04 Mayıs 2004 21:00

Denizler'in ruhuyla Dolmabahçe'ye...

NATO ve Bush Karşıtı Birlik, NATO karşıtı kampanyanın meşalesini, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmelerinin yıldönümü olan yarın, Dolmabahçe'de yapacağı eylemle yakacak.

Paylaş
Yüzü aşkın örgütün oluşturduğu NATO ve Bush Karşıtı Birlik, 6 Mayıs'ta Dolmabahçe'de yapacağı eylemle NATO karşıtı kampanyanın meşalesini yakacak. Eylemin 6 Mayıs'ta yapılması, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam edildiği tarih olması açısından da ayrı bir anlama sahip. 68 gençlik hareketenin önemli eylemlerinden birinin gerçekleştildiği 6. Filo askerlerinin denize döküldüğü Dolmabahçe'de yapılacak eylem öncesi Birlik içinde yer alan gençlik örgütleri gençliğe "Deniz'lerin ruhuyla Dolmabahçe'ye çıkma" çağrısı yaptı.

Şevket Akyol (Emek Gençliği Merkezi Gençlik Yöneticisi) 32 yıl önce dönemin gençlik hareketini sindirmek için Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı idam edenlerin unuttukları birşey vardı. Türkiye gençliği, Denizler'in kararlılığı, militanlığı ve cesaretinden birçok şey öğrenerek halkların kardeşliği mücadelesinde olacaklardı. Bunun için Deniz'lerin idam edildikleri tarih olan 6 Mayıs'ta, 68 gençliğinin 6. Filo askerlerini denize döktükleri yer olan Dolmabahçe'de NATO karşıtı eylem yapılması önemli. NATO zirvesinde Ortadoğu halklarına yeni saldırılar konuşulacaktır. Denizlerin idam sehpasında attıkları halkların kardeşliği sloganını hayata geçirmek için Türkiye gençliği NATO zirvesine katılanların kalacakları yerleri cehenneme çevireceklerdir. Bu doğrultuda Türkiyenin her yerinde NATO karşıtı eylemler ve Deniz'leri anma etkinlikleri düzenliyoruz. Ve bir kez daha Deniz'lerin yolunda olduğumuzu ilan ediyoruz. Bütün gençleri Deniz'lerin ruhuyla Dolmabahçe'de yapılacak eyleme çağırıyoruz.

Gökhan Taşyakan (Sosyalist Demokrasi Gençliği MYK Üyesi) Bugün Büyük Ortadoğu Projesi'yle (BOP) birlikte Ortadoğu'da ABD'nin Irak işgali tam bir kanlı maceraya dönüşürken, ABD emreyalizmi ve İsrail siyonizminin sınır tanımıyan şiddet operasyonları devam ediyor. AKP Hükümeti ise BOP içerisinde merkezi rol alma isteğiyle işbirlikçi politikalar geliştiriyor. Bir yandan işçi sınıfı ve emeçiklere saldırılarını yoğunlaştıran AKP Hükümeti diğer yandan gençliği kuşatma altına almış durumda. İstanbul'da yapılacak olan NATO zirvesiyle AKP bir tarihle hesaplaşıyor. Deniz'lerin Mahir'lerin mücadeleci geleneğinin hesaplaşması. Bu açıdan 6 Mayıs eylemleri zirvenin yaklaştığı bu günlerde oldukça anlamlı. NATO ve ABD uşaklığına karşı 'Deniz olunmalı' şiarıyla katılacağımız Dolmabahçe eylemi gelenekten geleceğe bir köprü oluşturma anlamı taşıyor. NATO'ya karşı birleşmenin ilk kürsüsü olacak olan 6 Mayıs'ta Dolmabahçe'ye.

Rüya Kurtuluş (Öğrenci Koordinasyonu'ndan) 6 Mayıs'ta NATO ve Bush Karşıtı Birlik'in düzenlediği eylem bir nevi NATO zirvesine hazırlık eylemi. Deniz'lerin ruhuyla antiemperyalist mücadelenin yürütülmesini önemsiyoruz. Zirve öncesi bu eylemlere gençliğin katılımını artırmaya çalışıyoruz. 68 gençliğinin kitlesel mücadelesini örnek alarak üniversite gençliğinin NATO karşıtı eylemlere katılmasını sağlamak için çaba sarf ediyoruz. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


İmam hatip yasası! AKP Hükümeti, tüm tepkilere karşın, aralarında imam hatiplerin de bulunduğu meslek liselerinin önünü açan 11 maddelik yükseköğretim yasa tasarısını dün TBMM'ye sevketti. Meslek lisesi mezunları ile genel lise mezunlarına üniversiteye girişte eşit katsayı uygulamasını içeren tasarı yürürlüğe girdiğinde YÖK Başkanı ve üyelerinin görev süresi sona erecek, ancak mevcut yöneticiler yeni seçime kadar yerlerinden edilmeyecek. Hükümet yeni sistemi ÖSS'ye yetiştirmeye çalışacak. Köklü değişiklikler ise önümüzdeki günlerde Anayasa değişikliği ile birlikte yapılacak. Tasarı, 6 Mayıs Perşembe günü TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacak.

