15 Mayıs 2004 21:00

Rant hırsına binalar dayanmıyor....

Antalya'da 1973-80 arası belediye başkanlığı yapan Selehattin Tonguç, Özel İdare binasının iki-üç kez mühürlenmesine rağmen, inşaata devam edildiğini 1980 yılına kadar da ruhsatsız olduğunu belirtti.

Paylaş
Ana kolonlarında çökme meydana gelen ve tamamen çökme tehlikesi bulunan 13 katlı Antalya Özel İdare binasındaki çatlakların 6. kata kadar çıktığı tespit edildi. İlk incelemeler sonucu, bina zeminin uygun olmadığı, kullanılan betonun kalitesiz ve demir donatısının da hatalı olduğu belirlendi. Raporun tamamlanmasından sonra bina için yıkım kararının çıkabileceği belirtiliyor.

Mimarlardan uyarı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın talimatı üzerine yapılan araştırma sonucu Antalya'da kamu binalarının yüzde seksenin güvensiz olduğu ortaya çıktı. Özel İdare binasının durumuyla ilgili bir açıklama yapan Mimarlar Odası başkanı Osman Aydın, patlayan kolonun altındaki temelde de çökme meydana geldiğini belirterek, bu olayın diğer kolonlara da zarar verip vermediğinin çok ciddi bir şekilde araştırılması gerektiğini söyledi. Falezler üzerindeki kaymaların geçmişte hazırlanan teknik ve bilimsel raporlarla kanıtlandığına dikkat çeken Aydın, "Bu binanın uygun olmayan bir zeminde yapıldığı ortada. Binanın diğer taraflarında da hasar varsa bu durumda yapılabilecek güçlendirmelerin pek sağlıklı olmadığını dikkate almamız lazım. Kaldı ki çok güçlü bir güçlendirme yapılması gerekiyorsa ortaya çıkacak maliyet böyle bir binanın yeniden inşaasından çok daha pahalıya mal olacaktır. İl Özel İdare binasının yıkılarak kaldırılması Antalya için bir fırsat olabilir. Bununla falezlerin yeniden düzenlenmesinin önüde açılabilir" dedi.

1980'den sonra Antalya'da 1973-80 arası belediye başkanlığı yapan Selehattin Tonguç, Özel İdare binasının iki üç kez mühürlenmesine rağmen, o zaman inşaata devam edildiğini 1980 yılına kadar da ruhsatsız olduğunu belirtti. Tonguç, 1973-74'te göreve geldiğinde Antalya'daki tüm resmi kurum binalarının ruhsatsız olduğunu gördüklerini ifade ederek: "Bu nedenle Ankara ve İstanbul'un yanı sıra Japonya'dan da uzmanlar getirterek incelemeler yaptırdık. Japon uzmanlar, Sarısu'dan Lara'ya kadar olan falez bandında yapılaşmanın sakıncalı olduğunu hatta yeni liman bölgesinde yapılaşmanın da çok tehlikeli olduğunu bildirdiler. Bu yüzden de o dönemde imar planında bu banda inşaat yasağı koyduk" dedi. Yüksek Anıtlar Kurulu'na da başvurarak Falez bandını doğal sit alanı ilan ettirdiklerini söyleyen Tonguç, buna rağmen 1980'den sonra buralar ne hale getirildiğinin ortada olduğunu söyledi. Tonguç ayrıca, o dönemde uzmanların raporları doğrultusunda Özel İdare binası, Valilik Konağı ve valilik binasına da ruhsat vermediklerini kaydetti. Şu an isimlerini sayamayacak kadar çok binanın risk altında olduğunu yineleyen Tonguç, bundan ders alınması gerektiğini söyledi. Antalya'nın kaçak yapılaşma ve betonlaşmasına dayanamayıp kenti terk ettiğini belirten Selahattin Tonguç, "Bu yüzden 20 yıldır köyde yaşıyorum´ dedi.


