14 Mayıs 2004 21:00

Bekle Akkuyu yine gelebiliriz

Geçenlerde Evrensel'in iç sayfalarında küçük bir haber çıktı:"Nükleer santral geliyor" AKP'lilerin Enerji Bakanı Hilmi Güler'in nükleer santral yapımı konusunuda ihale şartnamesi noktasına gelindiğini söylemiş.

Paylaş
Geçenlerde Evrensel'in iç sayfalarında küçük bir haber çıktı:"Nükleer santral geliyor" AKP'lilerin Enerji Bakanı Hilmi Güler'in nükleer santral yapımı konusunuda ihale şartnamesi noktasına gelindiğini söylemiş. Vallaha bu ülke için dışardan IMF, DB, ABD, AB ve içerden AKP çok iyi çalışıyor. Yalnız ben bu nükleer santral konusunda AKP'lileri peşin peşin kınamak istemiyorum. Çünkü onlar hem müslümandır, hem de Türk. Yani, dindaş ve yurttaşlarının zarar görmesini isteyecek kadar düşüncesiz değillerdir. Bu ülkenin insanlarını çok sevdikleri için, nükleer santrali Meclis'in bahçesine kurdurmak isteyebilirler. Adım gibi eminim, bu ülkenin insanlarının büyük bir çoğunluğu mutluluktan uçar. Açık söyleyeyim, eğer böyle bir karar alırlarsa, ben de yürekten alkışlarım AKP'lileri...

Akkuyu santrali Duyduğuma göre bir takım adamlar nükleer santrali Akkuyu'da kurdurmak istiyorlarmış. 25 km. yakınından fay hattı geçen bir yerde nükleer santral yapacak kadar aptal değillerdir bu adamlar, sanıyorum. Çernobil'in etkilerinin ulaştığı mesafeyi düşünecek olursak, Ankara'nın Akkuyu'dan pek uzak olmadığını görürüz. Bizi boşverin. Bizler, ampulle ortaya çıkanların nükleer sızıntılarıyla zaten "dıttt" (televziyon gibi oldu, kusura bakmayın) yemiş durumdayız. Bizlere nükleer santral patlaması dokunmaz, günümüz Türkiye'sinde yaşadığımız için. Ama ya beyaz Türkler'in durumu?.. Neyse.. Bizim politik ve filmatik ulema sınıfı gibi ileriyi göremeyen (!), geri kalmış(!) batılı ülkelerden birkaç örnek vermek istiyorum, "Akkuyu düşleri" görenlere: Avusturya'nın tek reaktörü, 1978'de, ulusal bir refarandum sonucu hiç işletilmeden kapatıldı... İsveç nükleer enerjiden vazgeçme kararı alıp, 12 reaktöründen ilkini 30 Kasım 1999 günü kapattı... Almanya'da nükleer enerjiden vazgeçme sözü verenler 1998'de iktidara geldiler.... İtalya'da 1987'de yapılan halkoylaması, tüm santrallerin kapatılmasını sağladı... Kanada'da 30 yıldır nükleer santral siparişi yok. 1997'de 7 reaktör kapatıldı... ABD'de, 1973'ten sonra tüm siparişler (Toplam 119 nükleer santral) iptal edildi. 1978'den sonra tek bir sipariş bile verilmedi... Bütün dünyanın aptal, sadece bizimkilerin akıllı olduğunu gösteren örneklerden fazla sözetmeyeceğim... Yalnız biraz da kazalara değinmek istiyorum: Tüm dünyada 450 civarında nükleer santral var. İrili ufaklı 400 kaza hasıraltı edilmiş. Kapatılmayan kazalar da şöyle:Kanada'da 1952'de, ABD'de 1955, 1957,1961,1966, 1979'da, İngiltere'de 1957,1987'de, SSCB'de 1958,1975'te, Rusya'da 1992'de, Yugoslavya'da 1958'de, Fransa'da 1969'da, Japonya'da 1978'de, 1986'da, Brezilya'da 1983'te, İspanya'da 1989'da, G. Kore'de 1999'da ve Türkiye'de 1989 ve 1999'da...

Gelelim Çernobil'e 1986'da bize çook uzak bir yerde, Ukranya'da Çernobil-4 nükleer santralinde kaza oldu. Bizim "şovmen politikacı" larımız, Uzakdoğu'dan getirilen çayları içerek gülücükler dağıtıyorlardı. Sonucunu gördük... Birkaç rakam vereceğim, Çernobil kazasıyla ilgili: 9 milyon kişi kazadan etkilendi, 3 milyon 14 bin kişi radyasyona maruz kaldı,2.5 milyon kişi o alanlarda yaşadı, 800 bin kişi temizlik için görevlendirildi ve 10 yıl içinde 7 bini öldü, 440 bin kişi zorunlu olarak göçettirildi, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından çıkan radyasyona göre etki gücü 200 kat oldu, 2 kent boşaltıldı, radyoaktif kirlenmeye uğrayan alan tam 160 bin kmkare, kazanın bedeli 352 milyar dolar ve tek bir sağlık rakamı: Bölgede tiroid kanserinin artış oranı yüzde 100.

Akkuyu'yu bastık İzmir'e yerleşeli birkaç ay olmuştu. Ağaçkakan dergisi savaşçısı Savaş Emek, "Bülent Ağabey, birkaç gün sonra Akkuyu'yu basmak için yola çıkacağız. Gelir misin?" dedi. 1993'ün martı mıydı,neydi, bir minibüse doluştuk, Alsancak'ta. Haboralar'dan Nesrin, Yağmur ve ben vardık. Bir de Gaston, ki dünyanın en çevre canlısı, insanlar dahil. Çünkü ne denli toprak için zararlı madde varsa yiyordu ve yararlı gübre olarak çıkarıyordu. İki yıl sonra yaşlılıktan dolayı müteveffa oldu...Sabah Antalya'daydık. Antalya'lı çevrecilerle "denize nazır" kahvaltı yaptık. Sonra ver elini Silifke. İstanbul'dan, Ankara'dan, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen yüzlerce kişi vardı. Doluştuk mavnalara ve deniz motorlarına. Biraz çıtkırıldım da olsa, yine Barbaros Hayrettin'in torunlarıydık. Ve denizden girdik Akkuyu'ya. Garibim üç bekçi vardı. Bizi, kalabalığı görünce tüydüler... Haklıydılar.... Bir-iki gün sonra Silifke'de görkemli bir miting yapıldı. Nükleer santralciler lânetlendi. Ve bu lânet 2004'e dek sürdü... Şimdi yine Akkuyu hortladı, hortlattırıldı... Sanırım hemen dibinden fay hattı geçen Akkuyu'ya nükleer santral yaptıracak kadar aptal değildi, AKP'liler...

ÖNCEKİ HABER

Anadolu'da ilk direniş destanı

SONRAKİ HABER

Eurovision'da final günü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa