10 Şubat 2004 22:00

Anadil, ana sütü gibi...

Lazlara, Lazca'ya ve dilbilimcilere katkı sağlamayı hedefleyen "Lazuri Grameri" adlı sözlük, bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı Lazca Türkçe sözlük ünvanını taşıyor.

Paylaş
Lazuri Grameri adlı Lazca-Türkçe sözlük ve Lazca gramerini anlatan kitabın yazarı İsmail Avcı Bucaklişi, kitabın anadili Lazca olanlar için açıklayıcı ve yol gösterici olmasını hedefliyor. Lazca, Rize'nin Pazar (Atina), Ardeşen (Arthaşeni), Çamlıhemşin ve Fındıklı (Vishe) ilçeleri ile Artvin'in Arhavi (Arkabi), Hopa (Xopa) ve Borçka ilçelerinde varlıklarını sürdüren Lazlar'ın kullandıkları dil. Lazuri Grameri, Lazca üzerine uzun yıllardır süren alan araştırmalarına dayalı olarak hazırlanmış ve bugüne kadar Lazca üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma. Gôichi Kojima ve Bucaklişi'nin çeşitli bölgelerde yaptıkları alan araştırmalarının haricinde Fransız Dilbilimci Georges Dumezil ve Megrel Dilbilimci Guram Khartozia'nın Lazca masal derlemelerinden de yer yer faydalanılmış. İsmail Avcı Bucaklişi, anadil ve açılması planlanan Lazca dil kursları üzerine sorularımızı yanıtladı. Anadilin insan hayatındaki önemini ve kültüre yansımasını anlatır mısınız? Anadil bana öyle geliyor ki "Ana sütü kadar lezzetlidir" insan için. Hiçbir dilde anadilinizle güldüğünüz, ağladığınız ve küfrettiğiniz lezzeti alamazsınız. Anadil, kültürün yegane sözcüsüdür. Anadil olmadan bir kültürü anlatamazsınız, ancak tarif edersiniz. Anadil, anneden öğrenilen ilk dil olmasının ötesinde insanın kimliği ve kişiliğinin oluşmasında belirleyici olan, geçmişi ve geleceği arasındaki bağı kuran, dünyayı, doğayı ve çevresini algılamasını sağlayan temel olgudur. Anadil olmadan bir kültürün yaşaması hatta ondan bahsedilmesi dahi mümkün değildir. Anadilini yitirmiş bir birey öz kültürünü ve kimliğini de yitirmiş demektir. Dil olmadan kültür var olamaz. Her kültür ancak kendi dili ile vardır ve bu şekilde anlamlıdır. Dil kısaca bir halkın aynası, kimliğinin ve kültürünün yansımasıdır. Türkiye'de birçok kültür ve dil bulunmasına rağmen, eğitim, medya, sanat gibi alanlarda bu dillerin konuşulmamasını hatta kimi zaman yasaklanmasını neye bağlıyorsunuz? Uygulamanın ortaya çıkmasına vesile olan anlayış ulus-devlet ideolojisiyle çok yakından ilintili. Tek dilli, tek kültürlü bir ulusu yaratmak için kurulan sistem, başka dilleri yasaklayacaktır, yok sayacaktır. Sadece bizim devletimize özgü bir şey değildir bu. Mesela Batı ülkelerinde, önce resmi dilin dışında kalan dilleri erittiler, folklor malzemesi haline getirdiler, daha sonra da yani ölüm öncesi "Ruhunuz nasıl huzur bulacaksa o şekilde ölebilme" hakkı tanıdılar. Düşünün Lazcayı, ne Osmanlı, ne de Cumhuriyet döneminde bu dilin yaşatılması için bir tek çivi bile çakılmamış, şimdi "Kurs açabilirsiniz, televizyon yayını yapabilirsiniz", bir yandan da; "Yok efendim haber programı yapamazsınız, dil öğretmeye yönelik program yapamasınız..." deniliyor. Peki ne yaparsınız? Klipler yayınlayın, paranız varsa televizyon filmleri yapın... Bu koşullarda olmayacak şeyler bunlar. "Lazuri Grameri"nin hazırlanışı, içeriği ve amacı hakkında bilgi verir misiniz? 