Başka binalar da var Özel İdare binasının hemen üst tarafında bulunan Güllük Caddesi'ndeki 7 katlı bir binanın da çökme tehlikesi olduğu ortaya çıktı. Binanın yarısının boşaltılmasına rağmen bazı apartman sakinleri binadan çıkmamak için direniyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, ayın 17'sinde tahliye ettirmek için encümen kararı aldıklarını Güllük Caddesi'ndeki apartmanda kolon patlaması olduğunu evleri boşaltmamakta direnenlere sıcak bakmayacaklarını, polis eşliğinde tahliye edeceklerini" söyledi. Evcilmen, yapı denetim firmalarının işlerini gerektiği gibi yapmadıklarını söyleyerek birbirileriyle rekabet etmekten işlerini yapmıyorlar dedi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yasaklı dilin kelime avcısıMukadder Ekrem Sosyolojiden ekonomiye, felsefeden matematiğe Kürtlerin ihtiyaç duyduğu kelimelerin izini sürdü Zana Farqini. Hazırladığı 40 bin kelimelik Türkçe-Kürtçe sözlüğü bitirir bitirmez, daha geniş bir çalışmaya girerek, 131 bin kelimelik bir Kürtçe-Türkçe sözlük hazırladı. Zana Farqini'nin İstanbul Kürt Enstütüsü'nün katkılarıyla yayına hazırladığı sözlük önemli bir boşluğu dolduruyor. Çalışmalarıyla Kürtçe'nin edebiyat ve bilim alanında yetersiz bir dil olduğunu savunanlara da cevap veren Farqini, sorularımızı yanıtladı. - Daha önce 40 bin kelimelik Türkçe-Kürtçe sözlük hazırlamıştınız ve bunun devamının geleceğini söylemiştiniz. Bu çalışma gecikti mi? - Bence, bir gecikme durumu yok. Çünkü yaptığımız geniş kapsamlı bir sözlük çalışmasıydı. Diğeri de üç buçuk yılımı almıştı. O sözlük çıkar çıkmaz hemen buna başladım. İnsanlar bu sözlüğü dört gözle bekliyordu. Fazla gecikme olmasın diye acele de ettik aslında. Başlangıçta amacımız sözlüğü Kürtçe-Türkçe, Türkçe-Kürtçe şeklinde hazırlamaktı. Bizim yapmak istediğimiz daha derli toplu ve geniş kapsamlı bir çalışma. Daha önce yapılmış sözlüklerden farklı, bilimsel ve sözlük hazırlama tekniklerine uygun olmalıydı. Diğer taraftan bütün kelime türlerini de belirtecektik. Bu da çalışmanın uzaması demekti. O yüzden önce Türkçe-Kürtçe sözlüğü hazırladım. Akabinde Kürtçe-Türkçe sözlüğü hazırlama çalışmasına başladım. - Bu sözlük ne kadar sürede hazırlandı? - Bu sözlük, aşağı yukarı 4 yıllık bir çalışmanın ürünü. - Bu çalışmanızı öbüründen ayıran ya da tamamlayan yanları nelerdir? - Öbürü Türkçe-Kürtçe olduğu için, haliyle Türkçe kelimelerin Kürtçe karşılıklarına yer vermiştik. Bunu yaparken de çeviriye asla yönelmedik. Çünkü her dilin farklı anlatım yolları ve kalıpları var. Bir kelime temel ve yan olmak üzere birden fazla anlama sahip olabiliyor. Kürtçe-Türkçe sözlükte de aynı yöntemi izledik. Ayrıca ulaşabildiğimiz, derleyebildiğimiz bütün Kürtçe kelime ve deyimlere bu sözlükte yer verme gayreti içerisinde olduk. - Neden ilkini Kürtçe-Türkçe olarak hazırlamadınız? - Maalesef Kürtler dillerini Türkçe kadar rahat bir şekilde kullanamıyorlar. Türkçe'yle problemleri yok gibi ama Kürtçe'yle var. Tabii eğitim dilleri Türkçe olduğu için Türkçe kelime dağarcıkları daha zengin. Kürtçe'ye gelince, bu durumun tersi söz konusu. Ben Kürtçe basın alanında Welat, Welatê Me, Azadiya Welat'ta uzun süre çalıştım. Öncelikle daha geniş kapsamlı bir Türkçe-Kürtçe