Çelik'in açıklamaları Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, dün, Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sevkedilen 11 maddelik yükseköğretim yasa taslağına ilişkin bilgi vermek amacıyla MEB Başöğretmen Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Çelik, Anayasa'nın yükseköğretime ilişkin maddelerinin değiştirilmesinin uygun bir zamanda TBMM gündemine getirileceğini ve "köklü reformun ondan sonra gerçekleştireceklerini" kaydetti. Çelik, dekanlık, rektörlük seçimleri gibi "tartışmalı" konuların bu tasarıda yer almadığını, onlara ilişkin kapsamlı düzenlemenin daha sonra yapılacağını bildirdi. Anayasa'nın 130 ve 131.maddelerinde değişiklik yapılmadan "üniversitelerde köklü bir reform sağlamanın" mümkün olmadığını savunan Çelik, yasa taslağı hazırlığı sırasında YÖK ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) ile ortak çalışmalar yürütüldüğünü iddia etti. Çelik, bu süreçte ÜAK Başkanı Prof. Dr. Ayhan Alkış ve bazı rektörlerin geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret ettiğini anımsattı. Çelik, bu görüşmeden sonra "daha kapsamlı bir taslağın hazırlanmasının daha uygun olacağı" görüşüne varıldığını kaydederek, bu yüzden yalnız 11 maddede değişiklik öngören tasarının meclis'e sunulduğunu bildirdi. Tasfiye mi? Bir gazetecinin, "Çelik'in, tasarının, kamuoyunda 'imam hatip tasarısı' olarak adlandırılmasını" eleştiren sözlerine ilişkin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da seçim meydanlarında benzer ifadeleri bulunduğunu" kaydederek, "1,5-2 senedir bu taslak bekleniyor. Ancak YÖK ve meslek liselerinin öne çıktığı 11 maddelik bir sonuç çıktı. Sizce bu Yükseköğretimi tasfiye yasası mı?" diye sorması üzerine Çelik şöyle konuştu: "Başbakan hiçbir zaman seçim meydanlarında meseleyi imam hatip ekseninde tartışmadı. Tasfiye yasası değildir. ÜAK ve Cumhurbaşkanlığı kontenjanındaki üyeler yeniden seçilebilir." Tasarının imam hatip yasası olarak ele alınmasının yanlış olacağını savunan Çelik, değişikliğin ÖSS'ye yetişebileceğini söyledi.

Yeni sistem Üniversiteye girişle ilgili sistemdeki düzenlemeye göre, yüksek öğretim programları sözel, sayısal ve eşit ağırlık olmak üzere 3 puan türünde toplanacak. Tasarıda, öğrencilerin, üniversiteye girişte puan hesaplama yöntemi şöyle anlatıldı: "Herhangi bir genel veya mesleki orta öğretim kurumu mezunu, ÖSS'de ortaöğretimdeki kendi program alan ve bölümünü tercih ederse hesaplanacak ortaöğretim başarı puanı 0.8 katsayısı ile çarpılır. Ortaöğretim program-alan/kol-bölümü sözel olan öğrenciler eşit ağırlığa dayalı bir yükseköğretim programını tercih ederlerse ortaöğretim başarı puanı 0.6 katsayı ile sayısala dayalı bir yükseköğretim programını tercih ederse 0.45 katsayısı ile çarpılır. Eşit ağırlık öğrencileri, sözel ya da sayısala dayalı bir yüksek öğretim programını tercih ederse orta öğretim başarı puanı 0.6 ile çarpılır. Sayısal öğrenciler eşit ağırlığa dayalı bir yükseköğretim programını tercih ederse, ortaöğretim başarı puanı 0.6, sözele dayalı bir yükseköğretim programını tercih ederse 0.45 ile çarpılır."

Erdoğan: Germeyelim Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan ise TBMM'ye sevkedilen YÖK Yasa Tasarısı'nı yönelik eleştirileri yanıtlarken de "Lütfen kimse, bu konuda ülkeyi germenin gayreti içine girmesin. Hükümetimiz, sadece sorunlara çözüm üreten hükümettir" dedi.


Tasarıda NELER var? Çelik 11 maddelik tasarıdaki değişiklikleri şöyle sıraladı:
  • YÖK yürütme ve genel kurulu birleştirilerek tek kurul haline getirildi ve 22 olan üye sayısı 16'ya düşürüldü. Yükseköğretim Kurulu, şu anda 7 ÜAK, 7 Cumhurbaşkanlığı, 7 Bakanlar Kurulu ve 1 Genelkurmay üyesi olmak üzere 22 üyeden oluşuyor. Tasarının yasalaşması halinde kurulda, 6 ÜAK, 6 Cumhurbaşkanlığı, 6 Bakanlar Kurulu ve 1 Genelkurmay temsilcisi yer alacak.
  • Üniversitelerden devletin diğer kurumlarına geçişte özlük haklarıyla ilgili düzenleme getirildi.
  • Üniversiteye giriş yeniden belirlendi.
  • Araştırma-öğretim elemanı ve patent hakkı getirildi.
  • Öğrenci örgütleri yasal hale getirildi.
  • Akademik değerlendirme ve akredizasyon getirildi.
  • Sosyal konsey kurulması fikri gerçekleştiriliyor.
  • Özel statülü üniversitelerin yönetimi ile ilgili düzenleme yapıldı.
  • Yardımcı doçentlerin durumu düzenlendi.

