24 Şubat 2004 23:00

Tutukluya mektup ve görüş yasağı

28 kişinin hayatını yitirdiği yüzlercesinin ise yaralandığı 19 Aralık cezaevi operasyonunu protesto etmek amacıyla üç günlük açlık grevi yapan on dokuz hükümlüye ceza yağdı. Yapılan eylem ile diğer tutuklu ve hükümlülere kötü örnek olunduğunu iddia eden cezaevi idaresi, 19 kişinin bir ay mektup altı ay ise görüş yapmalarını yasakladı. F tipi cezaevlerinde uygulamadan kaynaklanan farklılıklar devam ediyor. F tiplerinden birinde suç olmayan bir eylem başka diğersinde suç kapsamına girebiliyor. Benzer bir olay son olarak cezaevinde gerçekleşen bir protesto eyleminde yaşandı. F tipi cezaevlerini açmak amacıyla 19 Aralık 2000 tarihinde düzenlenen ve 28 kişinin hayatını yitirdiği operasyonu yaşayan siyasi tutuklu ve hükümlüler operasyonu yıl dönümünde protesto etmek istedi. Pekçok cezaevinde bu amaçla üç günlük bir haftalık açlık grevleri yapıldı. İzmir 1 No'lu F Tipi Cezaevi de bunlardan biri. Bu cezaevinde bulunan mahkumlardan 19'u üç günlük açlık grevi yapmaya karar verdi. Yapacakları eylemi de bir dilekçe ile cezaevi idaresine bildirdiler.

Açlık grevine ceza Ancak ne olduysa bundan sonra oldu. Çünkü cezaevi yönetimi dilekçeyi alır almaz açlık grevi yapacak olan kişilerle tek tek görüştü. Bu eylemi yapmaları halinde disiplin cezası ile cezalandırılacaklarını söyledi. Mahkumlarda daha önce F tipi adı altında farklı cezaevlerinde kaldıklarını ancak oralarda böyle uygulamalarla karşılaşmadıklarını söylediler. Uygulamalardaki bu farklılıklara cevap vermeyen cezaevi yönetimi kısa bir süre önce 19 Aralık cezaevi operasyonunu protesto amacıyla üç günlük açlık grevi yapanlara disiplin cezası verdiğini bildirdi. Cezaevi yönetimi, Mehmet İnan Işık, Süleyman Erol, Bülent Ersoy, Raşit Dörtyol, Şeyhmus Poyzar, Alican Kaya, Metin Koç, Ercan Yıldız, Fesih Yavaş, Kemal Serinkaya, Devrim Türkmen, Hasan Atar, Bülent Parmaksız, İnanç Özen, Fırat Şimşek, Deniz Kısmetli, Özgür Taşyürek, Vatan Örak ve Zaki Özbil'e bir ay mektup altı ay ise görüş yasağı cezası verdi. Cezaevi yönetimi cezayı, Ceza ve İnfaz Kurumları Yönetmeliği, Cezaların İnfazına Dair Tüzük ve söz konusu davranışın diğer tutuklu ve hükümlülere "kötü örnek" olacağı gerekçelerine dayanarak verdiğini açıkladı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Müfredat tamamen değişecek Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, müfredatın birinci sınıftan lise son sınıfa kadar baştan sona değiştirileceğini açıkladı. Gazi Üniversitesi (G.Ü) Çocuk Gelişimi Araştırma, Uygulama ve Eğitim Merkezi, Mesleki Eğitim Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen törenle açıldı. Bakan Çelik, törende yaptığı konuşmada, eğitimin sorunlarının çözümü için yerel yöneticilere önemli görevler düştüğünü savunarak, şu açıklamalarda bulundu: "Milli Eğitim Bakanlığı'nda, okul öncesinden üniversiteye kadar bir yığın reform ve değişiklik var. İlköğretim Yönetmeliği'nde yaptığımız şey bir devrimdir. Öğrenciyi, bireyi eğitimin merkezi haline getiren yeni bir anlayış getirmiştir. Müfredat, birinci sınıftan lise son sınıfa kadar değiştirilecektir, öğretim yöntemi değişecektir. Eğer bunu yapmazsak, medeni milletler sofrasında oturamayız. Dünyanın varoşlarında kalmaya mahkum oluruz. Bu işin ilacı, derdin devası budur." Çelik, ortaöğretimi de yeniden şekle sokacaklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "Dünya Bankası'ndan aldığımız krediyle ortaöğretimi yeniden şekillendireceğiz.ugün Türkiye'de 73 çeşit lise vardır. Mesleki-teknik eğitim ve genel ortaöğretim başlığı altında bu dağınıklığı gidermek zorundayız. Bunu yapacağız. Yükseköğretimle ilgili değişiklikler de yapılacaktır." Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin çöktüğünü, bu nedenle bu alanlara öğretmen ataması yapılamadığını ifaden Çelik, atacakları adımlarla bu sorunu da gidereceklerini söyledi. Bakan Çelik, 10 bin öğretmenin atamasının 28 Şubat'ta, 8 bin öğretmenin atamasının ise temmuz ayında yapılacağını sözlerine ekledi.

Japonya örneği G.Ü. Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan da, eğitime verilen önemin yapılan yatırımlarla kendini gösterdiğini ifade ederek, "Japonya'yı Japonya yapan nedir? 0-6 yaş grubu çocuklara verdikleri önemdir. 0-6 yaş grubundaki çocuklara önem veren ülkeler, ileriki eğitimin daha verimli ve kaliteli geçmesi gibi bir şansı yakalıyor. Medeni ülkeler arasında yer almak istiyorsak, bunun yolu okul öncesi eğitimden geçiyor" diye konuştu.