6 Mayıs 2004 21:00
Tarihle küçük bir hesaplaşma
Iskandinav ülkeleri, Nazi Almanyasi'nın genişleme planları içinde 'en kolay lokma' oldular. Bugün 'demokratik yönetimleri' ve gelir düzeyleri ile 'örnek ülkeler' olarak gösterilen bu ülkelerin Nazi ordusuyla geçmişi hâlâ tartişma konusu.
Zira kimi rivayetlere göre 'ari' ırka ait insanların yaşadığı bu ülkeler de Naziler fazla da zorluk çekmediler.
İsveçli yönetmen Mikael Hafström, bu yıl ülkesi adına Yabancı Film dalında Oscar adayı olan filmi "Şeltana Karşi" ile bugün sinemalarımıza konuk oluyor ve İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ülkesine dair bir iç hesaplaşmaya girişiyor.
Haftanın en iyisi Hemen belirtmek gerekiyor, "Şeytana Karşi" hikâyesinin sağlamlığı ve oyuncularının güclü performansıyla haftanın en iyi yapıtı. Hikâyenin sağlamlığı kuşkusuz uyarlandığı, Jan Guillou'nun 1982 basımlı otobiyografik romanı "Ondskan"ın başarısından kaynaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası İsveç'teyiz. Gerçek babasını kaybeden; annesi ve üvey babasıyla birlikte yaşayan Erik Ponti 'uyumsuz' bir genç. Bir yandan üvey babasının şiddet içeren terbiye yöntemleri, diğer yandan okuluyla yaşadığı problemler onun kendini şiddet kullanarak ifade etmesine neden oluyor. Okuluyla problem çıkınca, annesi tarafından ülkenin en katı kurallarla yönetilen yatılı okullarından birisine gönderilen Erik için hayat burada yeniden başlıyor. Aslında filminde tam olarak burada başladığı söylenebilir. Zira yönetmen Hafström, aristokratların ve burjuvaların çocuklarının gittiği bu okulu bir devlet mekanizması gibi tasarlıyor ve ona göre örgütlüyor. Son derece katı kurallarla yönetilen okulun üst sınıflarının oluşturduğu bir kurul diğerleriyle ilgili bütün kararları verme yetkisine sahip. Bu da 'disiplin' adına yapılıyor ve adına 'takım ruhu' deniyor. Filmin kırılma noktalarından birisi de bu. Erik, bir yandan okulunu bitirme; diğer yandan da dayatılan kurallara boyun eğmemek zorunda kalıyor.
Taktik mücadelesi Yıl sonuna kadar okulun yönetici gençleri ile Erik arasında 'taktik mücadelesi' şeklinde geçen hikâyenin seyirciyi sürükledigini belirtmek gerek. Erik, nerede saldirip, nerede geri çekilmesi gerektigini zamanla ögreniyor. Erik'in müdahaleleriyle otoriteleri sarsılan yöneticilerin zulmu her geçen gün daha da artıyor. "Şeytana Karşi", İsveç egemenlerinin Nazilere 'uyum'na ağır bir eleştiri aynı zamanda. Açıkça faşist bir örgütlenme olarak düzenlenen okul ve bu okulun aristokratlardan, burjuvalardan kurulu egemenleri seyirciyi rahatsız edici bir biçimde aktarılırken; Erik'in asabiyetten bilimsel ve 'hukuksal' bir yöne doğru evrilen mücadelesi zevkle izleniyor. Öte yandan yönetmenin, okulun durumundan rahatsız olan sosyal demokratların 'uzlaşmaci' yanlarını da göstermekte başarılı olduğu söylenmeli. Filmde fazlaca mekan kullanılmasa da, kostümlerin, dekorların ve en önemlisi de müziklerin dönemin atmosferini ve 'asi' ruhunu yansıttığını belirtmekte yarar var. Erik'in okul üniforması dışında giydiği kıyafetlerin biraz Asi Gençlik'deki James Dean'ı, biraz da Rihtımlar Üzerinde'ki Marlon Brando'yu çağrıştırdığını ekleyelim. Genç oyuncu Andreas Wilson'un performansıyla göz doldurduğu çalışma; haftanın en iyi filmi olarak dikkat çekerken, İsveç'e ait bir öyküyü evrenselleştirme başarisini da yakalamiş. Hatta bu başari yönetmen Mikael Hafström'e Hollywood yollarıda açmış.
