04 Mart 2004 22:00

Arnavutluk'ta Soros parmağı

İşsizlik ve yoksulluktan bunalan kalabalıklar yine Tiran sokaklarını dolduruyor. Batılı devletler olayların kontrolden çıkmasından endişeli.

Paylaş
Avrupa'nın en yoksul ülkesi olan Arnavutluk'ta son aylarda onbinlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenleniyor. Halk, gösterilerde taleplerini dile getirirken, daha önce Sırbistan ve Gürcistan'daki "kadife darbelerin" arkasında olan Batılı kuruluşların faaliyetleri dikkat çekiyor. Başbakan Fatos Nano'nun istifaya çağrıldığı gösterilerde, yolsuzluklardan zamlara, işsizlikten insan kaçakçılığına kadar bir dizi soruna duyulan tepki ifade ediliyor. 3.6 milyon nüfuslu ülkede, emekçilerin sorunlardan iyice bunalmış olduğu, sokaklara dökülen kitlelerin öfkesinden anlaşılıyor. Son olarak 21 Şubat günü başkent Tiran'da 10 muhalefet partisinin çağrısıyla yapılan gösteriye yaklaşık 50 bin kişi katıldı. Göstericiler, polisin yasaklamasına rağmen hükümet binasına kadar yürüdüler; ancak daha ileri gitmeden dağıldılar. 7 Şubat günü zamlara karşı yapılan büyük gösteride ise, polis ve halk arasında şiddetli çatışmalar yaşanmıştı. 21 Şubat'taki eylemin, son 7 yılın en kitlesel gösterisi olduğu belirtiliyor. 7 yıl önceki gösteriler ayaklanmaya dönüşmüş ve Başbakan Sali Berişa istifa etmişti. Yerine, şimdiki Başbakan Fatos Nano'nun liderliğindeki Sosyalist Parti geldi. Berişa'nın, muhalefeti yönlendirmeye çalışarak tekrar sahneye çıktığı gözleniyor.

Batı'nın tutumu Batılı devletler ve kuruluşların gösteriler karşısındaki tavrı farklılık gösteriyor. Örneğin; 7 Şubat günkü eylem, Arnavutluk Helsinki Komitesi ve diğer Batı kaynaklı kuruluşlar tarafından kınandı. 21 Şubat eyleminden sonra ise, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) başta olmak üzere, Batılı devlet ve kuruluş temsilcileri hem göstericileri hem de hükümeti "kutladı". Gürcistan ve Sırbistan gibi, iktidar değişikliği istedikleri ülkelerde yapılan gösterileri destekleyen bu çevrelerin Arnavutluk'ta böylesi bir tavır takınmalarının sebebi olarak, 1996-1997 isyanının "Batı değerlerine dayalı" rejimi tehlikeye sokması gösteriliyor. O dönemde, komünistlerin öncülüğünde kurulan halk komiteleri, ülkenin yarısına yakınında denetim sağlamış, ancak daha sonra ayaklanma Batılı ordular tarafından bastırılmıştı. Gösterilerde en çok boy gösteren kişi oldukça tanıdık: Eski Devlet Başkanı Sali Berişa. Aralarında adeta "kan davası" bulunan Nano ve Berişa, 10 yılı aşkın süredir Arnavut halkının içine sürüklendiği felaketlerin sorumlusu olan iki siyasetçi. Yaklaşık 4 ay önce yapılan ve vatandaşların ancak yüzde 46'sının "seçme yeterliliğine sahip olduğu" seçimlerde Nano'nun partisi yüzde 34.63 oy alırken, Berişa'nın başında olduğu Demokrat Parti ve müttefikleri yüzde 34.42'de kaldı. Bu iki grubun oluşturduğu parlamentonun halk nezdindeki itibarı ise sıfıra yakın. Yine Soros... Öte yandan, Sırbistan ve Gürcistan'daki "yumuşak darbelerin" arkasında olan Batı destekli "lobi grupları" Arnavutluk'ta cirit atıyor. Bunların başında, "Balkanlar Gençlik Zinciri" ve "Arnavutluk Ulusal Münazara Birliği" adlı örgütlerin başlattığı "Yeter" adlı kampanya grubu geliyor. Orijinal ismi "Mjaft" olan bu grup, özellikle geçen kasım ayında Gürcistan'daki iktidar değişikliği nedeniyle adını sıkça duyduğumuz, Amerikalı spekülatör George Soros'un "Açık Toplum Vakfı" tarafından fonlanıyor. Mjaft grubuna destek verenler arasında ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda büyükelçilikleriyle, Birleşmiş Milletler'in çeşitli kuruluşları da bulunuyor. Grup üyeleri, çeşitli gösteri ve toplantılar düzenliyor, afiş ve bildirilerle "vatandaşları duyarlı olmaya" davet ediyorlar. Son dönemdeki en etkili eylemlerinden birinin konusu, İtalya'ya deniz yoluyla kaçak olarak girmeye çalışırken 21 kişinin boğularak ölmesiydi. İşsizlikten ve yoksulluktan onlarca Arnavut, son yıllarda benzer biçimde can veriyor.

Berişa'ya mesafeli tutum Son olaydan sonra Mjaft grubu üyeleri, 3 gün boyunca hükümet binası önünde "20 bin mum" eylemi düzenledi. Eylem yerine konan anı defterine vatandaşlar tarafından çeşitli mesajlar yazıldı. Ancak, grup üyeleri son dönemde muhalefet partileri tarafından düzenlenen eylemlerden uzak durmaya özen gösteriyor. Kendisini "siyaset dışı" olarak gösteren grubun lideri Erion Veliaj, "7 Şubat eyleminin Demokrat Parti ve Berişa tarafından kullanıldığını" söyleyerek, Berişa ile arasına mesafe koydu. Grubun bu tavrında şüphesiz ki, kendilerini destekleyen Batılı devlet ve kuruluşların "öğütlerinin" etkisi var. Mjaft grubunun ambleminin, Sırbistan'daki "Otpor", Gürcistan'daki "Kmera" ve Beyaz Rusya'daki "Zubr" adlı gruplarla benzerliği dikkat çekiyor. Sırbistan ve Gürcistan'da iktidar değişikliğiyle son bulan kampanyalarda kullanılan araç ve sloganlar ile, Mjaft grubunun kullandıkları da neredeyse tıpa tıp aynı: "Artık yeter", "İstifa et"...

ÖNCEKİ HABER

Adı 'mağduriyet'

SONRAKİ HABER

Şaron skandala battı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...