22 Mart 2004 22:00

Büyük halk büyük gurur

Başlığa çıkardığım sözler, Newroz'u birlikte izlediğim Guarnica'lı Miguel Herdenis'in. "Biz Basklılar için" diyor Miguel, "küçük halk derler ve eklerler, büyük gurur!...

Paylaş
Başlığa çıkardığım sözler, Newroz'u birlikte izlediğim Guarnica'lı Miguel Herdenis'in. "Biz Basklılar için" diyor Miguel, "küçük halk derler ve eklerler, büyük gurur!...Ama şimdi ben Diyarbakır Newrozu'ndaki bu coşkuyu gördükten sonra Kürt halkı için, büyük halk diyorum. Büyük gurur. Ve faşistlerin uçaklarla yerle bir ettikleri Guarnica'yla Diyarbakır'ı, Şırnak'ı birbirine bağlayan bu gurur, bu halk olma bilincidir." Seherle başladı Newroz Diyarbakır'da. Bütün ilçeleri, köylükleri, yoksul mahalleleri tan alacasıyla akmaya başladı Newroz ateşinin başına. Sahnenin alınlığında "Özgür bir gelecek için zihniyet ve vicdan devrimine" yazılı bir pankart asılmış. Onun yanında "Demokratik birlik çizgisi kadın özgürlük çizgisi olacaktır" sözleri. Tam karşısında, o gerçekten olağanüstü kalabalığın en önünde Kürt kıyafetlerinin ışıltısıyla bir sıra kadın halay çekiyor. İtalyan Barış Hareketi'ni temsilen gelen Elize ve Giovanna rengârenk ve mütevazı bir pankartla bu halayı boydan boya geçip basına ayrılan platforma çıkıyorlar. Pankartta tek sözcük yazılı: Pace. Elize, "yeryüzündeki en güzel sözcük" diyor. Onlarda sahnenin sağında Kürtçe "Zımanê me hebûna meye" sözcüklerinin anlamını merak ediyorlar. Newroz Komitesinden Erkan Erenci bize yardım ediyor: "Dilim varlığımdır." Erenci'yle Newroz kutlamaları için gelenekselleşen alan üzerine konuşuyoruz. "Biz alanın bir kısmını törenler için demir parmaklıklarla çevirdik" diyor. "Burası 95 bin metrekare. Bu alan yaklaşık 500 bin kişi alıyor. Ama gördüğünüz gibi kitle bu alana sığmıyor. Yaklaşık 140 bin metrekarelik bir alanı kite kit dolduruyor. Bu şu anlama geliyor. Bu yıl katılım 800 binin üzerinde." Hamdiye Güleryüz Siverek'ten getirdiği poşilerden üç rengi birbirine düğümleyerek boynuma sararken, "böyle cıbıl gezmek olmaz" diyerek gülüyor. "Al yeşil olmalı insan..." Bu kadar insana bayrak yetiştirmek zor. Ama komitenin görevlendirdiği gençler dur durak bilmeden bayrak taşıyorlar. Mor ve mavi bayraklar dağıtıldıkça kalabılktan sesler yükseliyor: "Sor... kesk...zer.." Ve kürsüdeki ses yanıtlıyor onları: "Newroz'u bu yıl gökkuşağının bütün renkleriyle kutlayacağız." Yurdusev Özsökmenler getiriyor üstünü: "Dünya halklarının bütün kanlı zamanlardan sonra göğe çektiği bütün renklerle. Kürsü gibi yükseltilerden kalabalığa bakanları, bir süre sonra göğe yükselen, devinen, gerilip açılan sonsuz bir el denizden, ufuk çizgisini örten insan başlarından başka şey göremez oluyor. Ve Zerdüşt'ün, Ahura Mazda'nın torunları Newroz ateşini yaktıklarında zılgıtlar yeri göğü sallıyor. "Yaşamın ucu"diyor yanımda Ragıp Zarakolu, "sevincin ucu. Ucu bütün özlemlerin." Bu yılki kutlamaların en tartışmalı yanı, Diyarbakır Newrozuna davet edilen, Mahsun Kırmızıgül ve Özcan Deniz'di. Onlar da bunu anlamış olmalılar ki, sahne üzerindeki bütün konuşmalarını bu tema üzerine kurdular. Hatta Mahsun Kırmızıgül öylesine ileri gitti ki, "Ben buralıyım" dedikten sonra, Diyarbakır anılarını anlatmaya başladı. "Ben Hançepekliyim ve burada ayıp kaçabilir ama, biz, bir zamanlar oralara gelip gidenleri az çarpmadık, az adamın cebini boşaltmadık." Bir meydanı dolduran yüz binlerce insan için, bir adamın gençliğinde yaptığı cepçiliğin nasıl bir yakınlaştırıcı rolü olur bilemiyorum. Ama bu sözlerin söylendiği anlarda zaten Newroz kutlaması bitmişti. Halk işin mavrasını yapmaya başlamıştı. Akşam göğü pembelenirken dağılıyordu halk. Ateşte dönen bütün renkle, barış türküleriyle. Ezilenlerin yeryüzüne kazandırdığı barış türküleriyle.

ÖNCEKİ HABER

Ateşler gece de yandı

SONRAKİ HABER

AKP'nin aynası Tuzla

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...