18 Şubat 2004 22:00

Sağlık ocağı komşunun
   odununa muhtaç kaldı

Gazetemizde yayımlanan Sincan 4 No'lu Sağlık Ocağı hakkındaki okur mektubuna Sağlık Bakanlığı'nın verdiği yanıt ile, sağlık ocağının içinde bulunduğu durum çelişiyor.

Paylaş
Gazetemizin, 2 Ocak 2004 tarihli sayısında yayımlanan "Sağlık Bakanı'na Soruyorum" başlıklı yazıda, Sincan 4 No'lu Sağlık Ocağı'nın içinde bulunduğu kötü koşullar gözler önüne seriliyordu. Sağlık Bakanlığı'ndan mektup üzerine gönderilen açıklama yazısında ise bu gibi "Her şeyin kontrol altında olduğu" ima edildi. Ancak sağlık ocağına gittiğimizde, durumun mektuptakinden de vahim olduğunu gördük. Sağlık hizmeti veren tabiplerin, hemşirelerin "ücretleri, iş güvenceleri ve sağlık hizmetleri" için alanlara döküldüğü ve işbıraktıkları günlerde çıkan okur mektubunda, "Yolların çamurlu olduğundan, kömürlü sobayla ısınıldığından, kömür ve odunun mahalleli tarafından karşılandığından, hizmet veren personel sayısının yetersizliğinden..." bahsediliyordu. Sincan Sağlık Grubu Başkanı Dr. Mustafa Alptekin ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Hanifi Kotan imzalı gazetemize gönderilen iki ayrı yazıda ise, ocağın önündeki ve yanındaki her iki sokağın da asfalt olduğu, ısınma sisteminin halen sobalı sistem olduğu ve doğalgazlı ısınma sistemine geçiş çalışmalarının 2003 yılında Sağlık Müdürlüğü'nce başlatıldığı bildirildi. Kurumların yakıt ihtiyaçlarının Sağlık Müdürlüğü'nce karşılandığı ve kömür ihtiyacının 2 No'lu Sağlık Ocağı'nın deposunda önceki dönemden kalan kömürün kullanıldığının aktarıldığı yazıda, personelin az olmasının nedeninin de okullardaki aşı çalışmalarından kaynaklandığı savunuldu.

Isınma dert Sağlık Bakanlığı'ndan gelen yazı üzerine sağlık ocağına gittiğimizde, bilgilendirme notunun doğru ancak eksik olduğunu gördük. Sağlık ocağında ilk olarak kömür sobaları, beton zemin ve yerdeki pamuk parçaları ve tozlar dikkat çekiyor. Sağlık ocağında temizlik işlerine bakacak bir hizmetli de bulunmuyor. Ocağın yanındaki sokaklar asfalt. Ancak toprak arazinin üzerinde bulunuyor ve yağışlı havalarda, asfaltın üzerine çamur taşınıyor. Ocaktaki dolaplardan masalara, elektrikli sobalara kadar bütün eşyalar mahallelilerin bağışı. Eleman sayısı yeterli ancak hizmet verilecek teknik donanım, altyapı eksikliği mevcut. Sağlık ocağının en büyük sorunu ise, ısınma. Kalorifer petekleri, kombi gibi tüm teçhizat hazır. Doğalgaz hattı da hemen sağlık ocağı binasının yanındaki yoldan geçiyor. Sağlık ocağı yetkilileri 2 yıl önce Sincan Belediyesi'ne yazarak durumu ilettiler ancak oradan Büyükşehir Belediyesi'ne ve daha sonra da diğer kurumlara havale edilen sorun hâlâ çözülmeyi bekliyor. Isınma teçhizatı ise Sincanlı biri tarafından kendi olanaklarıyla kurulmuş. Sağlık Bakanlığı'ndan gelen kömür ise hem yetersiz hem de düzensiz. Bebek ve çocuklar üşüdüğü için kıyafetleri çıkarılamazken personelin de elleri soğuktan iş göremez duruma geliyor. Sağlık ocağında elektrikli sobalarla ısınılmaya çalışılıyor. Ancak elektrik sobaları sık sık elektriklerin kesilmesine yol açıyor.

Her şey bağış Konuyla ilgili görüşünü aldığımız sağlık ocağı yetkilileri ise gazetemize şunları anlattılar: "En büyük sorunumuz ısınma. Ne yaptıysak sıfıra sıfır elde var sıfır. Buranın boyasını bile buradaki vatandaşlar aldı. Gittik bir boyacıya durumu anlattık o da yalvar yakar boyayı yaptı. Burada gördüğünüz ne varsa vatandaş kendi cebinden bağış yoluyla yaptı. Soğuktan hemşire hanımın elleri donuyor, gelen hastalar üşüyor. Paltolarla, eldivenlerle çalışmak zorunda kalıyoruz".

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Dersimiz soruşturma! Çukurova Üniversitesi'ndeki soruşturma terörüne karşı açlık grevinde olan öğrencilerin kampus içinde açtıkları grev çadırına polis saldırdı. Polisin müdahalesi sonucu yaşanan arbedenin ardından 13 öğrenci gözaltına alındı. Üniversitedeki soruşturmaların ve öğrencilere verilen cezaların kaldırılması için 28 gündür İnsan Hakları Derneği binasında açlık grevi yapan öğrenciler, önceki gün öğle saatlerinde, Çukurova Üniversitesi R-1 kantini önünde grev çadırı kurdular. "Öğrenciyiz haklıyız kazanacağız", "Polis defol üniversiteler bizimdir", "F tipi üniversite istemiyoruz" "Yaşasın açlık grevi direnişimiz" sloganları atan öğrenciler, Rektör Yalçın Kekeç ve üniversite yönetimiyle görüşme talebinde bulundular. Rektörlüğün taleplerini dikkate alıp görüşmeyi kabul etmesi durumunda çadırı kaldıracaklarını belirten öğrenciler, aksi takdirde eylemlerini sürdüreceklerini ilan ettiler. Grev çadırının etrafında halay çekerek türkü söyleyen öğrencilerin üzerine bir süre sonra çevik kuvvet polisleri saldırdı. Öğrenciler saldırıya taşlarla karşılık verdi. Yaşanan kovalamaca sonrasında 5 öğrenci gözaltına alınırken 8 öğrenci de üniversite çıkışında otobüslerden indirilerek emniyet müdürlüğüne götürüldü.

İHD kınadı İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi üyeleri ve öğrenciler, polis saldırısını ve üniversite yönetiminin tutumunu protesto etmek amacıyla dün İnönü Parkı'nda basın açıklaması yaptılar. Açlık grevindeki öğrencilerden Esra Cemali, demokratik haklarını kullanmak amacıyla açtıkları grev çadırlarına yapılan saldırıların sorumlusunun Rektör Yalçın Kekeç olduğunu söyledi. Arkadaşlarının Adana Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulduğunu belirten Cemali, "Gözaltındaki arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını ve soruşturmaların geri alınmasını istiyoruz" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Sağlıkçılar sağır iktidara seslenecek

SONRAKİ HABER

Hava durumu bilmecesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...