kardelen ve hercai

Evet her mevsimin gelişini doğada yaşanan değişimle görürüz. Ve her mevsimin simgesi vardır. Newroz'dan sonra gelen baharın simgesi de kardelen çiceğidir. Karların erimeye başlamasıyla toprakta ilk kardelen çiceği filizlenir... Doğa, baharın gelişi ile başlayan hareketlilikle bir başka güzellik kazanır. Sonbaharda toprağa düşen tohumlar kış mevsiminde dinlenir. Baharla birlikte tohumlar birer birer filizlenir. Bu ilk filizlenlemeler arasında kardelen çiceği yer alır. Ve kardelen çiceğinin hikâyesi de sevgi ve aşk üzerine kuruludur. Anlatılan o dur ki; iki kır çiceği birbirine aşık olur. Ve baharın gelişinde onlarda doğa da yaşanan canlamaya eşlik ederek, güneşe merhaba derlemiş. Bu böyle devam edermiş.

Ve sonra.... Sonra baharın ilk günlerinde çiçeklerden biri, kışın herkesin soğuktan kaçtığını söyleyerek, arkadaşına karlı günlerde açarak, tüm doğanın kendilerine ait olmasını ister. İşte bundan sonra birbirini seven çiceklerin de ayrılık öyküsü başlar. Biri açmak için kışın gelmesini beklerken, diğeri de yaz mevsiminde açarak, yarini yarı yolda bırakır. Ve artık sevgililer ayrılmıştır. Biri kardelen çiçeği olmuştur. Diğeri de hercai çiçeği... Karda açan ve sevgilisi bekleyen çicek kardelen adını alırken, sevgilisini yarı yolda bırakan çicek de hercai adını alır. O günden sonra kardelen ve hercai isimleri bir ayrılık öyküsü ile anılır.