sözlüğe ihtiyaç duyulduğunu kendimden biliyorum. İnsanlar daha çok Türkçe'deki kelimelerin Kürtçe karşılıklarını merak edip onları soruyorlardı. Cumhuriyet nedir, aydın ve ya çarpı işareti nedir gibisinden. Psikolojiyle, sosyolojiyle aklınıza gelebilecek bütün bilim dallarıyla ilgili terimlerin Kürtçe'lerini öğrenmek, bu eksikliklerini gidermek istiyorlardı. Bu ihtiyacı acil bulduğumuz için, önce Türkçe-Kürtçe sözlüğü hazırlamaya karar verdik. - Kürtçeye kazandırdığınız bu sözlük aslında Kurmanci lehçesiyle hazırlandı. Ancak buna Kurmanci-Türkçe değil de Kürtçe-Türkçe diyorsunuz. Neden? - Şöyle bir gelenek var; Kurmanci lehçesiyle hazırlanan sözlükler Kurmanci-Almanca, Kurmanci-Rusça vb. olsa bile bu terim tercih edilmemiş. Kürtlerin büyük bir bölümü Kurmanci lehçesini kullanıyor. Öyleki bu lehçeyi kullananlar kendilerine hem Kürt hem de Kurmanc diyor. Biz de bu geleneğe sadık kaldık, buna ters düşmek istemedik. Kapakta isim olarak Kurdî -Tirkî (Kürtçe-Türkçe) tabirini kullanmamıza rağmen, önsözünde bunu önemle belirttik. Bu Kurmancça ve Türkçe sözlüktür diye. Özel olarak Kürtçe'nin diğer lehçelerine ait sözcüklere vermedik. Sadece Güney Kurmanci'den (Soranice) Kurmanci'nin ihtiyaç duyduğu kelimeleri aldık. Bu lehçe diğerleri gibi yasaklanmamış ve ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim ve öğretim dili olmuş. Kurmanci'de olduğu gibi öyle bilimsel terimlerle ilgili problemleri yok. Bu nedenle ihtiyaç hissedilen kelimeler bu lehçeden alındı. - Ödünç aldığınız sözcüklerin yanında yeni türetilmiş sözcükler oldu mu? - Her dilde türetilmiş sözcükler vardır. Bu işin birden fazla yöntemi var. Ödünç kelimeler alınır, anlam kaydırmalar yapılır, türetilir... Şunu rahatlıkla söyleyebilirim biz öyle zorlamaya gitmedik, var olanları aldık. Kürtçe önden, ortadan ve sondan eklemeli bir dildir. Bazı kelimeler türetilirken dilin mantığına uygun olmak durumundadır. Örneğin Türkçe'deki ayakkabıcı sözcüğünü ele alalım. Ayakkabıcı, ayakkabı imal eden midir, satan mıdır, tamir eden midir? Kürtçede bu tanımlamaların her birine karşılık gelen sözcükler var. 'Solker' ayakkabı imal eden, 'solfiroş' satan, 'goşkar' ise tamir edendir. Kısacası müdahaleyi dilin bünyesinde var olan eklerle yaptık. - Atılan ve artık kullanılmayan kelimeler olmuş mudur? - Elbette, hem de çok. Dil canlı bir organizmadır. Sürekli bir değişim halindedir. Hani paranın bir süre kullanıldıktan sonra tedavülden kalkması gibi. Kürtçe'de de böyle birtakım terim ve deyimler kullanılmaz duruma gelmiş. Aslında bir yerlerde canlı duruyorlar ama günlük yaşamda o kelimeleri bulamıyorsunuz. O kelime aslında arayıp da bulamadığınız bir sözcük. Niye bu yok dediğiniz bir sözcüğü, bir bakıyorsunuz bir şarkıda, bir hikayede, masalda, bilmece ve ya atasözünde bulabiliyorsunuz. Sözlü edebiyatta bunlar hâlâ diriliğini koruyor. - Yerel şive ve ağız farklarını nasıl aştınız ve genel olarak nasıl bir metod izlediniz? - Bir dilin sözlüğünün hazırlanabilmesi için, üç temel çalışmanın yapılması gerekiyor: Yazılı eserlerin incelenmesi, sözlü kültürünün derlenmesi ve alan araştırmasının yapılması. Doğrusu biz bu alanlarda yeteri kadar çalışmalar yapamamışız. Elbette anlaşılır sebepleri