12 Mart 2004 22:00

Bombalar ABD'nin işine yarıyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de patlayan bombalar, 11 Eylül 2001'den sonra birçok ülkede yaşanan kanlı saldırıların son halkası oldu.

Paylaş
İspanya'nın başkenti Madrid'de patlayan bombalar, 11 Eylül 2001'den sonra birçok ülkede yaşanan kanlı saldırıların son halkası oldu. Böylece, İstanbul'dan sonra, 'eylemlerin Avrupa'ya taşınacağı' yönündeki öngörü doğrulanmış oluyor. ABD başta olmak üzere, saldırı politikalarını "terörle mücadele" gerekçesine dayandıran devletler, bu saldırılarla birlikte "cephe"lerini güçlendirmek ve aralarındaki çatlakları onarmak gibi "altın fırsatlar" elde etmiş oluyorlar. Bu nedenle; "her an her yerde vurabilecek olan, kimliği belirsiz bir El Kaide hayaleti"nin Avrupa'da, Amerika'da, Asya'da dolaşıp durması, en çok onların işine geliyor. Her yeni saldırıyla birlikte bayrakları yarıya indirip timsah göz yaşları döktükten sonra, masalarının başına geçip "hangi ülkeyi nasıl hizaya getireceklerini" konuşuyorlar!

Politikaya yön veren saldırılar Her seferinde yüzlerce masum insanı alan bu kanlı saldırılar; boyutları ve "bağlamları" itibarıyla, ülkelerin izlediği politikaları doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, "tetiği kimin çektiğine" değil, bu politik etkiye odaklanmak zorunlu. 15 ve 20 Kasım tarihlerinde İstanbul'da patlayan 4 bombanın ardından ABD Başkanı Bush, "Türkiye'nin terörle mücadelenin cephelerinden biri haline geldiğini" ilan etmişti: Amerika için Türkiye de, tıpkı Irak veya Afganistan gibi 'savaşın yürütüleceği ülkelerden biri' idi! Aynı günlerde İngiltere ve İsrail, "Türkiye ile ittifaklarının daha da güçlendiğini" açıkladı. Sonrası biliniyor: Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin Washington ile Ortadoğu ülkeleri arasında "mekik dokuması", Amerikan planlarının bölgeye dayatılması için "köprü rolünü" benimsediklerini dünyaya ilan etmeleri... Nihayet, büyük sermaye ve medyanın tam desteğiyle, "Büyük Ortadoğu Projesi" adlı savaş planına destek verilmesi. Madrid'de patlayan bombaların de böyle kullanılmak istendiğine kuşku yok.

Batı medyası çok mutlu ABD ve İngiltere hükümetlerinin sesi olan gazetelerin dünkü başyazılarına bir göz atmak, saldırganların "bayrak indirip işbaşı yaptığını" gösteriyor. Washington Post gazetesi, İspanya'nın Amerikan saldırganlığına verdiği desteği övdükten sonra, "Madrid dehşeti; terörizme karşı tek yanıtın geniş ve kararlı bir ittifak olduğunu gösteriyor. Bu olay bize, ABD'nin ne yalnız savaştığını, ne de yalnız acı çektiğini gösteriyor" demiş. New York Times da aynı telden çalıyor: "Böyle bir zamanda, terörist tehdidin niteliği ve onunla nasıl savaşılacağına dair Avrupa-ABD tartışması, tamamen yersiz kalıyor. Terörizm hepimizi, her yerde, her sabah tehdit ediyor... Onlara karşı savaş, çokuluslu olmalı"