1999'da Türkiye'de ilk olarak Lazca-Türkçe sözlüğü hazırladık. Büyük bir ilgi ile karşılandı. Özellikle çocuklarının sözlüğü açıp Lazca kelimeler öğrendiklerini görmek çok keyifliydi. Derken, bir Japon dilbilimci karşımıza çıkıverdi; Kojıma Goichi. Uzun zamandır Anadolu dilleri üzerine ve Lazca üzerine araştırmalar yapıyordu. Kader bizi buluşturdu. Bir gece aniden Lazca gramer yazma fikri belirdi bende. "Bana yardım eder misin?" dedim. Daha doğrusu ona "Bir Lazca gramer kitabı yaz" diyemedim, soruyu başka türlü sordum. O gece sabaha kadar kitabın ayrıntılı planını hazırladık. Tam iki yıl sonra kitap çıktı. Lazuri grameri, kapsamlı bir Lazca gramer kitabı. Lazcanın tüm diyalektlerini karşılaştırmalı ve detaylı olarak inceliyor. Kitap geniş bir içeriğe sahip. Aynı zamanda İngilizce ve Türkçe olmak üzere iki dilde yazıldı. Amaç ilgili dünya insanlarının faydalanabilmesini sağlamaktı. Elbette ki amaç: Laz dilini yaşatabilmek, gelecek kuşaklara en doğru şekliyle ve en bilimsel yöntemlerle aktarabilmek. Ve bundan sonra Lazca üzerine çalışacaklara referans olabilmek... "Demokratikleşme" adı altında son dönemlerde yapılan yasal düzenlemeleri yeterli buluyor musunuz? Bu düzenlemelerin AB vs. için değil de, kendi insanımızın ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmasını çok isterdim. Devlet ne yazık ki kendi insanının sesini duymayı öğrenemedi... Aslında bana göre mesele sadece devletin anadilin önünü tıkaması falan değil, Türkiye vatandaşlarının çoğulculuğu anlayamaması, herkesin karşısındakini bir eşit olarak görememesi ve demokratlığı sindirememesidir. Yoksa devlet kanun çıkarır ama demokratik kültüre sahip olmayan çoğunluk bunu kullanamadığı gibi ne olduğunu dahi anlayamaz ve kanun işlevsiz kalır. Bundan dolayı işin yeterlilik kısmıyla pek ilgilenmiyorum çünkü zaten var olandan faydalanma imkan ve becerilerinden yoksunuz. Bu uygulamaların ardından özellikle Kürtçe dil kurslarının açılması için başvurularda bulunuldu. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Engel sadece kanunlar değil ki... Psikolojik, maddi, manevi bir yığın engel var. Bu iş için para lazım, mekan lazım, hoca lazım ve daha da önemlisi gerçekten bu dili öğrenmek isteyen insanlar lazım. Kültürel planda Kürtçe (Kürt dilleri) konusunda neler yapılabileceğini bir görmek lazım. Demokratik bir açılımın sonucu olması itibariyle elbette ki olumlu gelişmeler bunlar. Uygulama sonuçları şüphesiz örnek teşkil edecek. Ama doğrusu şunu da düşünüyorum; devlet kuruldu kurulalı Türkçe dersleri veriyor. Ama vatandaşlarına ne kadar öğretebildi? Unutmamak lazım, bugün Türkiye'de Türkçe dışındaki dillerin tamamının konuşulduğu bir pazar yok. Yani, ticaret dili değiller. Hiçbiri yaşayan bir edebiyatın dilleri değil. Zaten bunun oluşması engellendi ya... Bu dillerde okuma- yazma kültürü yok. Herkesin işi çok zor. Ama her şeye rağmen hayat umut verici. Lazca dil kursu ve kültürevi konusunda düşünceleriniz nedir? Lazca dil kursu bir amaç değil araçtır. Ama yetersiz bir araçtır. Ne var ki, bu memlekette dilsel ve kültürel çoğulculuğa hizmet eden bu tür kanunların çıkması çok anlamlı ve önemlidir. Daha yürünmesi gereken çok yol var. İstenirse Lazca öğreten bir kurs açılabilir elbette ki. Bu konuda çalışan arkadaşlar var. Kurslarda okutulmak üzere ders kitabı hazırlayanlar var. Çalışmalar birçok alanda devam ediyor. Sanırım hazır olunduğunda başvuru yapılacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Popüler kültür istilası

SONRAKİ HABER

Alfabeye göre hizmet!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...