12 Mayıs 2004 21:00

Çoruh 'gür'lemiyor...

Çoruh Nehri'ne yapılması planlanan barajlar nedeniyle Artvin'de koca bir tarih sular altında kalacak. Çoruh, Artvin'in eski adı. Barajlarla, Çoruh'un gür sesi fısıltıya dönecek. Artvinliler yapımına başlanan barajlara karşı çıkıyorlar.

Paylaş
En küçük otlarını bile kopardığında ertesi gün onlarcasıyla yeniden yeşeren bir doğaya sahip Karadeniz. Deli denizi, coşkun nehirleri; doğayı bozacak sahil yollarına izin vermedi. Karadeniz, inadıyla, hırçınlığıyla, yok olmaya karşı savaş verdi. Karadeniz'in en doğusu Artvin, bu kez Çoruh nehrinde yapımına başlanan barajlar nedeniyle su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Barajlar; Artvin'in Yusufeli İlçesi'ni tamamen "bitirecek", işsizlikten doğan göçü artıracak, eşsiz doğasını yok ederken, tarihi varlıkları da su altında bırakacak. Halfeti, Munzur, Hasankeyf gibi yerlerle, aynı kaderi paylaşan Çoruh'un tek farkı ise gündemde olamaması. Karadenizlilerin yaşamı, kültürü, geçimlerinin can damarı olan Çoruh'un yıkımı, baraj inşaatları eşliğinde seyrediliyor. Çoruh nehri, Türkiye'nin en kısa nehirlerinden olmasına karşın dünyanın en hızlı akan ve en yüksek debisine sahip nehirlerinden. Karadenizli yaşlılar bu yüzden, bahar aylarında Çoruh'tan uzak durmak gerektiğini tembihlerler.

Dağlardan inatçı Doğu Anadolu illerini, Karadeniz illerine bağlayan yollar da Çoruh'tan geçiyor. Barajlardan sonra 400 kilometre uzunluğundaki ulaşım ağı tüm yan yollarıyla ortadan kalkacak. Çoruh'un rengi, diğer nehirlerin maviliği aksine, kahverengi. 50 yıl öncesine kadar maviliğini koruyan nehrin bugün bu renge bürünmesinin nedeni ise ağaç kaybından dolayı toprağı daha rahat taşıyabilmesi. Oluşturduğu deltalar, en verimli alanlar. Çoruh, jeolojik yapısıyla doğal bir labaratuar işlevi de görüyor. Son yıllarda rafting turizmine açıldı. Okyanus iklimine sahip olan Çoruh'un çevresi, vadi tabanında Akdeniz iklimine dönüşerek, Karadeniz'in aksine farklı ürünlerin de yetişmesine zemin hazırlıyor. Pirinç ekimiyle uğraşan köylüler, "İstanbul'u verseler, bir tek bağımı vermem" diyorlar.

Yine göç Çoruh kanyonu da barajların ardından su altında kalacak. Büyük çoğunluğu araştırılmamış, koruma altına alınmamış olan tarihi kalıntılar da kaybolma tehlikesi altında. Çoruh Vadisi Karadeniz'den itibaren bir koridor açarak, hava akımı oluşturur; bu bir klima etkisi yaratır. Barajlarla birlikte bu etki ortadan kalkacak ve birçok endemik bitki türü yok olacak. 6 bin nüfuslu Yusufeli İlçesi tamamen su altında kalırken, 15 bin insan göç edecek. Bu insanların nereye yerleştirilecekleri konusunda ise bir karar yok. Artvin'in toplam arazisinin yüzde 5'i kullanılabilir tarım arazisi iken barajlar nedeniyle bunun yüzde 25'i yok olacak. Artvinlilerin ortalama 1-1.5 dönüm arasında değişen arazileri var. Ekilebilecek alanların istimlak edilmesiyle, Artvinlilerin eline "Karşıdaki yolu geçip başka yere götürmeyecek" miktarda bir para geçecek.

İnşaatlar başladı Deriner barajının yapımına, 1998'de başlandı. 2006'da bitirilmesi planlanan baraj inşaatı yakın bir zaman önce "bilinmeyen bir nedenden dolayı" durduruldu. 1999'da Muratlı ve Borçka barajları inşaatı başladı. Muratlı ve Borçka barajlarının en önemli etkilerinden biri iklim ve bitki örtüsü üzerinde yaratacağı değişim. Deriner Barajı ise Artvin'in eteklerinde başlıyor ve birçok köyü etkiliyor. Bu barajdan sonra da 7 köy su altında kalacak. Sadece inşaat halindeki barajlar, Salkımlı (Tolgun) köyünden geriye sadece birkaç ev bıraktı. İlk barajın oluşturduğu baraj gölünün bittiği yerde ikinci baraj, ikinci baraj gölünün bitiminde de üçüncü baraj gibi, içi su dolu dev basamakları hatırlatan bir merdiven olacak. Çoruh Nehri adeta yedi sekiz basamaklı barajlar merdivenine dönüşecek. Orada elektrik enerjisi elde edilecek; ancak akan suyun bu hale gelmesinin getireceği ekolojik dengesizliğin sonuçları, vereceği zarar barajın getireceği yararla denkleştirildiğinde hangisinin ağır basacağı ise önümüzdeki günlerde görülecek.
Ne dediler?

Devlet Artvin'e borçlu

Özgür Kalın- Koordinatör Artvin kültürü, yaşamı üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, "Çoruh Artık Durgun Akacak" adlı belgeselin genel koordinatörü ve metin yazarı Özgür Kalın şunları söyledi. "Artvin bugün yaşattığı ve yarattığı değerlerle doğası insanı ve kültürüyle dünyanın ender ve bakir bölgelerindendir, Artvin'deki değişim bir yıkıma dönüşmemeli ve sahip çıkılmalı, korunmalı ve geleceğe aktarılmalıdır. Devlet Artvin'e borçludur.

Bilinmeyen bir yoldayız

Emin Özgün- Artvin Belediye Başkanı Türkiye'nin bir enerji politikası olmamasından kaynaklı plansız-programsız faaliyetler içine giriliyor. Barajlarda üretilecek enerjinin nerede kullanılacağı bile bilinmiyor. Artvin'i, yerel yönetim olarak, barajdan önce ve sonrasına hazırlamaya çalışıyoruz. Bizim de işimizi zorlaştırıyorlar. Şu anda yol yok, ilçelerle ilişkiler kesik, esnaf şikayetçi. Bilinmeyen bir yoldayız. Buraya 1 milyar doların üzerinde para harcandı. Rezillik diz boyu. İşsizlik var. Artvinli tepki gösterse ne olacak?

Bari Yusufeli Kurtarılsın

Rasim Yılmaz- Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Artvin'deki barajların yapımının durdurulması artık mümkün değil, ancak Yusufeli Barajı'ndan vazgeçilerek, orası kurtarılabilir. Barajlardan sonra yeni üretim ilişkileri ve yeni bir kültür ortaya çıkacak. Şu ana kadar pirinç eken su ürünlerine dönmüş olacak. Pirinç eken orada olacak mı, sorunu da var. Kırk yılda yapılan yollar da, barajlardan dolayı kısa sürede yıkıldı. Yol sorunu çözülmeden bu çalışmalara girişilmemeliydi. Planlı programlı hareket edilmeliydi."

ÖNCEKİ HABER

Manisa'da sözleşme imzalandı

SONRAKİ HABER

Gizli toplama kampları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...