21 Şubat 2004 22:00

Bu divan başka divan

Onlarca insan sesi divan sazının tok tınısına karışıyor. Ve alışık olmadığımız sıradışı bir "Divan" yavaşça kendini göstermeye başlıyor...

Paylaş
Onlarca insan sesi divan sazının tok tınısına karışıyor. Ve alışık olmadığımız sıradışı bir "Divan" yavaşça kendini göstermeye başlıyor... Bu divanı sıradışı kılan ise bir asırdır dinleğimiz bu toprakların müziğini bütün çağ olanaklarıyla kulağımıza yeniden çalması. Anadolu halk müziğinin bir süredir kötü kopyalarıyla ancak tanışabildiği ve nihayet türkülerin edalarını bütün olarak, amiyane tabirle "bozmadan", elektronik müziğin bütün olanaklarını doruklarında yaşatan bir "divan" bu…Orient Expressions adlı çiçeği burnunda bir grubun ilk adımının ve ilk albümünün ismi "Divan"…

Güçlü vokallerle Can Utkan, Richard Hamer, Cem Yıldız ile Murat Uncuoğlu'ndan oluşan Orient Expressions adlı grup elektro-folk türü açısından yeni bir pencereyi de aralıyor aslında. Elektro müzikal altyapı üzerine halk müziği gırtlağı ve söyleyişi ile hayli güçlü vokalleri bir araya getiriyor. Bu tür açısından pek rastlanır bir durum değil. Albümde Sabahat Akkiraz "Duaz İmam" adlı deyişe ses verirken, Aynur Doğan Kürt müziğinin geleneksel örneklerinden olan "Ehmedo" ile "Dera Sor" adlı iki türküyü başarılı bir şekilde icra ediyor. Albümün dikkat çeken okumaları arasında öne çıkan bir diğer türkü ise Kerkük Divanı. Türkü Adile Yadırgı'nın duru ve güzel yorumuyla birkez daha hayat buluyor. Bu sayede albümleri Doublemoon etiketi ile yayınlanan Orient Expressions adlı grup önemli seslerden birini de, müzik dinleyicisiyle tanıştırmış oluyor. Albümde ayrıca Dilek Yıldız "Beats of Pera" ile Sezgi Olgaç'ın söylediği "S.O.S" adlı parçalar da mevcut.

'Mutfaktaki adamlar' grubu Düzenlemeler yapan veya çalışmalara enstrümanıyla ses verenlerin -diğer bir deyişle "mutfaktaki adam"ların- kurduğu nadir gruplardan olan Orient Expressions, ses özellikleri güçlü vokallerin düzenlemelerin öne çıkması tehlikesinden çekinmiyor mu acaba? Şöyle yanıtlıyor grup üyeleri bu soruyu "İnsan sesi bizim için çok önemli bir öge. O yüzden güçlü ses bizi arka planda bırakır diye bir kaygımız olmadı. Bu müziği hayal ettiğimiz zaman vokallerin de güçlü olmasını özellikle tasarlamıştık. Kullandığımız vokaller herkesi etkileyen sesler. Etnik müzikte maalesef sese çok az rastlanıyor. Bu bizim için çok önemli bir noktaydı"… Hatta bunun için vokallere "içinizden gelen türküler" bile demişler : "Şarkıcılardan kendi içlerinden gelerek güzel okudukları şarkıları söylemelerini istedik. Biz de o parçaları değerlendirebilir miyiz diye düşündük. Birine bir şey okutmaya çalışmadık. Şarkıya çok inandığı için oralarda çok güzel bir formu oldu albümün".

Ortak çalışma Grup üyelerinin kendi çalışmalarını tarif ederken ağız birliği ettikleri temel bir nokta mevcut. "Kolektif" diyorlar yaptıkları işe. Müzikle ilgilenmeyenlerin yadırgayabileceği bir durum gibi gözüküyor belki de. Öyle ya "grup" diye tarif edilen şey başka nasıl olabilir ki? Maalesef vaziyet öyle değil. Birbirine eklenen müzisyenlerin oluşturdukları işler, piyasadakiler. Birbirini dahi görmeyen müzisyenler stüdyoda enstrümanları çalıp gidiyorlar. Albüm kapaklarında isimlerini gördüğünüz müzisyenlerin birçoğu birbirini hiç görmemiştir bile. O yüzden Orient Expressions "kolektif" derken bir "fark"a işaret ediyor: "Albümü bütün olarak tasarladık. Stüdyoya beraber girdik. Hiçbir aşamasında 'ben çaldım işim bitti' demedik. İçimizden biri farklı bir şey denedeğinde ona uygun icralar için çaldıklarımızı değiştirdiğimiz zamanlar oldu. Mümkün olduğu kadar da semplinglerden uzak durmaya çalıştık. Enstrümanları bizzat çalmayı tercih ettik."

Bir Amerikalı 'ozan' Evet bu sıradışı grubun bir diğer sıradışı özelliklerinden biri de Amerikalı sanatçı Richard Hamer'ın da grubun önemli omurgalarından biri olması. Hatta Anadolu halk müziğininin bu çalışmada öne çıkmasının önemli bileşenlerinden biri Hamer. Zaten grup üyeleri de "bizden iyi biliyor" diyorlar onun için. Albümde üflemeli çalgılara ses veren Hamer bu enstrümanların içine bir de kaval ekliyor. Elbette onu da kendi çalıyor. Hamer şöyle anlatıyor serüvenini "20'den fazla seneden beri Türkiye'deyim. 80'li yıllarda geldiğimde sürekli TRT radyolarını dinliyordum. O şekilde ilgim arttı. Anadolu halk müziği ile ilgili araştırmalar da yaptım ama temel olarak sezgilerim bunda etkili oldu. Ben seslere aşık oldum. Bu çalışmanın toplamının da benim için keyifli ve eğitici bir süreç olduğunu söyleyebilirim"

Keşfedilmemişe yolculuk Grup bu albümü kendisi açısından da bir ilk adım olarak değerlendiriyor. "Keşfedilmemiş olana doğru bir yolculuk" diye özetliyorlar serüvenlerini. İddialı görünen bu yaklaşıma da şöyle açıklık getiriyorlar; "Keşfedilmemiş olana ilgi her müzisyenin isteğidir aslında. Yapılmayan müzikleri yapmak hatta daha önce bizim de yapmadığımız müzikleri yapabilmek bu isteği özetliyor aslında. Var olanın biraz daha ötesine geçmek istiyoruz. Ve bu albümün de bizim için bir başlangıç noktası olduğunu düşünüyoruz".

ÖNCEKİ HABER

Camcılık soylu bir meslektir

SONRAKİ HABER

Nusaybin'de 'Dem' ve 'Nubin' yayında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...