20 Nisan 2004 21:00

Skandal danışmanlar!

AKP Hükümeti'nin kamu bankalarının satışı için düşündüğü danışman firmaların birçoğunun adı skandallarla anılıyor.

Paylaş
Kamu bankaları adı skandallara karışmış danışmanlık firmalarına emanet edilecek. IMF'ye gönderilen niyet mektubunda yer alan ve 8. gözden geçirme için ön koşul olan kamu bankalarının satılmasında yol haritasını şaibeli firmalar çizecek. Ziraat, Halk ve Pamukbank için çalışmalar yapacak danışman için üç firma ismi gündemde. Üçü de ABD'li olan firmalar, Boston Consulting, Deloitte and Touche ve Mc Kenzie Danışmanlık Şirketleri. Şirketlerin arasında en dikkati çeken ise Deloitte and Touche. Bu şirketin adı Enron'dan Parmalat'a kadar birçok büyük yolsuzluk ve skandala karışmış. Uzmanlara göre dünyada böyle bir şirketle iş yapacak bırakın ülkeyi, küçük bir firma bile bulmak mümkün değil. Çünkü karıştığı skandalların ardından hâlâ iflas etmemiş olması bile şaşırtıcı.

Boston'un öngörüsü Türkiye'ye 2001 yılında yerleşen Boston Consulting'in COE'su Carl Stern, IMF ve Dünya Bankası'nın kamu bankaları için dayattığı "yeniden yapılandırma"da kendilerine düşecek payı biliyormuşçasına Türkiye'ye gelişlerini şöyle açıklamıştı; "Türkiye'de büyük bir potansiyel görüyoruz. Fakat bu potansiyelin ortaya çıkabilmesi için Türkiye bir yeniden yapılanma ve reform sürecinden geçmeli. Biz inanıyoruz ki The Boston Consulting Group, kalıcı değişim oluşturmaya yönelik yaratıcı stratejik düşünce yapısı ve yaklaşımı ile bu konuda etkili olacaktır. Yani Türkiye ekonomisinin gelecekteki büyüme fazına hazırlanmasına yardım etmek için doğru yerde ve doğru zamanda buradayız." Üç şirket arasından saçilecek danışman firmanın görevleri, bankaların nasıl özelleştirileceğinin dünya örnekleri de dikkate alınarak belirlenmesi, kamu bankalarının bankacılık sistemini bozup bozmadığının belirlenmesi ve usulsüz verilen kredi olup olmadığının tespiti olarak sıralanıyor. Danışman firma aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndaki Pamukbank'ın bu yılın eylül ayına kadar Halk Bankası'na entegrasyonu konusunda da çalışma yapacak ve entegrasyonun nasıl olması gerektiğini ortaya koyacak. Danışman firma, hem kamu bankalarının özelleştirilmesine yönelik yol haritasını hem de kamu bankalarının sektördeki yerini belirleyeceği çalışmasını haziran sonuna kadar tamamlayacak. Danışman firma 3 banka için hazırlayacağı yol haritasının, haziran ayı sonuna kadar tamamlayacak ve IMF'ye sunulacak. Bu arada IMF'ye gönderilen niyet mektubunda Pamukbank'ın Halkbank ile entegrasyonundan söz edildiği hatırlatılarak, danışman firmanın, Pamukbank'ın entegrasyonunun nasıl olacağını planlayacağı yer alıyor.