Şeytana Karşı; Orjinal Adı: Ondskan; Yönetmen: Mikael Hafström; Oyuncular: Andreas Wilson, Hendrik Lundström, Gustaf Skarsgard, Jesper Salén, Marie Richardson, Joban Rabaeus, Linda Gylenberg; Senaryo: Jan Guillou-Hans Gunnarsson; Müzik: Francis Shaw; Yapım Yeri: İsveç; Yapım Yılı: 2003; Dağıtım: 1 Film
Haftanın en iyisi Hemen belirtmek gerekiyor, "Şeytana Karşi" hikâyesinin sağlamlığı ve oyuncularının güclü performansıyla haftanın en iyi yapıtı. Hikâyenin sağlamlığı kuşkusuz uyarlandığı, Jan Guillou'nun 1982 basımlı otobiyografik romanı "Ondskan"ın başarısından kaynaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası İsveç'teyiz. Gerçek babasını kaybeden; annesi ve üvey babasıyla birlikte yaşayan Erik Ponti 'uyumsuz' bir genç. Bir yandan üvey babasının şiddet içeren terbiye yöntemleri, diğer yandan okuluyla yaşadığı problemler onun kendini şiddet kullanarak ifade etmesine neden oluyor. Okuluyla problem çıkınca, annesi tarafından ülkenin en katı kurallarla yönetilen yatılı okullarından birisine gönderilen Erik için hayat burada yeniden başlıyor. Aslında filminde tam olarak burada başladığı söylenebilir. Zira yönetmen Hafström, aristokratların ve burjuvaların çocuklarının gittiği bu okulu bir devlet mekanizması gibi tasarlıyor ve ona göre örgütlüyor. Son derece katı kurallarla yönetilen okulun üst sınıflarının oluşturduğu bir kurul diğerleriyle ilgili bütün kararları verme yetkisine sahip. Bu da 'disiplin' adına yapılıyor ve adına 'takım ruhu' deniyor. Filmin kırılma noktalarından birisi de bu. Erik, bir yandan okulunu bitirme; diğer yandan da dayatılan kurallara boyun eğmemek zorunda kalıyor.
Taktik mücadelesi Yıl sonuna kadar okulun yönetici gençleri ile Erik arasında 'taktik mücadelesi' şeklinde geçen hikâyenin seyirciyi sürükledigini belirtmek gerek. Erik, nerede saldirip, nerede geri çekilmesi gerektigini zamanla ögreniyor. Erik'in müdahaleleriyle otoriteleri sarsılan yöneticilerin zulmu her geçen gün daha da artıyor. "Şeytana Karşi", İsveç egemenlerinin Nazilere 'uyum'na ağır bir eleştiri aynı zamanda. Açıkça faşist bir örgütlenme olarak düzenlenen okul ve bu okulun aristokratlardan, burjuvalardan kurulu egemenleri seyirciyi rahatsız edici bir biçimde aktarılırken; Erik'in asabiyetten bilimsel ve 'hukuksal' bir yöne doğru evrilen mücadelesi zevkle izleniyor. Öte yandan yönetmenin, okulun durumundan rahatsız olan sosyal demokratların 'uzlaşmaci' yanlarını da göstermekte başarılı olduğu söylenmeli. Filmde fazlaca mekan kullanılmasa da, kostümlerin, dekorların ve en önemlisi de müziklerin dönemin atmosferini ve 'asi' ruhunu yansıttığını belirtmekte yarar var. Erik'in okul üniforması dışında giydiği kıyafetlerin biraz Asi Gençlik'deki James Dean'ı, biraz da Rihtımlar Üzerinde'ki Marlon Brando'yu çağrıştırdığını ekleyelim. Genç oyuncu Andreas Wilson'un performansıyla göz doldurduğu çalışma; haftanın en iyi filmi olarak dikkat çekerken, İsveç'e ait bir öyküyü evrenselleştirme başarisini da yakalamiş. Hatta bu başari yönetmen Mikael Hafström'e Hollywood yollarıda açmış.
Şeytana Karşı; Orjinal Adı: Ondskan; Yönetmen: Mikael Hafström; Oyuncular: Andreas Wilson, Hendrik Lundström, Gustaf Skarsgard, Jesper Salén, Marie Richardson, Joban Rabaeus, Linda Gylenberg; Senaryo: Jan Guillou-Hans Gunnarsson; Müzik: Francis Shaw; Yapım Yeri: İsveç; Yapım Yılı: 2003; Dağıtım: 1 Film
Evrensel'i Takip Et