    src=/resim/b1.gif width=5>
    Başa dön


    Sağlıklı çalışmak istiyorlar İSES üyeleri, hastanelerde radyoloji ve radyomla bölümlerinde günlük çalışma süresinin uzatılmak istenmesine tepki gösterdiler. Sağlık çalışanları, bu bölümlerde rasyasyon riski altında çalışıldığına dikkat çektiler. SES İstanbul Şubeleri'nin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bahçesinde düzenlediği eylemde konuşan Aksaray Şube Yöneticisi Hüseyin Fidanboy, Sağlık Bakanlığı'nın nizamnamenin 21. maddesinde yer alan "Rötgen ve radyom ile daimi olarak günde 5 saatten fazla çalışamaz" ve 22. maddesinde yer alan "Hastanelerde rötgen ve radyom ile tam müddetle (günde 5 saat) çalışan kimseler başka bölümlerde çalıştırılamaz" ibarelerinin değiştirilmek istendiğini belirtti. Risk altında bulunan bu bölümlerdeki çalışma süresinin günlük 8 saate çıkarılmak istendiğini söyleyen Fidanboy, "Çalışanların radyasyondan korunma koşulları eksiksiz yerine getirilmiş midir? Kullanılan cihazlar dünya standartlarına uygun mu? Çalışan personelin sağlık kontrolü periyodik olarak yapılıyor mu?" sorularının yanıtlanmasını istedi. Sağlık Bakanlığı'nı bu hazırlıktan vazgeçmeye çağıran Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli de radyasyon ve bulaşıcı hastalıklara bakan bölümler için meslek hastalıkları ve iş kazaları sigortasının çıkarılmasını, hizmet zammı verilmesini ve meslek hpastalıklarına ilişkin inceleme başlatılmasını istedi.

    src=/resim/b1.gif width=5>
    Başa dön


    İhd'ye Üye olmak
        topluma yararlı değilmiş!Ramazan Oktay Siirt'te öğretmenlik yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Şahin Kayıkçı hakkında 1984 yılında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan "Kamuya Yararlı Dernekler" genelgesine dayanılarak soruşturma başlatıldı. MEB Müfettişleri tarafından İHD'ye üye olduğu için istifaya zorlanan Kayıkçı, istifa etmezse disiplin cezası verilecek. 10 yıldır öğretmenlik yapan ve 6 yıl önce İHD'ye üye olan Şahin Kayıkçı hakkında, MEB'in 1984 yılında kendisine bağlı çalışanlarına yönelik olarak yayımladığı "Üye olabilecekleri kamuya yararlı dernekler" genelgesine dayanılarak soruşturma başlatıldı. Söz konusu genelge yayımlandığında İHD'nin henüz kurulmadığını dolayısıyla bakanlığın "Topluma yararlı dernekler" listesinde yer almadığını hatırlatan Kayıkçı, 20 yıl önce yayımlanan bir genelgeye göre hareket edilmesinin anlamsız olduğunu dile getirdi. İHD'den istifa etmeyeceğini belirten Kayıkçı, "Bu doğru bir uygulama değil. İHD'den kesinlikle istifa etmeyeceğim. Ben İHD'nin topluma yararlı bir dernek olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

    Açıklama yapmadılar İHD Adıyaman şube başkanın da yıllardır öğretmenlik göreviyle birlikte şube başkanlığı görevini yürütüğünü hatırlatın Kayıkçı, soruşturmanın keyfi olduğunu söyledi. Kayıkçı, "AB'ye giriş sürecinde bu gibi durumların yaşanması üzücüdür" dedi. Bu arada konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz Siirt İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, "memur" oldukları için açıklama yapamayacaklarını söylediler.

    İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül:
        GENELGE GEÇERLİ DEĞİL Kamu yararına çalışan dernek statüsünü kazanmak için dernekler kanunu belirli koşulları arıyor. Bu koşulları taşıdığını düşünen dernekler, Bakanlar Kurulu'na başvuruyorlar ve bu statüyü kazanmak istiyorlar. İHD o koşulları taşıyor olmakla birlikte biz başvuruda bulunmadık. Başvuruda bulunmayıda düşünmüyoruz. Bu statüdeki dernekler yardım ve vergi indirimlerinden yararlanıyorlar. Bu çerçevede devlet memurlarının hangi derneklere üye olacaklarına ilişkin her bakanlık çeşitli tarihlerde genelge yayınlıyor -Kültür Bakanlığı
  • ÖNCEKİ HABER

    'Soygunun önü açılıyor'

    SONRAKİ HABER

    İmam hatip yasası!

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...