'Terörist' Cezayirliler Gazete, aynı yazıda ilginç bir bağlantı kurarak Kuzey İrlanda'da İngilizlere, Cezayir'de Fransızlara, Bask ülkesinde İspanyollara karşı yürütülen ulusal kurtuluş mücadelelerini "terörist" olarak nitelendiriyor. Filistin, bir sonraki saldırıda listeye eklenir herhalde! Emperyalizme karşı mücadele eden her halkın "terörist" muamelesi göreceğini böyle duyuruyorlar. Macaristan gazetesi Nepszabadsag, lafı fazla dolandırmamış: "Eğer saldırganlar İslamcılarsa, ABD'nin teröre karşı tepkisine yönelik Avrupa itirazları artık savunulamaz!" İtalyan Komünist Partisi'nin gazetesi Liberazione dahi, saldırganların değirmenine su taşımakta beis görmemiş. Gazetenin manşeti, "medeniyetler çatışması"nı adeta aklıyor: "Barbar Teröristler!" Bu örnek, bombaların sadece bedenleri değil, akılları da felç ettiğini göstermeye yetiyor. Herald Tribune'den Thomas Fuller, "göz yaşı dökmeyi bırakıp işe koyulanlar" arasında. Fuller, Avrupa Birliği ortak polisi Europol'e daha geniş yetkiler verilmesini, bu kurumun "ulusal iradelerin üzerinde, gerek duyulan her ülkede rahatça hareket edebilmesini" savunuyor.

İngilizlerden 'Oh olsun' En pervasız yorumlar, her zamanki gibi İngiliz bulvar gazetesi The Sun'a ait. İngiliz medya imparatoru Rupert Murdoch'un gazetesi, neredeyse "Oh olsun!" diyecek. Gazetenin "siyaset yorumcusu" Trevor Kavanagh'a kulak verelim: "Bu fanatikler, bizim hayat tarzımızı yok etmek istiyor... İngiltere ve İtalya da, bombacıların hedefleri arasında. Ama Fransa ve Almanya da kurtulamayacak. Bu ikisi, gerekli olduğu zamanda fanatiklere karşı birleşik bir cephe göstermek yerine, Saddam'a karşı savaşı sabote ettiler. Pişman olabilirler." Yazar adeta, El Kaide'ye "Fransa ve Almanya'yı da vurma" çağrısı yapıyor. Bu arada, Iraık'ın El Kaide ile ne gibi bir ilişkisi olduğunu açıklama ihtiyacı dahi hissetmemiş. Bombaları kullanarak panik yaratmaya çalışıyorlar. İnsanların kafasını bulandırıp beyinlerini uyuşturmayı amaçlıyorlar. Böyle bir panik içinde, Saddam'ın El Kaide ile ilgisi olmadığını söylemenin ne anlamı olabilir? Madrid'de havaya uçan trenlerin, aylardır süren "kitle imha silahı tartışmalarını" da silip attığını söylemek yanlış olmaz. Böylece Bush ve Blair, sırtlarındaki "yalancılık" yükünden kurtulmuş oluyor! ETA'dan ne isteniyor? Elbette, İspanya gericiliğinin ayrı hesapları da var. Bombalar patladıktan hemen sonra ekranlara çıkıp "ETA yapmıştır" diye bağırmanın başka ne anlamı olabilir? İspanya hükümeti, El Kaide'nin saldırıları üstlenmesine rağmen hâlâ "ETA'yı gözardı etmemek gerektiğinden" bahsediyor. Saldırılarda, pazar günkü seçimlerden zaferle çıkmak için aradıkları 'motivasyonu' bulmuş görünüyorlar; tabii bir de, Bask ulusal hareketini ezmek için aradığı sebebi. Diğer yandan, 'El Kaide'nin saldırıyı üstlenmesi de hükümetin işine yarıyor; böylece halka "Bakın, teröre karşı ABD'ye destek vermekte haklıymışız" diyorlar. Yine; Irak veya Afganistan'ın işgal edilmesinin, Ortadoğu ülkelerinin tehdit edilmesinin "terörle mücadele" ile ne ilgisi olduğunu kimsenin sorgulamayacağını hesaplıyorlar. Evrensel'in dünkü sabah toplantısında, "İspanya hükümeti için en uygun failin ETA'nın İslamcı kanadı olacağı" yolunda bir espri yapıldı. Toplantıdan sonra dünya medyasına göz gezdirdiğimizde, saygın BBC uzmanlarının "ETA'nın El Kaide ile işbirliği içinde olabileceğine" dair "ciddi yorumları" ile karşılaştık!

ÖNCEKİ HABER

Kendi geleceğimiz için

SONRAKİ HABER

Nükleer dehşete karşı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...