigorta pirimlerinin eksik ödenmesine ilişkin ise şunları dile getirdi: "Gidin bu sektörde ne kadar atölye ve fabrika varsa hepsini tek tek gezin. Bir tek sigortalı işçi bulamazsınız. Hemen yanımızda bulunan Liseli ve Gaye ayakkabıcılıkta da sigorta oranı düşük. Bu bizim kötü niyetli olduğumuzdan değil, sektörün zor şartlarından kaynaklı."
Yetkililer sessiz İşten ayrılan ve dava açan işçilerden Mustafa Ataş ise patronu yalanladı. "Bunu söyleyen patron bir yıl içinde 200 milyarlık yeni makinalar aldı. 2003 yılı içinde, fabrikaya yeni bir idari bina ve bir depo inşa etti. Fabrika kâr etmiyorsa bunlar hangi parayla yapılıyor?" diye soran Ataş, fabrikada kanunsuzluğun hakim olduğunu belirterek, yetkililerin sessizliğinden yakındı.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