İMAR BANKASI'NA BİR FRANSIZ BİR İNGİLİZ Devlet Bakanı Ali Babacan, İmar Bankası olayından hareketle bankacılık sektörünün gözetim ve denetiminin etkinleştirilmesi için başlatılacak inceleme ve değerlendirme çalışmasının başına, Fransız Merkez Bankası'nda uzun yıllar görev yapmış olan Jean Luis Fort'un getirildiğini bildirdi. Babacan, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, İmar Bankası olayından hareketle "bankacılık sektörünün gözetim ve denetim çerçevesinin değerlendirilmesi, daha da güçlendirilmesi" için gerekli adımların atılması amacıyla, özel bir inceleme ve değerlendirme çalışmasının başlatılacağını daha önce açıkladığını hatırlattı. Babacan bu konuda İmar Bankası gibi bir olayın bir daha tekrarlanmaması için yürütülecek çalışma için Fort'u davet ettiğini belirterek, Fort'un temmuzdan önce çalışmalarına başlayacağını söyledi. Babacan, Fort'un başkanlık edeceği bu çalışmada ayrıca, Peter Hayward'ın da yer alacağını duyurdu. Hayward'ın uzun yıllar İngiltere Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nda finansal sektör üzerinde çalışmış bir kişi olduğunu belirten Babacan, 1988-1992 yılları arasında bankacılık gözetiminden sorumlu Basel komitesi'nin de sekreterliğini yaptığını kaydetti. Bakan Babacan, Peter Hayward'ın ayrıca, Kore'nin finansal sektörünün yeniden yapılandırılması çalışmalarında sorumluluk üstlendiğini, Japonya, Çin, İsviçre, Güney Afrika gibi ülkelerde finansal sektörün yeniden yapılandırılması çalışmalarında aktif biçimde yer aldığını, son olarak Toronto finansal sektör gözetimi uluslararası liderlik merkezinin başkanı olarak görev yaptığını anlattı.


SKANDAL DEYİNCE DELOİTTE&TOUHCE
  • Deloitte & Touche: 1999'da Parmalat'ın Başmuhasebeciliği'ne atandı. Şirketin iflas sürecinde, muhasebeyi D&T yürütüyordu. Milyarlarca dolar değerindeki İtalyan gıda devi Parmalat'ın muhasebesinde yaptığı yolsuzluklar, dikkatleri Deloitte'e çekmişti. Parmalat'ın batış sürecinde, şirketin muhasebesini hem D&T, hem de Grand Thornton adlı firmalar yürütüyordu. Şirkete yönelik eleştiriler, Parmalat'ın gizli off-shore hesaplarında yatan 3.95 milyar Euro'nun "tespit edilememesi" noktasında yoğunlaşıyor. Parmalat'ın iflasından sonra pek çok çevre, D&T'nin bu gizli hesapları çok daha önce tespit etmiş olabileceğini belirtiyordu. İngiltere'de muhalefetteki Liberal Demokrat Parti, Parmalat skandalının ardından, D&T'nin İngiltere Başkanı John Connoly'nin istifasını talep etmişlerdi. Partinin talebinde, Connoly'nin 1980'lerde emekli sandıklarının yağmalanması olaylarında isminin geçtiği hatırlatılıyordu.
  • Deloitte & Touche, iflas eden Londra Ticaret Bankası Barings'in muhasebesinde "ihmalkârlık yapmak" ile suçlandı. Barings olayı ile ilgili olarak açılan dava, 11 Haziran 2003'te sonuçlandı. İngiliz mahkemeleri, D&T'nin, Barings'in muhasebesi konusunda "ihmalkâr davrandığı" sonucuna vardılar. Makeme kararında, D&T'nin bankanın Singapur'daki futures işlemlerinin muhasebesini tuttuğu belirtilerek, "D&T, 1992 hesablarındaki yolsuzlukları vce 1993'teki yetkisiz alım satımları saptamalıydı" denildi.
  • D&T'nin adı, ABD'deki Enron skandalında da sık sık geçiyordu. D&T; Arthur Andersen gibi diğer muhasebe ve danışmanlık şirketleriyle birlikte, Enron'un 12 kez vergi kaçırmasına yardımcı olmakla suçlandı. Bu usulsüzlükler yoluyla, 2 milyar dolarlık vergi kaçırıldığı belirtiliyordu.
  • Adelphia İletişim şirketi, bir dönem muhasebesini tutan D&T'ye karşı dava açtı. Temmuz 2002'de açılan davada D&T, Enron ve WorldCom'u batıran mali skandallarla eşdeğerde yolsuzluk yapmakla suçlandı. Adelphia'nın iddiasında, D&T'nin "meslek ilkelerini ihmal ettiği, sözleşmeleri çiğnediği, yolsuzluk yaptığı" vurgulandı.

  • ÖNCEKİ HABER

    Gözyaşartan ABD adaleti!

    SONRAKİ HABER

    Tür-Köy Sen'den
        belediye başkanına ziyaret

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...