var...Bu sözlüğü hazırlarken kendimizi bir bölgeyle sınırlamadık. Bölgesel ağız ve şiveler ile bir sözcüğün birden fazla telaffuzu olabiliyor. İşte hangi telaffuzu seçeceksiniz diye bir problem var orta yerde. Biz, yazı dilinde ön plana çıkmış, kabul görmüş formları tercih ettik. Yazılı kültürü ve klasik eserleri inceledik, diğer sözlüklere başvurduk. O deneyimlerden yararlandık. Ki daha önce yapılmış çalışmalar -Celadet Bedirxan geleneği- olmasaydı, bu işin altında kalkmak çok zor olurdu. Bunlarla da yetinmedim elden geldiğince sözcüklerin etimolojik ve morfolojik yapısını inceledim. Onları dilbilim açısından ele alıp değerlendirdik. Bunların şekil itibariyle en doğru olanını tercih ettik. Bu sefer 'bnr' (binêre- bakınız) kısaltmasıyla sözlük kulllanıcıları temel aldığımız kelimeye yönlendirdik. - Kürtçe'nin bilim ve edebiyat alanında yetersiz olduğu söylenegeldi. Çalışmanızın bu türden tartışmalara cevap veren bir yanı olduğunu düşünüyor musunuz? - Türkiye'de ilk kez bu derece kapsamlı sözlükler ortaya çıkıyor. 'Kürtçe aslında 5 bin kelimeliktir. Birçoğu Arapça ve Farsça'dır' diyenlerin olaya art niyetle yaklaştıkları ve bilimsellikten uzak iddiaları ileri sürdürdükleri ortadadır. Bu dille eğitim, öğretim, yayın ve edebiyat yapılmayacağı iddiaları, bilimsellikten uzak, mesnetsiz savlardır. Bu 131 bin madde başı kelimeden oluşan sözlük bütün bunlara güzel bir cevaptır. Bütün dillerde yabancı kökenli kelimeler var. Hangi dilbilimci ortaya çıkıp da işte bu dil, şu dil tamamıyla arıdır diyebilir ki. TDK'nın sözlüğüne bakıldığında bile en az 15 dilden ödünç kelime alınmış. Bütün dillerde olduğu gibi Kürtçe'de de yabancı kökenli kelimeler var. Başka diller için kusur olmayan bir şey neden Kürtçe için kusur olsun? Hele Mezopotamya gibi bir coğrafyada dilde saflığı, arılığı aramak ne kadar doğru bir yaklaşım olur? - Sizin için 'sözcük avcısı' diyorlar, ava devam mı? - Bu, bende bir tutku. Artık bir hastalık durumu. İstesemde bu avcılıktan vazgeçemem herhalde. Bu devam edecek. Sürekli kalemim elimde not alırım. Sadece kelime derlemek değil dilsel çalışmalarımı ölene kadar sürdüreceğim. Zevk alarak yapıyorum. Bir insan bir problemi çözdüğü zaman nasıl mutlu oluyorsa ben de bir kelime bulduğumda ya da onun yapısını çözdüğümde aynı hazı duyuyorum.


Diyarbakır'dan Kardeş Türküler geçti Kardeş Türküler, Diyarbakır Kapalı Spor Salonu'nda konser verdi. Yaklaşık 3 bin kişinin izlediği konserde oturacak yer bulamayanlar, tribünlerden inerek sahne önünde oturdu. Hayranlarına birbirinden güzel Kürtçe, Türkçe ve Ermenice parçalarını seslendiren Kardeş Türküler, hareketli parçalarla herkesi ayağa kaldırdı.

Fazıl Say Diyarbakır'daydı Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, önceki gün Diyarbakır'daydı. "Türkiye yollarında bir virtüöz" projesi kapsamında Diyarbakır'a gelen Say, bu yıl üçüncüsü düzenlenen "Orhan Asena Tiyatro Festivali" kapsamında müzikseverlerle buluştu. Diyarbakır Devlet Tiyatrosun'da verdiği konserle izleyenleri büyüleyen Say, konserden önce bir söyleşiye katıldı.

ÖNCEKİ HABER

Polis dayağı Meclis gündeminde

SONRAKİ HABER

Markalar üniversiteleri mesken tuttu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...