12 Mayıs 2004 21:00

Kütahya Porselen'de işçi kıyımı

Dünyaca ünlü Kütahya Porselen Fabrikası'nda bir hafta içinde Çimse-İş Sendikası üyesi 164 işçi işten atıldı.

Paylaş
Dünyaca ünlü Kütahya Porselen Fabrikası'nda bir hafta içinde Çimse-İş Sendikası üyesi 164 işçi işten atıldı. Taşeron firmanın anlaşmasının sona erdiği gerekçesini ileri sürülerek gerçekleştirilen işten atmalarla sendikalaşma engellenmeye çalışılırken, işçiler Kütahya İş Mahkemesi'nde işe iade davası açtı. Çimse-İş Sendikası, Kütahya Porselen'de 2001 yılına kadar yetkiliydi. Bu yıl sendikalı işçilerin işten atılmasıyla yetkisi düşürüldü. İş Güvencesi Yasası'nın çıkarılmasının ardından ise sendika Kütahya Porselen'de yeniden örgütlenme çalışması başlattı. Yaklaşık 2.5 aylık bir çalışma sonucu 2 bin işçinin 1100'ü sendikaya üye oldu. Sendikalaşmayı duyan patron, 3 Mayıs'ta sendika üyesi 133 işçiyi işten attı. Bu rakam bir süre sonra 164'e çıktı. Gazetemize açıklama yapan Çimse-İş Kütahya Şube Başkanı Ramazan Şafak, patronun üyelerine "Sendikadan istifa edin, etmezseniz iş akitleriniz fesholur" tehtidinde bulunduğunu, istifa etmemeleri üzerine de işten atmaların başladığını ifade etti. Patronun 2 Mayıs'ta yerel televizyona yaptığı açıklamada "Sadece fincan torna bölümünü kapattıklarını" söyleyerek kamuoyunu yanılttığını belirten Şafak, işten atılanların her bölümden ve sendikalı işçiler olduğunu anlattı. Fabrikada çalışan taşeron işçilere üç ayda bir giriş çıkış yaptırılarak kıdem tazminatı hakları ellerinden alınıyor. Atılan işçilerden, fabrika numunecisi İlyas Gevrek, "Bir insan, bir işçi gibi değil; bir köpek, bir köle gibi çalıştırıldıklarını" söyledi. Hakarete ve küfre maruz kaldıklarını anlatan Gevrek, sendikalı işçilerin işten atılması üzerine patronun "haşereleri temizledik" şeklinde açıklamada bulunduğunu belirtti. İlyas Gevrek fabrika içinde yaşananları şöyle anlattı: "Herhangi bir kâğıda imza atmamız isteniyor. Kâğıtta yazanları okumak istediğimizde 'Ya imzayı at ya da defol git' diyorlar. Çaresiz imzayı atıyoruz. Fazla mesailerimiz bordrolara yansımıyor. Gerek sendikalı gerek taşeron arkadaşlarımıza hafta sonu tatillerinde zorunlu mesai yaptırılıyor. Yasalarca 2 milyon 820 bin lira ödenmesi gerekirken 1 milyon 300 bin lira veriliyor. Hafta sonu tatili neredeyse hiç kullanılmıyor ve mesai farkları ödenmiyor. Hamile bayanlar doktor kontrolü için izin istediğinde 'Senin yerine kocan gitsin' diyerek izin vermiyorlar."

ÖNCEKİ HABER

Telekom'u satmak için
   her yolu deniyorlar

SONRAKİ HABER

Akdağ, hemşirelerle yüzleşemedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...