19 Nisan 2004 22:00
Çocuk tiyatroları sahipsiz
Bursa Devlet Tiyatrosu'nda Ahmet Vefik Paşa Sahnesi'nde gösterime yeni giren bir çocuk oyunu, "Otobüs Durağında Üç Bencil". Sadece kendini düşünen, bencil, uyumsuz, bu nedenle kavgalar eden, savaşlar çıkaran, öldüren insanın irdelendiği oyunda; insan olmak düşüncesinin o savaş gürültüleri, yıkıntıları arasında yok oluşunun ve asıl olan hayatın ayrıntılarla uğraşmaktan elimizden kaçıp gidişinin öyküsü anlatılıyor.
Oyunun yazarı ve yönetmeni Özer Tunca böyle tarif ediyor oyunu. Bursa Devlet Tiyatrosu sanatçısı olan Özer Tunca, Ankara Devlet Tiyatro Bölümü mezunu. 50'nin üzerinde oyunda oyunculuk, yönetmen ve yönetmen yardımcılığı yapan Özer Tunca ayrıca birçok yabancı yönetmenle yönetmenlik, oyun yazarlığı, görsel ve fiziksel tiyatro, beden dili, çocuk tiyatrosu konularında workshoplar yaptı.
Halen ASSİTEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) yönetim kurulu üyesi. Özer Tunca'yla çocuk tiyatrolarının neyi amaçladığını, gerekliliği, önemi ve son oyunu "Otobüs Durağında Üç Bencil" üzerine söyleştik.
Uzmanlık alanınız olan çocuk tiyatrosunun öneminden bahseder misiniz?
Aslında uzmanlık alanım demek doğru olmaz. Bu benim sorumluluk alanım. Alışkanlıklar çocuk yaşta başlar ve gelişir. Birey çocukken arabeskle buluştuğu anda yaşamı arabeskle sürüyor. Ama sanatla tanıştığı zaman daha sorgulayan, daha barışık bir insan oluyor. Çocukların doğru sanat eserleriyle buluşturulduğu söylenemez. Anlamaz, bilmez gördüğümüz için ucuz oyunlar sergilendi çocuklara bugüne kadar. Halbuki onları doğru sanat eserleriyle tanıştırmamız lazım. Bunun için sorumluluk duyuyorum ve çocuk oyunlarını sorumluluk alanı olarak görüyorum ve oynuyorum, oynamaktan da çekinmiyorum. Tiyatro oyuncularımız maalesef çocuk tiyatrosunu bir angarya iş olarak, önemsenmeyen bir iş olarak buluyorlar ve çocuk oyunlarında oynamaktan uzak duruyorlar. Çocuk tiyatrosu aslında en zor iş. Çünkü çocuk tepkisini anında verir. Beğenmezse, sıkıldığını anında belli eder ve oyuncu olarak onun dikkatini toparlamak ve oyuna çekmek zorundasınızdır. Ayrıca bu konuda Türkiye'de büyük bir boşluk var. Çocuk tiyatroları oyuncuların elinde değil. Esnafların elinde. Sahipsiz. Bütün Türkiye'yi korsan tiyatrolar doldurmuş durumda. Sanata ihanet ediyorlar. Çocukları tiyatrodan soğutuyorlar. Tiyatroyu sadece "gülmek ve eğlenmek" olarak algılatıyorlar çocuklara. Ucuz oyunlar sergiliyorlar. Okullara gidip dünyanın parasını kazanıyorlar. Bu tiyatrolar para kazanmak için kurulmuş tiyatrolardır. Oyuncularının çoğu tiyatro eğitimi almamış. Oynadıkları oyunlar ise öğreticilikten uzak, sadece güldürme üzerine kurulu. Maalesef okullar da bu konuda hassas değiller ve bu tuzağın içindeler. Çocuk oyunları üzerine akademik anlamda bir eğitim verilen bölüm yok. Keşke bunun eğitimi verilse. Çok iyi oyuncularımız da var, yok değil. Ama teknik donanımlarımız yok.
Hem yazıp hem yönettiğiniz yeni oyununuz, "Otobüs Durağında Üç Bencil" oyununda ne anlatmak istediniz?
Oyunda bencilliği işledim. İçimizde var olan, bizi parçalayan, bölen, savaşlar yaratan büyüklerin icat ettiği ve bir türlü baş edemedikleri "ben" duygusunu işledim. Oyun çok sade, bir otobüs durağında bekleyen üç tane bencili anlatıyor. Oyunda durakta otobüs bekleyen üç soytarının aralarında oluşan anlık ilişkilerden doğan durumların, bencilliğin, mülkiyetçiliğin, yalnızlığın ve iletişimsizliğin komik hikâyesi anlatılıyor. Dekor çöp tenekesi ve durak direğinden oluşuyor. Konunun evrensel olması ve az diyalog kullanılmasından dolayı, oyunu uluslararası festivallerde "sokak tiyatrosu" olarak sahnelemeyi planlıyoruz. Çocuk oyunu şunu amaç edinmeli, çocuğu alıp bir dünyaya sokmak değil de çocuğun beyninde bir atmosfer yaratmak olmalı amacı. Yaşadığı dünya içinde soru sormasını ve cevabını da kendisinin bulmasını sağlamalı. Çocuk tiyatrosunun bu şekilde olması gerekiyor; mutlaka eğlendirmeli ama sorgulatmak da gerekiyor.
Diğer projelerinizden ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
En büyük hedefim oyunumla festivallerde oynamak. Çok evrensel bir oyun. Dünyanın her yerinde oynanabilir. Fiziksel ve zihinsel yeni bir şeyler yapmak, çocuğa bir anlayışla oyunu sunmak istiyorum. Doğaçlama yaparak tek kişinin beyninden değil de bütün oyuncuların beyninden çıkanlarla bir oyun yaratıyorum. Ancak karmaşa içinde değil bir disiplin içerisinde. Çocuk oyunlarına duyduğum sorumluluk anlayışıyla, bu alanda çalışmalarım devam edecek.
Peki son zamanlarda TV'lerde popstar gibi yarışma programları çok moda ve bir programda da tiyatro yarışması yapılıyor. Bu programları ve benzerlerini nasıl buluyorsunuz?
Olmaz öyle şey. Çocukları, gençleri çok kısa yoldan ünlü olma hayaline sokuyorlar. Amaçları bir mit oluşturmak. Dizilerden ve bu programlardan mitler oluşturarak bunların üzerinden büyük paralar kazanıyorlar. Kahramanlar yaratarak insanları etkilemek sadece içerikleri. Birgün çok popüler olan bir şey iki gün sonra yok oluyor. Yerine başkası geliyor ve o da kısa zaman sonra yok olup gidiyor. Bu programlar insanları çok çabuk tüketmeye alıştırıyor. Böyle bir toplum olmaya yönlendiriliyor insanlar. Aklı başında bir oyuna seyirciyi getiremiyoruz. O da çocuk yaşta önemli. İyi örnekler vermemiz gerekiyor. Çocuklar sorgulayan ve yargılayan çocuklar olabilsin. Böylece seçici olabilsin.
Evrensel'i Takip Et