28 Nisan 2004 21:00

Yeni dönemin 1 Mayıs'ı

1 Mayıs'ın referandum sonrasında ortak olarak kutlanması çok önemli. Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk şovenizminin tırmandırılması için referandum sonuçları kullanılmak istenebilir.

Paylaş
Kıbrıs'ta ve uluslararası kamuoyunda 24 Nisan referandumlarının sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Kıbrıslı Türk ve Rum emekçiler, İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'ne bu tartışmalar eşliğinde giriyor. Geçen yıl Türk ve Rum emekçiler, 45 yıl sonra ilk defa, 72 yıldan beri üçüncü kez 1 Mayıs'ı birlikte kutlamışlardı. Referandumların sonuçları ve adada yapılacak 1 Mayıs kutlamaları hakkında, Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP) Genel Sekreteri Kazım Öngen ile görüştük. Evrensel: Referandumların sonuçlarını ve muhtemel gelişmeleri değerlendirir misiniz? Kazım Öngen: Kıbrıs; Rum'uyla, Türk'üyle, Maronit'iyle tarihte ilk kez bir bütün olarak kaderini tayin hakkını kullandı. Dolayısıyla bu referandum tarihi bir olaydı bizim için. Kuzeydeki statükoyu Kıbrıs Türk halkı mücadelesiyle devirmiştir. Güneydeki halkın da statükoyu devirmesi için gereken mücadeleyi vermesine bizler katkı sağlamalıyız. Referandum göstermiştir ki, emperyalist bir anlaşma ve uzlaşma bile ancak halkın baskısıyla mümkündür. Bu referandum adanın bütünlüğünü sağlayacak bir referandumdu. Kıbrıs Türk halkı, yüzde 65 evet diyerek şunlara karar verdi: 1) Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz. Bunu üç yıldır meydanlar da dile getirdi ve referandumla tescil etti. 2) Kıbrıs Türk halkı ayrılıkçı değil ülkeyi bütünleştirmek doğrultusunda; ortak vatanı yeniden yaratmak için oy verdi. 3) Kıbrıs Türk halkı çözüm ve barış için oy verdi. 4) Mevcut statükonun, Türkiye devletinin adadaki varlığının reddini oyladı ve reddetti. Statükoyu yıktı. Bu sonuçları toparladığımızda ortaya çıkan bir gerçek vardır: Barış ve çözüm istemeyen, Türkiye'nin iradesini tanıyan ve bugünkü statükodan beslenen Rauf Denktaş, artık siyaset ömrünü tamamladı ve istifa etmesi gerekir. Her dürüst, onurlu ve halkını düşünen bir politikacı gibi istifa edip çekilmesi gerekir. Kıbrıs Rum halkı açısından baktığımızda şunu görüyoruz: 1963'ten beri yürütülen "Kıbrıs'ın tek egemenleri oldukları" propagandasıyla, Rum halkının beyinleri yıkanmıştır; yalana dayalı bir politikaya tabi tutulmuşlardır. Gelinin noktada adanın yönetimini Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya istekli görünmediler. Biz Rum halkını suçlamıyoruz. Sorumluluk Rum halkına liderlik edenlerde. Yıllardır bu düşmanlığı halka dayatmışlardır. Ne yazık ki tüm Kıbrıs'ın partisi olduğunu iddia eden KEL bu çizginin savunucusu olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla AKEL'in de bu olumsuz propagandaya destek vermesiyle Rum halkı yüzde 75 oranında 'Hayır' dedi. Yıllardır "Kıbrıs Türk halkını Türkiye tutsak etmiştir" diyen Rum yönetimlerinin de aslında Kıbrıs Türk halkını potalarında eritmek istedikleri sonucunu çıkarabilir miyiz bu tutumlarından? AKEL'in tavrı açıkça Rum milliyetçiliğine hizmet ediyor, böyle bir sonuç çıkarılabilir tabii. Papadopulos'un geçenlerde yaptığı konuşmada altını çizdiği bir yaklaşım vardır. "Devlet devraldım, toplum devretmem" dedi. Bu söylem Rum hakim sınıflarının bakış açısını özetleyen bir bakış açısıdır. Yani, "Kıbrıs'ın yönetimi, Kıbrıs'ın egemeni biziz, bunu kimseyle paylaşmak istemiyoruz" demektir. AKEL'in üst yönetiminde böylesi milliyetçi bir yaklaşım vardır. Referandumun ardından, milletvekilleri Ünal Üstel ve Ahmet Kaşif iktidar ortağı olan DP'den istifa ettiler. Kuzeyde bir hükümet krizi mi yaşanacak? CTP-BG'nin, DP'nin ve BDH'nin söylemlerinde böyle bir şey olacakmış gibi görünüyor, ama net bir şey söylemek mümkün değil. Söylentiler doğru çıkarsa erken seçime gidilebilir. Erken seçim gündeme gelirse KSP bu seçimlere katılacak mı? KSP seçimlere girer tabii ki. Bazı çalışmalar var; bir koalisyon veya bağımsız olarak girebiliriz, bunu MK değerlendirecek. Bir gazetede, "Güneye geçişlerde Rumlar vize isteyecek" diye bir haber yayınlandı. CTP-BG Genel Sekreteri Sabit Soyer bunu yalanladı. Sizce Rum tarafı 1 Mayıs'ta AB'ye girdikten sonra kapıları kapatmak veya vize istemek gibi uygulamalara gidebilir mi? Rum tarafının bunu yapacağını sanmıyorum; çünkü Kıbrıslı Türklere yönelik bazı açılımları olduğundan ve hayatı Kıbrıs Türk halkı için kolaylaştıracaklarından bahsediyorlar. Dolayısıyla vize koymaları düşünülemez, bu resmen adanın taksimi demektir. "Rum tarafının kuzeyle ilgisi kalmamıştır" demektir, kuzeyi "Yabancı topraklar" olarak değerlendiriyor anlamına gelir. Papadopulos hükümetinin bunu yapacağını sanmıyorum. AB'nin de bu yönde bir tavrı olacağını sanmıyorum. 1 Mayıs, geçen yılki gibi Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından ortak kutlanabilecek mi? KSP'nin 1 Mayıs' çalışmaları neler? Bugünkü şartlar sürdüğü takdirde ortak kutlanacaktır. Provokatif bir hava gelişmezse o güne kadar, geçen seneki gibi ortak kutlayacağız. 1 Mayıs'ın referandum sonrasında ortak kutlanması çok daha önemlidir. Rum ve Kıbrıs Türk şovenizminin tırmandırılması için referandum sonuçları kullanılmak istenebilir. Bunu önlemek için her zamankinden daha çok politik eylemlerde birlikte hareket etmeyi sağlamalıyız. Bu Memleket Bizim Platformu'nun ve diğer siyasi partilerin de katılacağı bir 1 Mayıs'ı hem burada hem karşı tarafta birlikte yapmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Felluce'ye şiddetli saldırı

SONRAKİ HABER

Suriye'nin başkenti karıştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...